CTP Genel Başkanı ve tabi aynı zamanda 2. Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat önceki gün yaptığı bir açıklamada,Türkiye'den gelen suyun yönetim ve işletilmesi konusunda çok uzun zamandır devam eden tartışmalara bir yenisini eklemeyi başardı.
Sayın Talat eğer paramız olsaydı bugün böyle olmazdı diyerek bir itrafta bulundu.
Acı bir itraf.
Lakin gerçek mi?
Gelin bunu tartışalım.
Bir kere gelen suyun planlanıp, programlanması ve akışının sağlanması için yapılması gereken yatırımların olduğu gerçek.
Tabi büyük yatırımlar.
Para gerektiren yatırımlar.
Şimdi burada Sayın Talat haklı.
Ve/ fakat biz bu kaynağı yaratmak için çabaladık mı?
Yok.
Yani söz konusu yatırımlar için gereken meblağı aslında nasıl bulabiliriz konusuna çok da kafa patlatmadık.
Şundan, bundan tasarrufa gidersek, şu olur bu olur demedik.
Özel sektöre dönüp kamu özel ortaklığı noktasında bu kapasiteye sahip işletmelerle temas kurup görüş almadık.
Yani yerli sermaye ile herhangi bir işbirliğine gitmedik.
Para yok, biz bu yatırımı yapacak güce sahip değiiliz dedik ve taslakta birkaç düzeltme yapıp imzayı bastık.
Sayın Talat yapılan bu anlaşmanın iyi bir anlaşma olduğunu söylüyor.
Bir taraftan da eğer paramız olsaydı böyle olmazdı diyerek.
Şimdi işin içine eğer girdi.
"Eğer"'in kelime anlamı ne?
Şart anlamını güçlendirmek için şartlı cümlelerin başına getirilen kelime olarak tanımlanıyor sözlükte.
Yani su için atılan imzanın üzerine kullanılan eğer paramız olsaydı böyle olmazdı cümlesi bir serzenişin ifadesiydi.
Peki böyle bir ifade kullandıktan sonra,su için varılan ve altına imza atılan mutabakatın başarılı olduğunu söylemek mümkün mü?
Değil.
Neden değil?
Çünkü siz doğru olduğuna inandığınız, savunduğunuz ve yaptığınız icraatın önüne "eğer" koyarak açıklamaya kalkıyorsunuz.
"Eğer paramız olsaydı" böyle olmazdı da bunun bir ifadesi olarak addedilir ki, bunun Tükçe meali,
ne yapalım hoşnut değiliz ama elimizden ancak bu kadar geldi bunu yapabildik anlamını taşıyor.
O zaman da yapılan işin doğruluğundan bahsetmek yanlış olur.
Ve gelelim konunun finans kısmına.
Bizde bu para yok deniyor.
Yanlış mı?
Doğru.
Peki bizde neden para yok?
Çünkü bizde makamını devretmiş cumhurbaşkanlarımıza devletin imkanları ile kurulan çalışma ofislerimiz var, makam arabalarımız var. orada çalışan devletin memurları var.
Yine makamını devretmiş bazı başbakanların hizmetine verilen devlet memurları var.
Yurtdışı devlet seyahatlerimiz var.
Hani abidik, bubidik işlerle ilgili olarak gidilen.
Resmi ziyaret diye, belde belde gezilen.
En lüks otellerde konaklanan.
En lüks resturantlarda yenilip, içilen.
Dış temsilcilklerimiz var bir de.
Kapılarında siyah siyah lüks otomobillerin bekletildiği.
Bunların lojmanları var kirasını devletin karşıladığı.
Milyonlarca lira vergi affına gidebilecek kadar bonkör hükümetlerimiz oldu.
Kayıp giden ekonomiyi kontrol altına almayı bir türlü başaramayan yönetimlerimiz oldu.
Milyonlarca liralık elektrik borçlarını bir kalemde sildiren partizanlarımız oldu.
Partili, yandaş, eş dost sofralarında kamu bankalarından bir sözle çıkartılan ve geri dönüşü de sağlanamayan milyonlarca kredilerimiz oldu.
Demek ki neymiş?
Paramız yokmuş.
Olmayınca da olmuyormuş.
Haliyle aranınca da bulunmuyormuş..