Sayın Ömer Kalyoncu, sizin evin önünde bekleyen Polis arkadaşlara nöbetçi kulübesi yapılmasını istememişsiniz. Bu sıcakta yarının soğuk gecelerinde bu arkadaşlar nerde beklesinler dersiniz? Hayatınız şömine ve klima karşısında geçtiği için o soğuk gecelerin bıçak gibi kestiğini bilmez ve işkemebi kübradan sallayarak ben nöbetçi kulübesi istemem diyebilirsiniz. Ama bir ayağınızı kaldırana kadar diğerini köpek kapmasın diye bekleyen o çocuklar için empati yaparak sizin güvenliğinizi sağlayan o çocukların bir ara kendinizi koysanız diyorum. Yooo hazım meselesi derseniz bir Alkaselser gönderirim. Haaa birde şuan yükseklerde olabilirsiniz. Ama unutmayın ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere düşer. Bilmem anlatabildim mi? ** Sayın Süleyman Manavoğlu, sizden önce PG Müdürü olan Pervin Gürler bir haberde Polis lafını ağzımıza dolasak bize onlar evlatlarım derdi. Bence ayni sözcüğü sizde kullanıyor ve ayni hisleri besliyorsunuz. Doğru tahmin etmişsek, bakın evlatlarınız Başbakan Ömer Kalyoncunun evinin önünde nöbet tutarken bir nöbet kulübesi olmadığı için araba içerisinde bekliyorlar. Tuvalet olmadığı için kasıklarını tuta tuta hayalarına inme kasıklarına çatlak girmiş. Kış geliyor. Evlatlarınızın hayrına oraya bir nöbetçi kulübesi koysanız diyorum. Birde portatif WC sorunu kökünden halleder sanırım. Sizin bu işi halledeceğinizden eminim. ** Sayın Metin Bilmem Merkezi Cezaevinde uyuşturucu, son derece tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalık olan Uyuz’dan sonra size yakın gardiyanlara kıyak geçmeniz sonrasında size ‘Uyuz’ olduklarını öğrendik. Aman Müdürüm, uyuz bulaşıcıdır dedik. Şimdilik belli gardiyanlara bulaşan uyuz diğer gardiyanlara da geçerse ve size karşı uyuz olurlarsa yandı gülüm keten helva. Müdürüm yandaşlığın tadını bir kez aldınız mı ne kadar uğraşırsanız uğraşın sonsuza dek bırakamazsınız. Ama onunda sonu kötüdür. Bir gün koltuktan eder. Bizden söylemesi. ** Sayın İsmail Mustafa, gönderdiğin mesajda, Sayın Taner Ulutaş, herkes aday oluyor acaba bizde mi olsak vardır bir hikmet diyorsun. Aman İsmail gardaş. Sakın haa. Bataklıkta gülistanlık olmaz. Senin gibi gül gibiler siyasetin bataklığında bitersiniz. Yunancada Politika ‘Yalan’ demekmiş. Bizde biraz daha enine boyuna şişerek Yalanın daniskası olmuş. Yalanın daniskasını senin gibi dürüst insanlar beceremeyeceğine göre bırak bu işi ustaları yapsın gardaş. ** Sayın Hüseyin Yeşildağlı, siz gittiniz gideli Girne dağları Mehmetali yerine Ömer diye bağırırmış. Siz Girne’den gittiniz gideli, bazı haramiler Tarkan’ın şıkıdım şıkıdım şarkısı eşliğinde göbek dansı yapıyormuş. Siz Girne’den gittiniz gideli, tomofiller bile yolda dans etmeye başlamaları nedeniyle mezarlıklara yolculuk başlamış diyorlar. Tevekkeli büyüklerimiz birinin uykusundan önce ettiği duada yer almak, hayatta olabileceğin en güzel yerlerdendir dememişler. Belli ki Girne’de birçok kişinin uykudan önce ettiği duada yer almışsınız. Yoksa arkanızdan böyle gözyaşı dökmezlerdi. ** Sayın İzzet İzcan öncelikle yapmış olduğunuz kaza nedeniyle size geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Siyasette arenasında özellikle seçim zamanlarında sizin tomofilin, lastiğini patlattıkları ve makinesine şeker döktükleri için sandık kazası yaptığınızı duyduk. Çözüm ve barış dediğiniz için çözümsüzlük çözümdür diyenlerin bombardımanı altında kalarak kaza yaptığınızı da duymuştuk. Ama sanırım böyle bir kaza başınıza ilk kez geliyor. Allah beterinden saklasın diyelim.