Sahibine Mesajlar 9 Nisan

Taner ULUTAŞ

Sayın Derviş Eroğlu, Rumlara çağrı yaparken ‘Samimi olun’ mesajınız beni doğrusu çok etkiledi. Sizin birçok konuda ne kadar ‘Samimi’ olduğunuzun canlı tanığıyım. Örneğin, görüşmelerde federal yapı konuşulurken açılışlarda kurdele keserken, KKTC ilelebet yaşayacak sözlerinizdeki, masada Güzelyurt ve Maraş görüşülürken sizin bir karış toprak vermeyiz demenizdeki ‘Samimiyetin’ büyük hayranıyım. Evet keşke Rum’da sizin gibi samimi olsa ve sol gösterirken sağ vururkenki samimiyetini bir güzel yansıtsa ne kadar güzel olurdu değilmi? Sayın Serdar Denktaş, son dakika size atılmak istenen ‘Muhammet Ali ’vari yumruğu son anda fark ederek gardınızı aldınız. Size tahsis edilen LAÜ ringinde Alicengiz oyunu ile atılması istenen yumruğu yemiş olsaydınız sanırım hakem saymaya başlayacaktı. Usta bir eskiv ile yumruğu savuşturmanız bu yöndeki ustalığınızı göstertti. Ama ondan öte rakibe bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil mesajı vermeniz de önemliydi. Sayın Hakan Oran, öncelikle ben Sayın Bakırcının ikide bir bakır dövmesini hazmedemedim. Bakır döverken kulak tırmalayan seslerden dolayı yapamayacağım bir görevi iade ettim dediniz. KKTC For Ever’da bugüne kadar ’Salla külahı ye pilavı ‘ modu hakimdi. Ancak  siz buna artık ‘NOS’ deme cesareti gösterttiniz. Bu nedenle sizi kutlarım. Sayın Halis Üresin, Ulusal Birlik Partisi, Tatlısu’da sizi belediye başkanlığına aday göstereceğini açıkladı. Bakın Sayın Üresin, seçilmeniz halinde bu görevi layıkı ile yapacağınızdan en ufak bir endişem yok. Balı parmağı uzun olan değil,kısmeti olan yer. Başkan adaylığı da sizin kısmetinizdi. Sizin için  Arı gibi çalışacak olan insanlar da kuşkusuz var.  Ancak seçilirseniz ve bölgeye gerekli yatırımları yapmazsanız arının kuyruğunda iğnesi olduğunu da unutmayın.

Sayın Ahmet Topal çevre diyoruz. Canlı diyoruz. Onların da bu dünyada yaşam hakkı olduğunu dile getiriyoruz. Ancak sizin Amatör Balıkçılar sitesinde arkadaşlarınızın tekne ve zıpkınla vurdukları balıkların boy boy gösterilmesi de bu düşünceye ters bir durum arz etmiyormu? Bu sizin gurubun ruhuna aykırı değilmi? Balta değmedik ağaç, ağ ve zıpkın girmedik deniz de olmaz. Tamamda bunları marifetmiş gibi sergilemekte olmaz değilmi?   Sayın Mustafa Özadalı Mustafa Togay’ı görevden almamak için Cumhurun direndiğini söylüyorsun. Da, ustaların emir erlerini sırf bu nedenlerle görevde tuttuklarını neden söylemiyorsun? Bak Mustafa Togay’ın aldığı emir sonrasında girdiği içeride Anası ağlarken, dışarıda cibillah Allah inkarda olanlarda ‘Play Back’ yapmakla meşgul. Sayın Mustafa Arabacıoğlu, Eğitim Bakanlığına ait eski Ankara Möble’nin sizden önce birileri tarafından birilerine peşkeş çekildiği öne sürülüyor. Sizin kitapları koyacak binanız yokken birilerinin hükmü karakuşi fetva ile oralara yerleştiği dile getiriliyor.  Bal tutan parmaklarını yalamayı bıraktı balı kepçe ile götürüyor. Da, balcının kepçesi varsa, oduncunun baltası yokmu? Sayın Hayvanseverler Derneği yetkilileri, eşeklerin ayaklarını kırdık birkaç dernek dışında ses çıkaran olmadı. Köpekleri vurduk Altın Patiler dışında tısss diyen olmadı. Hatta Vietnam’dan gelen turistler vasıtası ile pişirip yedik be ama nedir yaptığınız bile diyen olmadı. Bukez saf kan atları 15 gün konteynerlerde kapalı tutarak öldürdük yine alooo diyen çıkmadı. Kış bitti. Harç bitti yapı paydos demeylim de uyku sona erdi desek? Sayın İrsen Küçük, Sayın Erdoğan ile yedi buçuk, sekiz muhabbetinden sonra hatırlarsanız ‘Millet ‘ sizi affetmemiş, afetmeyince de ‘Hade Mahalleye’ demişti. Siz de Sayın Mustafa Togay ile Emir Emirkanı’yı elinizi öptükten sonra ‘Affettim’ demenize karşın mahkeme ben affetmedim ‘Hade içeri’ dedi. Ne yani size rağmen baca eğri olsa bile dumanı doğrumu tütüyor dersiniz. Sayın Fikri Toros, öncelikle yeni görevinizde başarılar dilerim. Birilerine ‘Hade Mahalleye’ süren doldu. Ülkeye verdiğin zarar ‘Yeter’ demen otururken, Siyasi çözüm sürdürülebilir’ yönlü açıklaman ise ayakta alkışladı. Sayın Toros, bal demekle ağız tatlılanmaz. Fahişe’ye sen bir sürü insan ile ilişkiye giriyorsun ancak hamile kalmıyorsun sorusuna verdiği cevapta biri kurar biri bozar cevabını sanırım biliyorsun. Bizdeki siyasi yapıya benzerliği konusundaki fikrinizi sorabilirmiyim? Sayın Sezai Sezen, öncelikle seçim çalışmaları nasıl gidiyor? Umarım bandoflaları çıkarttın ve çizmeleri giydin. Sayın Başkan, duyduğuma göre kapı kapı dolaşırken her eve tamir için 10 bin Törkiş Lira tamirat sözü vermişsin. Lütfen kaydımı oralara aldırırmısın? Benden sana okkalı bir oy. Malum bizim evde tamir ister de. Sayın Suphi Coşkun, bakıyorum lacivertleri çektin. Kravatı da taktın ve yola revan oldun. El sıkmaktan elinde gandiller büyüklerin elini öpmekten de dudaklarında gabarcıklar çıktı.  Ama ne yalan söyleyeyim, Demirci, demir döverken senin el öpüp gönül alman işe yaradı. Demirci ocak başında buram buram terlerken, sen bu gönül alma işinde yarım bundo onu geçtin. Vallahi ne yalan söyleyeyim, bir gönülde bir gül olma yerine sen birçok gönülde ‘Buket’ oluyorsun. Devam.