Sahibine Mesajlar 22 Temmuz 2014

Taner ULUTAŞ

Sayın Kudret Özersay,  siz çözüm yakın. Bukez mutlaka bunu başarmalıyız derken Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Candan Erçetin’in ‘Yalan’ şarkısını dinliyorum sessizlik diyor. Vallahi sayın Özersay halk olarak bizim bu tip siyasetçilerden çektiğimizi galiba ABD Usame Bin Ladin'den çekmedi. Sayın Pervin Gürler 20 Temmuz Barış ve Özgürlük bayramında teşkilatınız ile çok büyük sınav verdiniz. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanı sıra Türkiye’nin önde gelen kişilerinin akın ettiği KKTC’de bu büyük sınavı tam not alarak geçtiniz. Bu başarı sanırım, ayağınıza ‘Androş’ koymaya çalışanların gözüne çöp olarak değil mertek gibi battı. Sayın Hamit Bakırcı, Deniz Kaplumbağaları Koruma ve Kurtarma Merkezi olarak hizmet edecek olan ahşap binanın yapımı için Türkcell ile protokol imzaladığınızı öğrendik. Bu güne kadar köpekler için barınak istiyorsanız 1 tuşa, kafes ile balık avlamaya son için 2 tuşa, petrol denizine dönen kıyılarımız için 3 tuşa, bakır dövmek pardon havanda su dövmek istiyorsanız tüm tuşlara basın diyen sese inandık.  Bastık da ama neyse Da’nın sonrasını da size bıraktık. Sayın Hasan Nihat Erduran, Sosyal Medya’da paylaştığın börek, çörek ve unlu mamüller güzel de bizim tarafa gram damlamıyor. Onlar bize bakıyor biz de onlara bakıyoruz. Ağzımızdan da şıp şıp bir şeyler damlıyor. Sen börek ve çörekler ile Pavarotti’den Arya düzenlerken biz geride Play back yapıyoruz. Oldumu ya sayın müdürüm? Sayın Ahmet Yönlüer, Diyanet İşlerinden elini eteğini çektikten sonra kulüp başkanlığı yaptığın Gönyeli ‘Tumba’ oldu. Şampiyonluk için bu kadar okuyup üfledikten sonra Allah dualarını neden duymazdan geldi dersin? Yoksa Erdoğan’dan sonra o damı sana ambargo koydu Ahmet’im. Sayın Hatice Özler Şahin, bakıyorum son günlerde soyadın gibi şahinliğin tuttu. Bayraklar flamalar askerler derken Nurlu ufuklar edebiyatından da bölümler okuyorsun. Olsun be hocanım. Bak Kulağına söyleyeyim kimse duymasın. Halkın kapsama alanı içerisine girdin. Yarın Pandoranın kutusundan çıkıp vekil olacaksın. Ama sakın Halkın kapsama alanı dışına çıkmamaya bak. Sayın Cenk Seren, Belediye Başkanlığı seçimlerinde Mehmetçik Belediye Başkanlığına banko aday gösterilmiştin. Hatta kırmızı mayoyu birinin eline tutuşturup ‘Angonilerinin’ yanına gönderenin sen olacağın söyleniyordu. Sahi son anda neler oldu Cenk? Lastik neden ekris yaptı. Makine neden mangos etti? Bir zahmet söylermisin? Merak ettik de. Sayın Hasan Bozer, ah başkanım ah. Öküz öldü ortaklık bozuldu mu?. Pandoranın seçim kutusunun ağzı bandlanıp seni hapsedinceler galiba unutuldun. Başkanım, siyaset turşu suyu gibidir. İçenin midesi bulanır, içmeyenin ağzı sulanır. Ceylan derili koltuklarda otururken sana bakıp ağzı sulananlardan sonra koltuk gidince sen şimdi o kaybolan yalakalara bakıp galiba miden bulanıyor. Değil mi? Sayın Bülent Dizdarlı, Meclis