Sayın Sibel Siber, Türkiye’den gelen heyet onuruna Merit Park Otel’de vermiş olduğunuz iftar yemeği güzel bir atmosfer içinde geçti. Yalnız Oksijeni bol atmosferde Merit’in verdiği hizmet ‘Karbon Dioksit’ gibiydi. Ördev dışında Oruçluların yemeklerinin bir buçuk saat sonra bile gelmemesi homurtulara neden oldu bilesiniz. Sayın Vakkas Altınbaş, Yüzme şovunuz mükemmeldi. Bana Cüneyt Arkın’ın filmlerini anımsattı. Hele elinde Piyade Tüfeği ile 150 kişilik birliği ve 10 tankı tahrip ettiği o film ile sanırım büyük oranda örtüştü. Sayın Hasan Uluel, Kemal’in yerinde sunduğun Kıbrıs’a özgü yemeklerin yanı sıra Kıbrıs Kültürüne özgü müziğin ile büyük beğeni topluyorsun. Ancak iktidarda iktidarsızlık yaşayanları ayağına ‘Androş’ koymaya çalışmalarını inan hala daha anlamış değilim. Yola devam. Sayın Cemil Sarıçizmeli birisinin eline Kırmızı mayosunu tutuşturduktan ve ‘Angonilerinin’ yanına gönderdikten sonra 8 günde bir su verilen bölgen için kolları sıvayarak evlere hergün tanker ile su dağıtman halkın hoşuna gitti. Eee bu iş kırmızı mayo giyerek şov yapmaya benzemiyor değil mi Cemil başkan? Sayın Ahmet Sennaroğlu, Büyükkonuk’ta işler nasıl gidiyor? Bilgisayarın hard diskinden haber alabildin mi? Bak Ahmet, dünyada var olan bir şey yok olmaz. Olmayan bir şeyde var olmaz. Yalnız şekil değiştirir. Senin hard diskte şekil değiştirerek un ile toz olabilir. Ne dersin? Sayın Nidai Güngördü, maşallah koltuğa oturduktan sonra göreve hızlı başlamışsınız. Önce size rakip olanlara yardım edenlerin çalıştırdıkları iş yerlerini kapatmışsınız. Sonrada şikayetlere başlamışsınız. Yahudilerin ‘Ağlama Duvarı’ gibi bir duvarı inşa ederek hergün önünde şikayet ederek ağlayacağınızı öğrendik. Hayırlısı. Sayın Mahmut Özçınar, Eşeğini dövemeyen semerini döver der atalarımız. Seni de seçimde dövemeyenlerin belediyelerin elektriklerini keserek halka dövdürmek için kolları sıvadığını öğrendik. Hoca unutma Düşünmeden helaya oturan, çömeldiği yerden taş toplar. Bunlar da taş toplamaya devam edecek merak etme Sayın Ömer Meraklı, muhtarlığın kadar sözlerin de çok meraklı. Bazılarına öyle göndermeler yapıyorsun ki anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az. Bravo be Muhtarım. Harikasın. Sayın Ömer Köse, 1571 yılından kalma resmini gördük ne yalan söyleyeyim beğendik de. Vallahi o tarihten beridir ne sivri kaleminin kütleştiğini nede dilinin peltekleştiğini gördük. Ülken için kalemin hala daha sivri dilin ise kılıç. Sayın Mehmet Harmancı, Bakanlık döneminde yaptıkların Lefkoşa Belediye Başkanlığında yapacaklarının teminatı oluyor. Bağ çapa, tarla sapan isterse onları iyi kullanacak birisi gerek. Bakıyorum sende onları kısa sürede iyi kullanmaya başlamışsın. Sayın Sefa Karahasan, Sibel Siber’in verdiği iftar yemeğinde masada ismin vardı ama cismin yoktu.. Masada Safa gelir diye beklerken çölde serap gören Arap gibi olduk. Sanırım, Şafak Nöbeti ağır bastı. Hayırlı nöbetler Sefa.. Sayın Ali Gazi, Onar Village’de çok mutlu olduğunuzu gördük. Mükemmel bir ortamda sabah kahvaltısında masaya yumulmuşsun. Biz Lefkoşa’da aç bilaç haber peşinde koşarken o lokmalar boğazından nasıl geçti? Üzüldük. Sayın Latif Akça, Şafak Nöbetinde o mahşeri kalabalıkta seni göremedim. Bayraklar rüzgar ile fora edilirken gecenin anısına