Akit gazetesi, yine misyonuna ve vizyonuna (!) uygun bir yazı yazmış.
“Çamur at izi kalsın” mantığıyla bir karalama kampanyası daha başlatmış.
Tıpkı söylenmemiş sözleri ve yapılmamış davranışları, Atatürk ve İsmet İnönü’ye mal ederek, Cumhuriyete ve laikliğe başlattığı karalama kampanyası gibi, Kıbrıslıları da “dinsiz” ilan ederek, “Haçlı zihniyeti” gütmekle itham etmiş.
İşi bu!
Algı yaratıp, hedef göstermek.
Türkiye halkını, din üzerinden, mezhep ve etnik köken üzerinden bir birine düşürmek.
İnsanları, “dinli ve dinsiz” diye ayrıştırmak.
Şimdi sıra Kıbrıs’ta !!
Sanırsınız ki Allah, dinli ve dinsizlerin ayrıştırılması için bir komisyon kurmuş ve bu görevi de AKİT gazetesine vermiş.
Kendilerini bu yetkide görüyorlar.
Öyle olmasa, kendileri gibi düşünmeyenleri, “dinsiz”, “kafir”, “haçlı kafasında” ilan ederler miydi?
Sırf dünyevi çıkarlar için, yalan söyleyip, iftira atarak, Allah’ın tasarrufunda bulunan , kimin “kafir” olup olmadığı kararının yetkisini kendilerinde görürler miydi?
Eğer gerçekten Müslüman olsalardı Peygamberimiz’ in (s.a.v)
“Hiç kimse, başka bir kişiye fasık (yoldan çıkmış sapmış) diye söz atamaz, kafir diyemez. Eğer fasık dediği kimse fasık, kafir dediği kimse de kafir değilse, bu sıfatlar muhakkak onları söyleyen kimseye döner.” hadis-i şerifinden haberdar olurlardı.
Elbette ki, burada İslam ve din konusunda ahkam kesip, alîmlik yapacak değilim.
Bu konuda uzman da değilim zaten.
Ancak dini inancımın en temel bilgilerinden haberdarım ve siyasi çıkarlar uğruna yapılan bu tür hadsizliklerin, İslam’a ve insanlığa verdiği zararı da, içime sindirmem mümkün değil.
Kimin hangi inançta olduğu ne beni ne de Akit gazetesini ilgilendirmez.
İslam inanışına göre inanç da, ibadet de, kul ile Allah arasındadır ve bunun övünç vesilesi yapılması da günahtır.
Dolayısıyla, AKİT gazetesinin, Kıbrıslıları “dinsiz” ilan edip, hele ki bunu da Kuran gibi bir maneviyata bağlaması İslam dinine ihanettir.
İsyanım bunadır.
Zira hem insanların manevi duyguları, inançları üzerinden siyasi çıkar elde edilmeye çalışılıyor, hem de İslam dini itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Oysa ki İslam anlayışında Müslümana düşen, başkalarında gördüğü kötü davranışları yayarak onları üzmek değil, öğüt vermek ve yapıcı bir şekilde uyarıda bulunmaktır.
Ve yine İslam anlayışında bir Müslüman dini vecibelerini yerine getirmiyorsa, günah işlemiş olur ve cezasını verecek olan da Allah’tır.
Günah işlediği için bile bir kişinin, kafir (dinsiz) ilan edilemez.
Hele ki, böyle bir hükmü vermek herhangi bir kulun haddi de olamaz.
Bakın, Peygamberimizin (s.a.v) “Bir adam; vallahi Cenâb-ı Hakk falan kişiyi affetmez, dedi. Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Allah:
“Falan kimseyi affetmeyeceğimi kim temin edebilir? Muhakkak ki ben o adamı bağışlar, senin amelinin sevabını da iptal ederim.” Buyurdu” hadisi her şeyi açıklamıyor mu?
Belki Kıbrıslıların bir çoğu bu hadislerden habersizdirler ancak, edindikleri yaşam felsefesi ve canlılara bakış açılarıyla tam da bu hadislerin hatta İslam dinin ruhuna uygun yaşarlar.
İnançlarını kendi içlerinde yaşayarak, bunun şovunu yapmazlar.
İnanmayanları ötekileştirerek, başkalarını kötüleyerek, onların kusur ve hatalarını teşhir ederek kendilerini temize çıkarmaya çalışmazlar.
Günahlarının da sevaplarının da kendilerine ait olduğunu bilirler ve ne kimseyi kendileri gibi yapmaya çalışırlar ne de kendileri inanmadıkları, benimsemedikleri kişiliğe bürünürler.
Siyasi bir çok hataları olsa da asla ve asla dini inançlarını siyasete malzeme yapmazlar ve yapılmasına da razı olmazlar.
“Allah’ın kimi affedip kimi affetmeyeceği hususunda hüküm vermek kimsenin yetkisinde değildir” diye düşünerek ne başkalarının inançlarına karışırlar ne de başkalarının kendi inançlarına karışmasını isterler.
Kısacası Akit gazetesinden ve aynı felsefeyi taşıyanlardan, cennete giderken (!) kendilerini de sırtlayarak cennete götürmelerini beklemezler.
“Gölge etmeyin başka ihsan istemez” der, naif yaşamlarına devam edip giderler.