VETOYU KALDIRMAYIZ: Türkiye’nin AB yolculuğunda yeni bir dönemeçten geçilirken, bloke olmuş olan AB başlıklarındaki Güney Kıbrıs vetolarının kalkması için Kıbrıslı Rumlardan hem tehdit hem de tavsiyeler gelmeye devam ediyor. AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Johannes Hahn’ın, Türkiye’nin müzakere başlıklarının açılmasıyla ilgili yenilenmiş önerisini gelecek Mart’ta sunmaya karar verdiğini kaydederken Rum yetkililer koydukları vetonun ancak Türkiye’nin Ankara Protokolü’ne uyulması ile mümkün olabileceğini vurguluyor.
BİZ ONAYLAMAZSSAK OLMAZ: Kıbrıslı Rum yetkililer 2004 yılından bu yana AB'nin tam üye devleti olan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin onayı ile Türkiye’nin 2005 yılında üyelik müzakerelerine başladığını vurgularken, Türkiye’nin ilerlemesini sağlayacak her bir faslın yeniden açılması için tüm AB üye devletlerinin onayının gerektiğine de işaret ediyor. Türkiye’nin veto yiyen 12 fasıldan 8’i Güney Kıbrıs tarafından konulmuş durumda.
BARIŞCAN ŞEKERCİ
Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanlarının 17 Aralık 2004 tarihli Zirvesinde aldığı karar doğrultusunda, 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg'ta yapılan Hükümetlerarası Konferans (HAK) ile Türkiye resmen AB'ye katılım müzakerelerine başlamış oldu. Aradan geçen 10 yılı aşkın sürede Türkiye başta Kıbrıslı Rumlar olmak üzere 35 başlıktan oluşan AB Müktesebatı fasıllarından 12 tanesi şu an blokaj yemiş durumda.
MÜZAKERELERDE SON DURUM
Türkiye-AB Müzakerelerinde toplam 35 başlık bulunuyor. Toplam 35 başlığın (34+ diğer konular) 8'i Katma Protokol'ün Kıbrıs'a genişletilmemesi nedeniyle AB, 4'ü Fransa nedeniyle askıda.
KIBRIS'IN VE FRANSA'NIN ASKIYA ALDIKLARI
Bu fasılların 8'i Ek Protokol'ün Kıbrıs'ı da içine alacak şekilde genişletilmemesi nedeniyle askıda bulunuyor.
• Malların serbest dolaşımı
• İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunum Serbestisi Yerleşim ve hizmet sağlama hakkı
• Mali hizmetler
• Tarım ve kırsal kalkınma
• Balıkçılık
• Taşımacılık politikası
• Gümrük birliği
• Dış ilişkiler
11. Tarım ve Kırsal Kalkınma (AB tarafından da askıya alınan başlıklar arasında), 17. Ekonomik ve Parasal Politika, 33. Mali ve Bütçesel Hükümler ve 35. Kurumlar başlıklı fasıllar ise Fransa tarafından “üyelikle doğrudan ilgili olması” gerekçesiyle engelleniyor.
Bu durumda geriye Türkiye'nin ilerleyebileceği çok kısıtlı bir alan kalıyor. Bunlar da Sosyal Politika ve İstihdam, Rekabet Politikası ve Kamu Alımları fasılları. Türkiye bu başlıkları AB'den tam üyelik perspektifi almadan açmak konusunda tereddüt ediyor.
TEHDİTLERE DEVAM
Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Christodoulides, Türkiye'nin AB üyelik sürecine devam etmesinin kendisine bağlı olduğuna işaret etti. Rum Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Christodoulides, Türkiye'nin, 2004 yılından bu yana AB'nin tam üye devleti olan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin onayı ile 2005 yılında üyelik müzakerelerine başladığını kaydetti.
Bununla birlikte, 2006 yılında, AB liderlerinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni içerecek şekilde Ankara Ek Protokolü'nü uygulamayı kabul etmemesi nedeniyle Türkiye'nin müzakere sürecinin sekiz faslını dondurma kararı aldıklarını anımsattı. Christodoulides, 2009 yılında, Türkiye'nin AB yükümlülüklerine uyum sağlamaması nedeniyle, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tek taraflı olarak altı faslı daha dondurma kararı aldığını sözlerine ekledi.
Sözcü devamla, dolayısıyla Türkiye'nin duruşu nedeniyle şu anda dondurulan bazı fasıllar olduğunu belirterek, Türkiye'nin veya herhangi bir AB üyesi ülkenin söz konusu fasılları açmak istemesi durumunda Ankara'nın ülkenin katılım sürecine devam etmesi için gerekli olan yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamaları gerektiğini vurguladı.
“TEKLİFLER YAPTIK”
Sözcü, Kıbrıs Cumhurbaşkanı tarafından bazen tekliflerin yapıldığı ve Kıbrıs tarafının Türkiye'nin yükümlülüklerini uygulamaya başlaması şartıyla soruna daha olumlu bir şekilde yaklaşma iradesi olduğuna dikkat çekti. Christodoulides ayrıca, bir faslın yeniden açılması için tüm AB üye devletlerinin onayı gerektiğini kaydetti.
Hükümet Sözcüsü son olarak, Türkiye'nin AB üyelik sürecine devam etmesinin kendisine bağlı olduğunu vurguladı.
YÜKÜMLÜLÜKLER YERİNE GETİRİLSİN
Temsilciler Meclisi Başkanı Yiannakis Omirou, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tanınması, liman ve havaalanlarını Kıbrıs bandıralı gemi ve uçaklara açması; Kıbrıs sorununa bir çözüme ulaşılması yönünde işbirliğinde bulunması dâhil AB'ye karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde Kıbrıs'ın vetosunu kaldıracağını vurguladı.
Meclis'te basına açıklamada bulunan Omirou, Türkiye'nin göç krizine verdiği yardım için karşılığında AB ile müzakerelerinde Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından bloke edilen fasılların açılmasını talep ettiğini söyledi.
Meclis Başkanı, “Avrupa Konseyi, 2005 yılında Türkiye-AB üyelik diyaloğuna devam edebilmesi için Türkiye'nin bazı yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği ile ilgili bir karar aldı” dedi. Meclis Başkanı Yiannakis Omirou, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması, liman ve havaalanlarını Kıbrıs gemi ve uçaklarına açması; Kıbrıs sorununa Güvenlik Konseyi kararları ve AB değer ve ilkeleri zemininde bir çözümün bulunmasına yardımcı olması gerektiğini vurguladı.
Omirou, “bu nedenle, AB, Kıbrıs'tan vetolarını kaldırmasını talep etmemeli, Avrupa Konseyi kararlarını uygulamasını talep etmeli” dedi.
AB’DE SON DURUM
AB hâlihazırda Türkiye ve İzlanda ile katılım müzakerelerini yürütüyor, Makedonya ve Karadağ'ı aday ülke ilan etti, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Kosova'yı ise potansiyel aday ülkeler olarak görüyor.
ANKARA PROTOKOLÜ NEDİR?
3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg’da bir araya gelen AB Dışişleri Bakanları, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini başlama kararı aldı. 12 Haziran 2006 tarihinde ise tarama süreci tamamlanan ilk fasıl olan “Bilim ve Araştırma” konusunda fiili müzakereler başladı. Bununla beraber Türkiye’nin AB’ye katılım yolunda; başta liman ve havaalanlarını Güney Kıbrıs’a da açması, ifade özgürlüğü ve Kürt kökenli Türk vatandaşlarının hakları gibi konular ana tartışma konuları şeklini aldı.