Maliye Bakanı Naci Ağbal, Bloomberg HT yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye ekonomisinin güçlü yönlerinden birinin kamu maliyesi olduğunu belirten Ağbal, ülkenin kamu borcunun düşük ve yönetilebilir seviyelerde bulunduğunu söyledi.
Ağbal, AK Parti hükümetleri olarak kamu maliyesi kazanımlarından asla vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, "Mali disipline devam edeceğiz. Yeni Orta Vadeli Program'da (OVP) yine bütçe açığı seviyeleri yüzde 1'ler seviyesinde olacak. Mali disiplin kesinlikle AK Parti hükümetlerinin ekonomide en önemli önceliklerinden biri olmaya devam edecek." diye konuştu.
Bakan Ağbal, para, maliye ve ekonomiyi yönlendiren diğer politikaların uyumlu olacağını, bu politikaların senkronize şekilde birbirini destekleyeceğini bildirdi.
Enflasyonu tek haneye çekmek ve cari açığı aşağı seviyelere indirmek için maliye politikasında daha sıkı bir duruş oluşturulması gerektiğine dikkati çeken Ağbal, şöyle devam etti:
"Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Biz Merkez Bankamız ile birlikte ekonomi yönetimi olarak her zaman için para politikalarıyla maliye politikalarının uyumunu gözetiyoruz, bundan sonra da gözetmeye devam edeceğiz. Para politikasında son dönemde alınan kararlara paralel olarak maliye politikasında da benzeri bir sıkılaşmaya gireceğiz. Dolayısıyla kamu maliyesi dengesi üzerinden para politikasına güçlü bir destek vereceğiz. Maliye politikası önümüzdeki dönemde fiyat ve vergi ayarlamaları bakımından enflasyon beklentilerini aşağıya çekecek, enflasyonist baskılara neden olmayacak bir kamu maliye çerçevesi oluşturacak. Yine kamu harcamalarının kompozisyonu bakımından da özellikle para politikasının oluşturmaya çalıştığı ve ekonomik çerçeveye uygun bir kamu harcamaları kompozisyonu oluşturacağız."
"Seçim ekonomisi perspektifinde hareket etmiyoruz"
Ağbal, sektörel enflasyona yol açan faktörler bulunduğuna işaret ederek, "Buralarda mikro sektörel düzeyde de vergi politikası üzerinden enflasyonist baskı oluşturan hususları kaldırmak için gereken destekleri vereceğiz. Yine özellikle gıda sektöründe, tarım sektöründe fiyat beklentilerini aşağıya çekecek birtakım destek mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor, orada da destek vereceğiz. Onun için maliye politikasının para politikasına çok güçlü bir desteğinin olması lazım, olacak. Hiç kimse bundan endişe etmesin." ifadesini kullandı.
AK Parti'nin 16 yıldır hiçbir zaman seçim ekonomisi perspektifinde hareket etmediğini vurgulayan Ağbal, "Her zaman için hesabımızı, kitabımızı yaptık. Bir taraftan toplumun beklentilerini karşılamak, refahını artırmak temelinde düzenlemeler gerçekleştirdik, diğer taraftan da kamu maliyesi dengelerini gözetecek düzenlemeleri paralelinde hayata geçirdik." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni OVP hazırlığı
Ağbal, OVP hazırlıklarına seçimden hemen sonra temmuz ayında başlayacaklarını ifade ederek, "2019, 2020, 2021 yıllarını kapsayan OVP'yi hazırlayacağız. O programda birinci önceliğimiz kamu maliyesinde sahip olduğumuz kazanımları korumak, dengeli, sürdürülebilir bir mali konsolidasyonu sağlamak olacak. Bunun yolları var. Burada 'Vergi artışı yapacağız.' demiyoruz. Tam tersine imkanlarımızı kullanacağız. Kamu gelirlerinde artış yapabilecek, özellikle vergi tahsilatında etkinliğin artırılması, verginin tabana yayılması, vergi, istisna, indirim ve muafiyetlerin gözden geçirilmesi suretiyle bir miktar kamu mali alanı oluşturabileceğimizi düşünüyorum." dedi.
Yıl sonu bütçe hedeflerinin tutacağını vurgulayan Ağbal, "Biz bütçe hedefleri konusunda çok samimiyiz. Bunu sağlamak için her zaman gerekli çalışmaları, planlamaları yaptık, yapmaya devam edeceğiz. 2018 sonunda da herkes görecek ki kamu maliyesi alanında ortaya koyduğumuz hedefleri tutturacağız." diye konuştu.
Katma değer vergisi düzenlemesi
Ağbal, katma değer vergisinin (KDV) iadesi konusuna ilişkin de "Burada tabii belirli çekinceler, hassasiyetler var. Ben yeni dönemde özel sektörle, sanayi kuruluşlarımızla, sivil toplumla bu çekinceleri ve hassasiyeti de dikkate alarak bu konuda yeni bir çalışma yapabileceğimize inanıyorum. Çünkü KDV sisteminde aslında işletmeler sadece verginin tahsilinden sorumlu kuruluşlardır, verginin ödeyicisi değillerdir. Esas verginin ödeyicisi nihai tüketicidir. O açıdan yıllar itibarıyla işletmelerin bilançolarında oluşan sonraki döneme devreden KDV sorununun çözülmesi şart. Bunu yapacağımıza inanıyorum. İşletmeleri, KDV'nin bilançolar üzerinde oluşturduğu finansman maliyetinden kurtaracağız." dedi.
Ağbal, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye ilişkin yorumlarına da değinerek, şunları kaydetti:
"Moody's 2017'nin başında da Türkiye ekonomisi için 'Yüzde 2 veya 3 oranında ancak büyür.' şeklinde bir değerlendirme yaptı. Uzun zaman bunu revize etmek istemedi. Yılın sonuna doğru yavaş yavaş büyüme tahminlerini yukarıya çekti ve biliyorsunuz yıl sonunda Türkiye ekonomisi yüzde 7,4 büyüdü. Hükümet olarak nasıl 2017 yılının başında karşılaştığımız riskleri görerek ekonomiyi canlandırmak için tedbirler almışsak, bugün de karşılaştığımız tabloya uygun olarak Türkiye ekonomisinin bir yandan büyümesini, bir yandan da bunun olumsuz yan etkilerinin oluşmamasını sağlayacak bir çerçeveyi oluşturacağız."