Sahibine mesajlar

Taner ULUTAŞ

Sayın Kemal Dürüst yapmış olduğunuz açıklamada  "Din derslerinin 15 yaşına kadar okutulması konusunda karar verdik" sözleriniz ilgili yerlere gitmiştir.  Böyük böyük adamlar sizden son derece hoşnut.  Recep –Ül Padişahı devletlû çok memnun kaldığını ve mütehassıs olduğunu dile getirdi.  Tiz bu Bakanı ilahiyat fakültesinde flüt pardon Ney bölümü sorumlusu yapın. Kıbrıs’a gittiğimde bize bol bol Ney ile dini eserler çalsın dedi. Sayın Dürüst siz söylenenlere bakmayın AK koyunun kara kuzusu da olduğunu onlar bilmez. ** Sayın Ersoy İnce Sibel Siber geçici hükümetinde 52 adet yolsuzluk dosyası Başsavcılığa teslim edilmişti. Yolsuzluk ve Suiistimalden dolayı soruşturma açılması için dosyalar verilmişti. Bu dosyaların akıbeti ne oldu merak ettim diyorsun. Sevgili Ersoy merak edilecek bir şey yok. Yapılan uzun ve yoğun incelemelerden sonra her zaman olduğu gibi herhangi bir suiistimal ve yolsuzluk olayı bu dosyalarda şimdilik tespit edilmemiştir. Bu nedenle dosyalar Başsavcılığın tozlu raflarındaki yerini almıştır. Kısacası modern dosyalama sistemine göre dosyalanmıştır. Ersoy gardaş, ağır harman geç kalkar. Bu nedenle bu iş çıkmaz ayın çıkmaz perşembesinin son günü neticelendirilecektir. ** Sayın Erkan Eğmez, Vatan, Millet, Sakarya Nurlu Ufuklar kitabını okudum. Daha sonra yazdığın bir Türk dünyaya bedeldir. Gâvur bizi kesecek kitabının Kıbrıs versiyonu da bir solukta bitirdim.  Ne yalan söyleyeyim sana büyük hayranlık beslemeye başladım. Bu nedenle çıkacak ilk savaşta senin gibi kahramanların nasıl savaştığını görmek için seni en ön cephede savaşırken görmek istiyorum. Gavur bizi kesmeden senin onları kesmen ve bizleri kurtarman en büyük beklentimizdir. ** Sayın Hasan Yılmaz Işık, insan Hakları Derneği Başkanı olarak Kıbrıs görüşme sürecinin, Kıbrıs Türkü’nün haklarının parça parça koparılıp tırpanlandığı bir “Taviz Sürecine” dönüştürüldüğünü savundunuz. Sonra da Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı Türklere üyelik sürecini ertelemeden finansman desteği başlatması gerektiğini vurguladınız. Tamam da , haklarımızı parça parça tırpanlayan AB bize neden finansman sağlasın ki? Bizim Minik Kuşlar bu açıklamayı yaparken seni viski şişesinin dibine bakarken görmüş. Size defalarca Başkan bu viski şişesini uzak tut. Kokusu insana dalgayı aldırtıyor demiştim. Bak yine kokusu seni madara etti. A derken B demeye başladın. - ** Sayın Mehmet Seyis çözüm yolunda önemli mesafeler alınırken gül bahçesinde ısırgan otları türemeye başladı. Süreç ilerledikçe "bayrağı ışıklandırma" "arasta esnafı" ve birkaç sıfatı olan Tanju bey de her gün 3 dernek adına ayrı ayrı açıklamalara başlayacak dedin. Mehmet gardaş 1928 doğumlu, her biri 8’er bin TL emekli parası alan eski ‘Guburları’ da unutma. Her ne kadar tek atımlık fişekleri olsa da Voice Master marka Gramofonun üstüne taş plağı koyup Yesari Asım Efendi’den  kan döktük bir karış toprak vermeyiz şarkısını, Dede Efendi’den de ‘Vermem vallahi vermem’ uzun havasını çalıp söylemeye başlayacaklar. Ardıcın közü olmadığı gibi baş yiyicilerin sözü olmaz. ** Sayın Harper Orhon, hariçten gazel okuyanlar seni de kızdırdı. Be gardaşlar. Be dostlar. El insaf dediğini duyar gibiyim. Ama duymadığım ve gördüğüm bizde bir laf vardır "laf söyledi bal kabağı yatır yere bas.................... ğı" buna öyle bir cevap vermek gerek yazını gördüm. Sevgili Harper bazıları postlarını birilerine peşkeş çekti. Bir koyundan iki post çıkmayacağına göre bunlara boş ver. ** Sayın Ertan Birinci, Birinci Medya Grubu olarak Lefkoşa Kozmopolitan Üniversitesi adıyla üniversite kurma çalışmaları yapıyormuşsunuz. Yasal çalışmalarını tamamlayan ve izin bekleyen üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Ertan Birinci oldu diyorlar. Bizim Minik Kuşlar  Birinci Medya Kurumunu kuran ve bu konuma getiren Ertan Birinci Kozmopolitan Üniversitesini uçurur diyor. Tabi uçurmadan önce YÖDAK pistine ‘Sahibinin Sesi’ olan birileri tarafından açılacak ‘BUBİ’ tuzaklarına dikkat et. Sevgili Ertan,  Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmadığı gibi voice masterlerden de bir BAL olmaz. Yakında yolcudur Abbas bağlasan durmaz. ** Sayın Sıdıka Elbasan, Sosyal Medya’da paylaştığın o güzelim yemekleri görünce dudaklarımızdan şıpır şıpır sular akmaya başladı. Eziyet çeke çeke bir hal olduk. Tam öğle üzeri mide trampet, karın davul çalarken bu işkence insanlara ve dolayısıyla bize yapılır mı demeden edemedim. Şöyle bir araştırdım. Taaaa eskilere gittim. Senin bundan önceki hayatında bir SS yani NAZİ Subayı olduğunu tespit ettim. Zaten o güzelim Adana yemeklerini bize göstertmek ve eziyet çektirtmekle bunu ispat ettin. Değneği yiyenle sayanın bildiği gibi o yemekleri görünce midesi trampet çalan da mide kramplarının nasıl başladığını bilir.