Satılık Köpek Yavruları

Mesut GÜNSEV

‘’Satılık Köpek Yavruları’’ ilanının altında küçücük bir çocuğun başı gözüktü ve çocuk dükkân sahibine sordu; ‘’Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?’’ Dükkân sahibi ‘’30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları’’ dedi. ‘’Benim 2 dolar 97 sentim var’’ dedi çocuk..’’Bir bakabilir miyim yavrulara?’’ Dükkân sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve köpek kulübesinden 5 tane yumak halinde yavru çıktı. Yavrulardan biri arkadan geliyordu. Küçük çocuk yürümekte zorluk çeken sakat yavruyu işaret edip sordu:’’Bunun nesi var?’’Dükkân sahibi onun kalça çıkığı olduğunu ve hep sakat kalacağını açıkladı. Küçük çocuk heyecanlanmıştı.’’Ben bu yavruyu satın almak istiyorum.’’ Dükkân sahibi,’’Hayır, o yavruyu satın alman gerekmiyor. Eğer gerçekten istiyorsan, o yavruyu sana bedava veririm.’’ Küçük çocuk birden sinirleniverdi. Dükkân sahibinin gözlerinin içine dik dik bakarak,’’Onu bana vermenizi istemiyorum. O da diğer yavrular kadar değerli ve ben fiyatını tam olarak ödeyeceğim. Aslında size şimdi 2 dolar 37 sent vereceğim ve geri kalan borcumu da her ay 50 sent ödeyerek tamamlayacağım.’’ Dükkân sahibi çocuğu ikna etmeye çalıştı.’’Bu köpeği gerçekten satın almak istediğini sanmıyorum. Bu yavru hiçbir zaman diğer yavrular gibi koşup, zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak.’’ Bunun üzerine küçük çocuk eğildi, pantolonunu sıvadı ve büyük bir metal parçasının desteklediği sakat bacağını dükkân sahibine gösterip, tatlı bir sesle,’’Ben de çok iyi koşamıyorum ve bu yavrunun kendisini çok iyi anlayacak bir sahibe gereksinimi var’’dedi… --------------- ''CD'' 19-20 yaşlarında bir delikanlı amansız bir hastalığa yakalanmış. Doktorlar birkaç ay içinde öleceğini söylemişler. Bu haber üzerine delikanlı kendini hayattan soyutlayıp, amaçsızca dolaşmaya başlamış. Bir gün, kaset, CD, kitap satan bir mağazaya girmiş. Rafların arasında bakınırken, bir kenarda duran tezgâhtar kızı görmüş ve ondan çok hoşlanmış. Hatta orada daha uzun kalmak ve kızla konuşabilmek için bir CD almış. Aralarındaki muhabbet sadece alışveriş için olsa da, bu, oğlanı çok mutlu etmiş. Ertesi gün tekrar aynı yere gidip bir CD daha almış. Bu vesileyle kızla yine sohbet etmiş. Artık her gün mağazaya uğrayıp, sırf kızla birkaç kelime edebilmek için CD alıp duruyormuş. Derdi müzik değil, kızla konuşmakmış ya, bu yüzden her seferinde kıza, "Ne önerirsiniz?" diye sorup, onun söylediği CD'yi alıyor ama eve gidince bir kenara atıyormuş. Dolayısıyla hiçbirini açmayıp odasında bir yere fırlatmış. Kızla araları her geçen gün daha iyi olmuş. Ancak konuşmaya cesaret edemediği için, bir kâğıda, "Senden çok hoşlandım, lütfen görüşelim" yazmış, altına da adres ve telefonunu eklemiş. Bu küçük notu kızın tezgâhının altına gizlice koymuş. Kız maalesef bu yazıyı günler sonra fark etmiş ve gördüğünde çok mutlu olmuş. Çünkü o da çocuktan hoşlanıyormuş. Kızcağız o kadar heyecanlanmış ki, delikanlıyı telefonla aramaktansa, notu da geç gördüğü için yüz yüze görüşmek için evine gitmiş. Kapıyı üzüntülü olduğu her halinden belli olan orta yaşlı bir kadın açmış. Kadın, oğlunu soran bu tatlı kıza ağlayarak sarılmış ve çocuğun birkaç gün önce öldüğünü söylemiş. Dünyası yıkılan kız ağlayarak oradan uzaklaşmış. Bir süre sonra delikanlının annesi oğlunun eşyalarını toplarken dolabında açılmamış bir sürü CD bulmuş. Bunların ne olduğunu anlayamayıp birini ambalajından çıkarmış. İlkinde gördüğü not üzerine hüngür hüngür ağlamaya başlamış ve hepsini açmış. Her CD'nin içinde, tezgâhtar kızın el yazısıyla aynı not varmış: "Senden çok hoşlandım, lütfen görüşelim".