HATAY- ERDAL TÜRKOĞL Üç yıla yakın süredir devam eden savaşta, eli, kolu, bacağı, böbreği veya gözü gibi çeşitli organlarını kaybeden Suriyeliler, yarım kalan bedenleriyle herşeye rağmen hayata tutunmaya çalışıyor. Ülkelerindeki çatışmalar nedeniyle yakınlarını kaybedip evlerini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin acılarına bir de "engelleri" ekleniyor. Yaşadıkları tüm acılara rağmen engelli olarak hayatlarına devam edecek olmanın üzüntüsünü yaşayan Suriyelilerin tek tesellisi ise hayatta olmak. İki ayağını Suriye'de bıraktı Lazkiye’de oturdukları mahallenin Esed rejimine bağlı birlikler tarafından 18 ay önce kuşatıldığını belirten 55 yaşındaki Zahir Umman, askerlere sivil olduklarını, aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların bulunduğunu söylediklerini ifade ederek, "Askerler 'dışarı çıkıp mahalleyi terk edebilirsiniz' dedi. Biz de çoluk çocuk yaklaşık 100 kişi mahalleyi terk etmek için dışarı çıktık. Dışarı çıkar çıkmaz askerler arkamızdan kurşun yağdırdı. O sırada ayağıma iki kurşun isabet etti ve yere yığıldım. O gün onlarca insan öldü" diye konuştu. Kaldırıldığı hastanede bir ayağının kesildiğini belirten Umman, tedavisinin ardından Türkiye'ye kaçışları sırasında da saldırıya uğradıklarını kaydetti. Ailesi ve özellikle de kızları için Suriye'den kaçmak zorunda kaldıklarını vurgulayan Umman, şöyle devam etti: "Kendimden korkmuyordum. Ancak ailemin, kızlarımın namusu için kaçmak zorundaydık. Bazı bölgeleri dağdan yürüyerek geçiyorduk. O an saldırıya uğradık. Bu sırada tek ayakla ve koltuk değneğiyle yürümeye çalışırken, düştüm, diğer ayağım kırıldı ve derin şekilde yaralandı. Şeker hastası olduğumdan ayağım bir türlü iyileşmedi ve diğer ayağımı da kestiler. İki ayağımı Suriye'de bıraktım ve yarım bir insan olarak buraya kaçtım." Yakınları Suriye’de olduğu için yüzünü kapatarak onların canlarını tehlikeye atmak istemeyen Umman, kendilerine kucak açan Türkiye’ye teşekkür etti. Kolunu, böbreğini ve dalağını kaybetti Hasan Cenudi (21) de bir yıl önce anne ve babasıyla rejim birliklerinin kontrolündeki Hafi bölgesinden, muhaliflerin elindeki Lazkiye’nin Bayırbucak Türkmen bölgesine kaçtığını aktardı. Rejime bağlı birliklerin bölgeye yaptığı havan saldırısında vücuduna şarapnel parçaları isabet ettiğini bildiren Cenudi, bölgedeki bir sahra hastanesinde 15 gün yoğun bakımda kaldığını söyledi. O günleri hatırlamak dahi istemediğini vurgulayan Cenudi, "Şarapnel parçaları karnımı delip geçmiş ve kolumun kemiğini parçalamış. Böbreğimin birini ve dalağımı aldılar. Kol kemiğim birkaç yerinden kırılmış. Şuan kolumu kullanamıyorum. Ben fırıncıydım, şuan bu mesleği yapamayacağım için üzülüyorum. Herşeye rağmen hayatta kaldığım için şükrediyorum" dedi. Lazkiye’nin Selma kasabasında yaşayan 22 yaşındaki Sahir Abdullah ise kasabadaki bir lokantada garsonluk yaparak geçimini sağladığını anlattı. Yaklaşık 8 ay önce Esed güçlerinin köylerine yaptığı saldırılarda muhaliflere katılarak, köyünü korumaya çalıştığını belirten Abdullah, atılan bombalar nedeniyle bir şarapnel parçasının eline ve vücudunun çeşitli yerlerine isabet ettiğini dile getirdi. Vücudundaki yaraların iyileştiğini ancak sağ elinin parçalanması nedeniyle parmaklarını kaybettiğini ifade eden Abdullah, "Parmaklarımdan vazgeçtim. Tek dileğim, Esed’den kurtulmak ve evimize dönmek" dedi. Savaş, hayallerini de aldı Ülkedeki iç savaşta kardeşini ve amcasını kaybeden Ahmed Hammud (22) da Sahir Abdullah ile aynı kaderi paylaşıyor. Lazkiye’nin Bayırbucak Türkmen bölgesinde evlerine düşen havan topunun şarapnel parçalarıyla yaralanan Hammud, parmaklarının bazılarını kaybetmiş. Otomobil tamircisi olduğunu ifade eden Hammud, usta olup iş yeri açma hayalinin parmaklarını kaybetmesiyle yok olduğunu, şuan hayatta kaldığına şükrettiğini anlattı. Türkiye’de ve Suriye’de 4 kez operasyon geçirdiğini vurgulayan Hammud, sadece işaret parmağını kullanabildiğini sözlerine ekledi.