Başkanı Sibel Siber’in verdiği iftar yemeğinde gözler seni aradı. Zarif eşinizi yemekte görüp seni göremeyince acaba çocuklara bakma görevi bizim doktora mı kaldı diye düşünmeden edemedik. Eh, kolay gelsin çocuklara iyi bakmalar doktorum. Sayın Beşer Kişmir sosyal medyada paylaştığın resimde Sebastian kaybettiğiniz çorap değil, benim güvenimdir dedi diyorsun. Sebastian’a bende sordum. Sebastian yok Beşer yanlış anladı dedi. Kaybettiğim çorap değil. Suskun, sessiz ve başına vurdukça susan Kıbrıs Türk toplumudur dedi. Ne dersin? ****** Kafesle balık avlamak yasakmış !..... KKTC diye isimlendirdiğimiz coğrafyada yürürlükte olan yasalara uymamak artık alışkanlık haline geldi. Yasaları hazırlamak ve yürürlüğe koymakla yükümlü olan kısacası yasama ve yürütmenin başında olan Başbakanların bile uygulamadığı yasaları balık baştan kokar misali vatandaş da uygulamıyor. Bırakın uygulamamayı yetkililerin ve sorumluların gözünün içine baka baka yasa dışılığı hayata geçirmeyi de marifet sayıyor. Kafes ile balık avlama yasa gereği suç olmasına karşın bazı yasa tanımazların, Mağusa Limanında hemde ‘Mendirek’ altına yerleştirdikleri kafesler ile Sahil Korumanın ve yetkililerin gözüne baka baka balık avladıklarını tespit eden duyarlı vatandaşlar kafesleri mendirek altından çıkartarak yetkililere teslim etti. Mağusa’da gümrükte çalışmakta olan ismi bizde mahfuz bir vatandaşımız gönderdiği mesajda konu ile ilgili bakın neler yazdı. ‘Yasakmış. Hadi yahu. Yasağı kim sallar? Tam Mağusa Limanı Mendireği üzerinde bulunan iki adet şamandıranın altında Sahil Güvenliğin yanı başında iki adet yepyeni kafes duyarlı vatandaşlar tarafından çıkartılıp yetkili mercilere teslim edildi. Bu nasıl bir pişkinlik? Bu ne cesaret? Bu ne cüret? Bu kadar rahat ve pervasız olmalarının nedeni ne? Tek bir kelime ile cevaplayabilirim.  Kimse de aksini iddia edemez.<<DENETİMSİZLİK>> o kadar, bunun başka izahı yoktur’ ***** Sahi ama devlet soyguncumu? Dünyanın en pahalı ülkelerinden birisi olan KKTC’de yaşamak sanırım büyük fedakârlık gerektirir. Yasaların önemsenmediği, başıbozukluk ve denetimsizliğin hat safhada olduğu KKTC’de özellikle devletin uyguladığı fon ve benzeri vergiler pahalılığın daha da artmasına neden oluyor. Maliye Bakanlığına bağlı Gümrük Dairesinde ithal edilen mallara uygulanan gümrük hem iş adamını hemde vatandaşın maddi açıdan büyük sıkıntıya girmesine neden oluyor. Güvenilir bir kaynak yaptığı açıklamada, geçen gün 130 TL’ık bir makine parçası getirdim. Gümrüğe tabi denilerek bu küçük parçadan gümrük vergisi olarak tam tamına benden 250 TL. gümrük aldılar. Anlıyorum gelen küçükte olsa ülkeye giren her şeyden vergi alınması gerekir. Ama değerinin iki katı bir gümrük vergisi de insaf sınırlarının ötesindedir diye düşünüyorum. Ödediğim gümrük sonrasında da Devlet vatandaşını silahsız olarak soyan soyguncumudur diye kendi kendime sormadan da edemedim dedi. ****** Günün Fotoğrafı