Sandık günü illa ki gelecek az daha sabır..

Derviş DOĞAN

Kendi kendine yeten bir ekonomi böylesi bir yönetim anlayışı ile sizce mümkün mü?

Değil dediğinizi duyar gibiyim.

Elbette değil?

Peki neden değil?

Yönetenlerin önceliği bu olmadığı için değil.

Devlet kadrolarına üst düzey atadıkları elemanların işinin ehli olmamasından dolayı da bu imkansız.

Kamuda çalışan eş dost ve akrabalar için yasa nezdinde çıkartılan ve onlara maddi getiriler sağlayan statülerini yükselten  kıyaklar nedeni ile de bu imkansız.

Kısacası rant paylaşımını esas alan bir yönetim şekli ile bu ülkede iyi yönde bir değişimi sağlamak hayal bile değil.

Peki ne olacak bu gidişin sonu?

Onu da belirteyim.

Bir müddet daha bu şekilde devam edecek.

Zira mecliste bu aymazlığa dur diyebilecek bir irade olduğu halde, bunları görmezden gelmeyi yeğleyen bir grup var.

Adına muhalefet deniyor.

Bu grup zamana oynuyor.

Ve seçim takvimine kadar da bu şekilde  idare edecekleri anlaşılıyor.

Ama neden?

Buna çok net bir cavabım var.

Para değerli dostlar.

Aldıkları maaşlar ve vekilliğin onlara sunduğu imkanların cazibesi.

Kimse bundan vazgeçmek istemiyor.

Bütün mesele de budur.

Seçilmişler bir kere.

Önlerinde bir takvim var.

Bu takvimdeki gün gelene kadar o avantajlarını kullanmak istiyorlar.

Çünkü çoğunlukla milletvekilliğini meslek olarak görüyorlar.

Geçimlerini bu şekilde sağlıyorlar.

Meclis dışında kalsalar ne yapacaklar?

Yani anlayacağınız böyle de kaygı duyanlar çoğunlukta.

Hazır buradan da güzel güzel maaşlar alıyorlar.

VİP ayrıcalığını yaşıyorlar.

Eğer iktidar koltuklarında ise de partileri, bu keyifleri ikiye katlanıyor.

İş takipçiliği yapanlar oluyor.

Komisyonuna kredi ayarlayanlar oluyor kamu bankalarından.

Eş dost akraba, partili, yandaş kıyakları var.

Var oğlu da var.

Yani anlayacağınız bu mutluluk zincirleri daim olur mecliste bulundukları süre içerisinde.

Şimdi hal böyle iken bırakıp da onca avantajı, halk için meclisten çıkarlar mı zannediyorsunuz zamanları gelmeden!

Çıkmazlar..

Ne iktidarı ne muhalefeti.

Hoş iktidarı bu şartlarda niye çıksın.

Da muhalefeti de hiç oralı olmaz.

Üç beş lakırdı döndürürler meclis oturumlarında boş koltuklara ve muhalefet görevlerini yaptıklarını zannederler.

Bu görevleri arasında kimseden öyle hesap falan da sorma yoktur haa..

Daha çok şaibelerin, tartışmalı işlerin üzerini örtecek bir muhalefet yaparlar.

Tartışırmış gibi görünüp, işi yürütürler danışıklı danışıklı usülene uygunluk bularak.

Şimdi böyle bir yapıdan bu ülkeye bir fayda sağlanır mı?

Hayır.

Kavga toplumsal değil çünkü.

Ya da toplumun ufkunu genişletecek icraatlara imza atmak da dertleri değil.

Partizanlık ilk öncelikleri.

Buna göre rant paylaşımı şekilleniyor.

Bir sana, iki bana deyip Allah ne verdiyse tepe tepe sonuna kadar kullanıyorlar.

Çevrelerine kullandırıyorlar.

Belli bir azınlık bundan memnun.

Zira yönetenlerin eliyle devletin sonsuz imkanlarıyla  ulaştıkları hayatları rüyalarında görseler hayıra  yormazlardı.

Sessiz bir çoğunluk da bundan mağdur.

Sandık gününün gelmesini bekliyor çaresizce.

Ha o gün gelir mi?

Gelir..

Hem de öyle bir gelir ki.

Az kaldı, biraz daha sabır.