Nasıl bir döngü yaşıyoruz ki, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da ondan öncekiler gibi kendini tabu haline getirilmiş klasik müzakere masası ile sınırladı.
Bu sınırın ötesine geçmeye de pek niyetli değil gibi.
Şöyle ki, sürece dair atılması mümkün olabilecek adımlar varken, bunları bir kenara itip çözemediğimiz, belki de hiçbir zaman çözemeyeceğimiz bütünlüklü çözüme takılıp kaldık.
Bu noktada Sayın Akıncı’nın çabaları ve bütün iyi niyetine rağmen.
Pratikte çok daha atılımcı, insani değerlere sahip çıkabileceğimiz, küçük ama güven yaratabilecek adımların karşılıkı atılmasını zorlayabilirdik mesela.
Ama zorlamıyoruz.
Kalıblar tabu olmuş.
Bir türlü aşılamıyor.
İçe dönüyorum ve bakıyorum, Sayın Cumhurbaşkanı’nı sadece festivallerin aktif katılımcısı olarak görüyorum.
Akıncı gibi bir liderin daha fazlası olması gerekemez mi diye kafa patlatıyorum.
Ama olmuyor.
Oysa büyük sıkıntılar yaşıyoruz içerde..
Yapısal onca soruna yenilerini ekleyen böylesi bir merkezi yönetim anlayışı ile..
Üzülüyoruz tabi!
İç sorunlara müdahil olmaktan itina ile kaçınan cumhurbaşkanlarını görmekten.
Halbuki sorunlar toplumsal.
Bu coğrafyada yaşayan herkesin sorunu.
Cumhurbaşkanlığı makamı da toplumsal bir liderlik.
Bir Cumhurbaşkanı halkına önderlik edebilemeli.
Önünde yürümeyi bilmeli.
Hükümeti incitirim, ardından da misilleme yerim diye düşünmekten, yapılan yanlışları görmezden gelmemeli.
Anında müdahale etmeli,alternatif fikirler ortaya koyabilmeli, toplumsal reaksiyonu ölçebilmeli ve yönetebilmeli..
Bir Cumhurbaşkanı toplumsal sorunlara yapıcı katkılar yapabilmeli.
Bu makama öylesine başkomutan sıfatı vermemişler elbette.
Kaldı ki ülkede sorunlu olan sadece Kıbrıs’ın siyasi yapısı değildir.
Elbette adada sağlanacak bir çözüm önemli ve tarihi bir hamle olur.
Sayın Akıncı gibi bu noktada iddialı bir siyasetçinin bunu toplumsal kazanıma çevirmesini tabi ki arzu ediyoruz.
Lakin içe dönük yapısal sorunlarımızı da yok sayıp, görmezden gelemeyiz.
Bu sorunlara hergün yenileri ekleniyor.
Ve bu durum yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.
Dibe batırıyor.
Çözüm bekleyen, ama yıllardır çözülemeyen yapısal sorunlarımız var.
Toplum vicdanında yara bırakan hukuksal sorunlarımız var.
Adaletin siyasi vesayet altında kaldığı, siyasetçilerin eliyle icra edilen tartışmalı işlerin ağırlığında eziliyor toplum.
Birilerinin liderliğinde, yol göstericiliğinde, yanlışlara dur diyebilecek kararlı adımlarla çözülebilecek sorunlardır bunlar.
Malum şu sıralar üst düzey atamalar yapılıyor.
Bu atamalar Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önüne geliyor.
Daha çok yok, 6 ay önce Sayın Cumhurbaşkanı’nın önüne Turizm Bakanlığı Müsteşarı ataması diye gelen bir kişinin, 6 ay sonra Sağlık Bakanlığı Müsteşarı atanması normal mi?
Ne alaka diye sormaz mı insan?
Sorar..
İşte bu noktada Sayın Akıncı’nın da bu ve benzeri atamaları toplum adına sorgulaması gerekmez mi?
Tabi ki gerekir.
Lakin Cumhurbaşkan’lığı bunun yerine saraya gönderilen atama kararlarının erken onaylayıp onaylanmadığı derdine düştü.
Yazık!
Sayın Akıncı bu coğrafya ile bütünleşen, çok uzun yıllardır siyasetin içerisinde olan bir insandır nihayetinde.
Ülkedeki mevcut sorunları en iyi bilenlerden birisidir diye düşünüyorum.
Siyasi konjonktörün getirdiği yanlışlardan kendisi de neler çekti.
Zamanı ile siyasi yozlaşmayı reddeden ender siyasetçilerden oldu.
Tepki koydu, isyan etti.
Bir dönem her yerden elini ayağını çekerek uzak kalmaya çalıştı.
Yapamadı.
Toplumun ihtiyaçlarını gördüğünü söyleyerek aktif siyasete geri döndü.
İddialıydı.
Sevindik..
Sorumluluk aldı.
Halktan destek gördü.
Cumhurbaşkanı seçildi.
Toplumun lideri oldu.
Biz bekliyoruz.
Sayın Akıncı’nın atacağı adımları bekliyoruz.
Seçim öncesi toplumun önüne icra etmeyi öngörerek koyduğu politikalarını bekliyoruz.
İçte daha duyarlı etkisini toplum olarak hissedebileceğimiz bir liderlik görmek istiyoruz Sayın Akıncı’dan.
Hoş Sayın Akıncı’nın bu makamda ki görevinin sadece müzakereleri yürütmekle sınırlı olmadığının farkında olan sadece bizler değiliz diye düşünüyorum.
O zaman kendisinin de artık iç politikaya dönük katkılarının da bu toplum için büyük önem arz ettiğinin farkında olması lazım.
Tabi ki etrafındakilerin de..