Rum Yönetimi Sözcüsü Marios Pelekanos AKEL’in, Kıbrıs Türk ve yabancı komünist partilerle birlikte bugün Derinya’daki kara kapısına kadar sürecek 2.5 km’lik “Çözüm ve Yeniden Birleşme Yürüyüşü” sırasında onaylanacak ortak açıklamayı “taksim reçetesi” olarak niteledi.
Alithia Pelekanos’un Rum Yönetimi adına yaptığı açıklamayı manşetten “AKEL’in Taksim Reçetesi… Marios Pelekanos: 650 Kelimelik Ortak Açıklamada Tek Bir Kere Bile Türkiye Kelimesi Kullanılmadı. Sadece Bu Da Değil: Türkiye’nin Yasadışı, Tehditkar, Şantajcı Faaliyetleri ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Meşru Faaliyetleri Denk Tutuluyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Ortak açıklamanın Rum Yönetiminin “de aleyhine” olduğu yorumunu yapan gazete Pelekanos’un “AKEL’in önerdiği çözümsüzlük reçetesidir, taksimin kalıcılaşması reçetesidir. AKEL’in aklının karışık olduğu ortadadır. AKEL Başkan Anastasiadis’i suçlayıp Erdoğan ve Tatar ile denk tutarak çözümü yakınlaştırdığına inanıyor ancak aynı zamanda gerçekleri görmezden geliyor ” ifadelerini öne çıkardı.
Gazeteye göre, AKEL’in kısa süre önce topladığı yabancı diplomatlara Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’i Kıbrıs sorunundaki çıkmazın ortak sorumlusu olarak şikâyet ettiğini hatırlatan Pelekanos, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünde (1 Ekim günü) de, BM Genel Kurulu’nda bile Kıbrıs’ta iki devlet isteme cüretini gösteren istilacı ile denk tutuğu bir ortak açıklama-çağrıyı yayına verdi” dedi.
“AKEL Türkiye’nin uluslararası mercilerde şikâyet edilmesini iletişim hilesi görüyor” diyen Pelekanos “Ortak açılama gerçekleri görmezden gelen ve Başkan Anastasiadis’in müzakere prosedürünü yeniden başlatma çabasını Türk tarafının iki devlet tezi ile denk tutmaya çalışan bir metin” ifadesini kullandı, özetle şunları ekledi:
“TÜRKİYE’NİN FAALİYETLERİ İLE KIBRIS’IN AVRUPALI ORTAKLARI, ABD VE BÖLGE ÜLKELERİYLE İŞBİRLİĞİ PROGRAMLARINI DENK TUTUYOR”
“Türkiye kelimesinin tek bir kez bile kullanılmadığı 650 kelimelik bir metin. Sadece bu da değil: Türkiye’nin Maraş’ta, Kıbrıs denizi, havası ve karasındaki yasadışı, tehditkar ve şantajcı askerî faaliyetleri ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru faaliyetlerini denk tutan, aynı zamanda, Türkiye’nin yasadışı faaliyetleri ile Kıbrıs’ın, güvenlik ve işbirliği programları çerçevesinde Avrupalı ortakları, ABD ve bölge ülkeleri ile pozitif yaklaşım zeminindeki faaliyetlerini eşit tutuyor.
İlk ortamı iyileştirme önlemi olarak Doğu Akdeniz’deki bütün faaliyetlere derhal moratoryum getirilmesi öneriliyor. Yani ülkemizin meşru araştırma programını, tamamen meşru egemenlik haklarını kullanmayı ertelemesini, Türkiye’nin de bütün dünya tarafından kınanan korsan ve yasadışı faaliyetleri konusunda aynısını yapması öneriliyor. Daha kötüsü de Başkan Anastasiadis’i şikâyet ederek, Erdoğan ve Tatar ile denk tutarak çözümü yakınlaştıracaklarına inanıyor olmalarıdır.
Bunun çözümsüzlük reçetesi, taksimin kalıcılaşması reçetesi olduğunu, rasyonalleikten uzaklaşma reçetesi olduğunu, şantajcı tehditkar ve tutumunu ve hayati alan teorilerini dayatmak için askerî güç kullanmakta tereddüt etmeyen tarafı cesaretlendirme reçetesi olduğunu anlamıyorlar. Kendilerini halkın takdirine bırakıyoruz.”
MAVRU: “ANASTASİADİS’İN İCRAATLARI İKTİDARDAKİLERİ SAÇMALIKLARA SÜRÜKLÜYOR”
Gazete AKEL Polit Büro üyesi Eleni Mavru’nun Pelekanos’un yukarıdaki açıklamasını “Anastasiadis’in Kıbrıs sorunundaki çelişkili ve sonuç getirici olmayan icraatları iktidardakileri saçmalıklara sürüklüyor” sözüyle yorumladığını yazdı.
Habere göre, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Milli Güvenlik Kurulu’nda iki devlet çözümüne destek belirterek kapalı Maraş açılımı başta olmak üzere birçok alanda adım atıldığını ve atılmaya devam edileceğini söylediğini hatırlatan Mavru “(Erdoğan bunları söylerken) iktidardakiler surlar içinde düşman arıyor” ifadesini kullandı.
DİSİ: “AKEL’İN AKLI KARIŞIK, BAŞKAN’I DEĞİL TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALMALIYDI”
Habere göre “AKEL’in aklı karışık” diyen DİSİ de ortak açıklamayı “İç cepheyi ve Başkan’ı değil, diğer partiler ile birlikte Türkiye’yi hedef almalıydı” diyerek yorumladı, özetle şunları dile getirdi:
“AKEL’in, Başkan Anastasiadis’i de, hem de uluslararası unsurun önünde, aynı kefeye koyarak Türkiye’nin yasadışı ve tehditkar tavrını küçümsemesi, en azından izahı olmayan bir tavırdır. Dolayısıyla sur içinde düşman arayan hükümet değil, tribünlere oynayan siyaseti yapan AKEL’dir.”