Sahibine Mesajlar

Taner ULUTAŞ

Sayın Ulaş Gökçe nostalji yaparak Face Book’taki yazınızda yıl 1998. Yine bir FB-GS maçı var. Daha dün gibi hatırlıyorum. Heyecan dorukta, etrafta şenlik havası var ve yer yer gerginlik hissediliyor. Ve benim yine umurumda değil dediniz. Yıl 2015 ve bukez FB-GS maçının yanı sıra Cumhurbaşkanlığı kupası maçı var. Ama bu maç 4’lü turnuva maçı. Eroğlu Spor, Akıncı Spor, Özersay Spor ve Siber Spor arasında oynanıyor. İlk maçların galipleri final maçı için sahaya çıkacak. Eh gerginlik ve heyecan sanırım dorukta ne dersin? ** Sayın Altay Burağan bugün İskele- Larnaka.'da eşim Hidayet hanım ve torunumuz Poyraz ile birlikte, çok mutlu olduk dediniz. Eeeee büyük ustam tabi paranın faizi ana paradan daha çok sevilir. Paranın Faizi yani torun da yanınızda olunca tabi Edip Akbayram’ın değmen benim gamlı yaslı gönlüme şarkısı daha güzel dinlenir değilmi? Yalnız bir şey dikkatimi çekti. Anapara yani sevgili kızımız Tügen ortalarda pek yoktu. Bir başka fotoğrafta onu balıkçı ağlarının sarılı olduğu bir taburenin üzerinde gördüm. Yoksa balıkçılığa mı özendi? Ustam, her yeri sel basmasındaki gerçeği şimdi anladım. Çünkü her yağmur damlası senin tarafından Poyraz’a gönderilen seni seviyorum sözcüğüymüş. Sanırım bu nedenle her fırsatta her yeri sel götürüyor. ** Sayın Sibel Siber, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün farkındalık yaratma günü olduğunu söyleyerek, kadın-erkek eşitliği konusunda bilinç yaratma çabasında olan tüm sivil toplum örgütlerine teşekkür ettiniz. Bu tabiî ki güzel bir davranış biçimi. Ancak sivil toplum örgütlerini anlayamadım. Çevre örgütlerini kastettiyseniz onlar hergün 1000 ton atığın denize atıldığı Bafra bölgesinde foseptik çukurunda boğuldu. Sendikalar derseniz 2-3’ü dışında kış uykusundan henüz uyanmadı. Kadın örgütleri derseniz onlar gözlerinde kapkara gözlük olduğu için bir ‘Kadın Sığınma Evi’nin bile olmadığını göremiyorlar. Aman dikkat edin bunların kapsama alanı içine girdiniz ama bunların kapsama alanı da sanal. Siz Soyut şeyler ile uğraşacağınıza Somut şeyler ile uğraşın. Örneğin halkın kapsama alanından çıkmamaya bakın. ** Sayın Fikret Öğütveren, Lefke zor bir deplasman sayılan ve boğazı geçerken boğulacak denilen Yeniboğaziçi’nden dağarcığını da doldurarak döndü. Bizim Haluk AS TV’deki programda Lefke’nin galip gelemeyeceğini düşünerek korktuğundan pide bahsine girmedi. Siz girdi derseniz programın kayıtlarını tekrar izleyebiliriz.  Tabi Haluk’a böyle söyledim. Ama sizin kulağınıza söyleyeyim de kimse duymasın. Adam bizi pide ağacına döndürdü. Yayında pidesine girdik. Beraberlikte herkes cebinden ödeyecek de dedik. Ama lütfen bu aramızda kalsın. Haluk duyarsa bir sene onun gülmesini çekerim. ** Sayın Asım Vehbi, yoğun toplantılar, görüşmeler ve misafirleri ağırlamanın ardından 8 Mart ‘Kadınlar Gününde’ sevgili eşinize de zaman ayırdığınızı gördük. Bu davranışınız ile tam bir centilmenlik örneği sergilediğinizi söyleyebiliriz. Ancak bizim madalyonun diğer yüzüne de bakma gibi baldan bir huyumuz var. Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda, yengenin Bakkkk Asımmmmm. Bugün kadınlar günü ve ben toplantı, momlantı anlamam. Düş önüme ve Mövenpick Resort’a götüreceksin dediğini gördük. Eeeee Asım’ım evde erkeğin sözü geçer tamam da sanırım son sözü hep kadınlar söyler değilmi? ** Sayın Nermin Nalbant, ben böyle bir günü tanımıyor ve onaylamıyorum. Zira senede 1-2 gün kadınlar çiçektir deyip de geri kalan 363 gün de öküzlük yapanlar yüzünden kadın'lığında adam'lığında bizde kaldıģı bir devrin, kimseye benzemeyen devrin Kadını'yım. Bir gün değil her gün özelim NOKTA dedin. Hep Anayasa, Anayol, Anasöz, Ana gibi yar der insanımız. Neden çünkü kadın toprak gibi üretkendir. Ama bizim emir erleri  bu üretken kadına bir sığınma evini bile çok görüyor. Siyasetçi şey diyorsa mutlaka bir şey etmiştir. Cümlenin devamını beklemeden sert bir şeyle kafasına vurabilirsiniz.