Denktaş içinde gönülden bir dua edilmesi gerekmezmiydi? Barış harekatının ‘Başkomutanının’ ruhu dualar ile anılmazmıydı? ***** Haber-Yorum Panaroması Girne’ye ‘Ağlama Duvarı’ gerek Belediye başkanlığı seçimleri öncesinde telefon başında nöbet tutan ve neredeyse cep telefonlarını yastık altında tutarak hiçbir çağrıyı kaçırmamaya çalışan birçok Belediye Başkanı seçimler bittikten ve derin bir oh çektikten sonra nedense telefonlarının kapsama alanı dışına çıkmış durumda. Halkın kapsama alanı içine girdikten sonra telefonların kapsama alanı dışına çıkan başkanların bir kısmının ise burunlarının ‘Pinokyo’nun burnu gibi büyüdüğü gözlemlendi. Lefkoşa, Mağusa, Güzelyurt, Mehmetçik, Büyükkonuk ve İskele Belediye Başkanları kollarını sıvayarak bölgelerinin vitrinini güzelleştirmek ve ‘Al Benisini’ artırma uğraşına girerken, Girne Belediye Başkanı gibi başkanlar da nedense ‘İntikam’ ateşi ile yanıp tutuşmanın dayanılmaz hafifliğini yaşamaya başladığı öne sürülüyor. Sümer Aygın’ın yaptıklarını sürekli olarak nakarat gibi tekrarlayan ve şikâyet eden Girne Başkanını iş yapmaya davet eden Girne’de yaşam süren birçok vatandaş eskiden çakıl taşı olsa bile taşın üstüne konurken şimdi ağlamanın yarattığı ‘Gözyaşı’ denizinde boğuluyoruz. Başkan Kudüs’teki gibi bir ‘Ağlama Duvarı’ yapıp ağlamasını orada sürdürürse çok iyi olacak diyor. ** Neden GSM operatörleri dersiniz? Kıb-Tek’in ihaleye çıktığı akıllı saatler ile ilgili tartışma devam ediyor. Son olarak UBP Milletvekili Ersin Tatar da tartışmaya katılarak akıllı saat ihalesinin yanlış olduğunu vurguladı. Aslında Nuh zamanından kaldığı için eskiyen ve yenilenmesi gereken sayaçlar yenilenmeli. Ancak bunlar yapılırken hiçbir şaibeye yer bırakılmaması gerekir kanaatindeyim. Eskiden Maliye Bakanlığı İhale Komisyonu tarafından yapılan ihaleye bizim mahalleden Ali Dayının bile ismi karışınca bukez ihalenin Kıb-Tek tarafından yapılmasına karar verildi. Ancak halkın anlayamadığı konu GSM operatörlerine neden para verilmesinin ısrarla istenmesidir. HâlbukiKıb-Tek’in bir süre önce çektiği ve haberleşmeler ile kendi imkânları için kullanacağı 20 hatlık bir fiber optik haberleşme hattı var. Bu hattın 3 tanesi Telefon dairesine verildi. Ve bu hatlar Telefon Dairesi tarafından kullanılıyor. Zaman zaman Kıb-Tek kendi iç haberleşmelerinde bazı hatları da kullanıyor. Peki akıllı Saatler için bunlar kullanılsa ve GSM operatörlerine tonla para akıtılmasa olmaz mı? Kıb-Tek içerisinde çok güvenilir kaynaklar bu hatların kullanılabileceğini hatta GSM operatörlerinin bile sağlayacağı imkânlardan çok daha fazlasını bu hatların sağlayabileceğini dile getiriyor. Bakın her ay sonu size ödeyeceğiniz miktarı bildirmek içinbunun yanısırakesilen ve tekrar bağlanması için gönderilecek olan mesajları bir biri ile toplamı 10 TL tutacak desek halkın cebinden çıkacak olan paranın ne kadar olacağını kestirebilirmisiniz? Toplamda 140 bin abone için her ay sonu ödenecek rakamsanırım bir milyon dört yüz binTörkiş Lira eder. Eee bu para kimin cebinden çıkacak derseniz söyleyelim ‘VATANDAŞIN’ peki bu beleş eskilerin dediği gibi ‘Meccani ‘ olan hatlar neden kullanılmasın ve vatandaşın boynuna bu kadar daha para aktarılsın diye sorsak yine birileri bizi vatan hainliği ile mi suçlarlar dersiniz? *****