Seçime 100 gün kala hükümet bozulur mu?

Erkut YILMABAŞAR

Malum Nisan 2015’te Cumhurbaşkanlığı seçimi var… Neden bu kadar önemlidir Kıbrıslı Türkler için Cumhurbaşkanlığı seçimi? Çünkü esasen sadece seçilen Cumhurbaşkanı değil toplum lideridir de ondan. ** Kulağımıza sürekli CTP-BG DP-UG hükümetinin bozulacağı haberleri geliyor. Ya da birileri bunları bilinçli olarak sızdırıyor. Malum senaryoya göre Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun yeniden sağ cenahın ortak adayı yapmanın formülleri üzerinde uzunca bir süredir çalışılıyor. Bu formüller üzerinde en etkilisi ise hükümet formülü. ** Hükümet başarılı mı? Bir yıldır CTPBG ile DPUG hükümeti görevde. Hükümet programına yazılan 68 maddenin ki bu maddelerin bir çoğu da takvimlenmiş ancak 3.5’i hayata geçirilebilmiş. Toplumsal algı Özkan Yorgancıoğlu hükümetinin işi ağırdan aldığı yönünde. Zaten hükümet kurulduğu ilk günden beri ha bugün bozuldu ha yarın bozuldu tartışmaları da birlikte yapılıyor. ** 2013 erken genel seçimlerinde halka verilen sözler var. Bunların yerine getirilmesi gerek. Yoksa siyaset kurumuna ve siyasetçiye olan güven daha da bir erozyona uğrayacak. ** Gelelim malum 100 gün meselesine… Reis-i Cumhur seçimlerimiz Nisan ayında ya 2015 yılının hemen başında yeni bir hükümet kurulması için saray tarafından düğmeye basılacağı iddiaları bolca konuşuluyor. Neden Ocak peki? Bir grup Demokrat Partilinin halen bu işe sıcak bakmadığı biliniyor. Önce onların ikna edilmesi gerek. İkincisi yeni yıl ile birlikte yeni kurulacak hükümetin elinde istihdam silahı da olacak bu silahı CTP-BG’nin kullanması istenmiyor. Toplum mühendisliği yapanlar bilmelidir ki Kıbrıslı Türkler Sarayönü politikalarından bıktı usandı. Bu mühendisliği yapmaya çalışanlar bilmelidir ki Kıbrıslı Türkler gonnara yemez. ***** Çok Konuşulan Zalihe Suzulu klasiği olan “Annanın Planı” adlı oyun seyircisi ile buluşuyor. Oyun halk tarafından çok beğenildi.  ***** Sosyal Medya Detay Gazetesi olarak Cumhurbaşkanı adayı Sayın Mustafa Akıncı ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Sohbeti mobil cihazlarla çekilen özçekim ile tarihe de not ettik. ***** Facebook'tan Seçtiklerim  Ulaş BarışCB Eroğlu 'çözüm' lafını her ağzına aldığında titireme bulur beni. Hele 'çözüm isterik' dediğinde sinirden ağlama gelir... Ulas Gokce: Eskiden KKTC'yi tanıtalımcılar vardı. Sürekli de 'Cumartesi tanınacak. Paris'e bir gidip gelelim tanınıyoruz' türü haberler geliyordu onlardan. Bu tanıtım işlerine de yirmi ton para parcanmıştı. Eğer o paralar hastanelere harcansaydı bugün kişi başına üç ameliyathane düşecekti. Tanıtımcılar ikiye ayrılırdı eskiden. Siyasi tanıtımcılar ve turistik tanıtımcılar. "Oğlum KKTC tanınamaz. Niye Washington'a gitmek için 80 bin dolar harcadınız?" diye sorduğumuzda "Mesele bir tek siyasi tanınma değil. Ülkemizi tanısınlar, turist olarak gelsinler" diye cevap verirlerdi. Tabii 568 sene önce emekliye ayrılmış 179 yaşında bir senatörü veya ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı'nın asistanının görümcesinin komşusunu görmek için neden bu kadar para harcandığını hiç anlamazdık. Umutlu günlerdi. Herkes sabah gazete alıp KKTC tanındı mı tanınmadı mı bakardı. Dışişleri Bakanlığımızın Tanıtım Dairesi bile vardı. Çok maceralı günlerdi. Sahi ne oldu o tanıtımcılara? Tamamen ortadan kayboldular. UBP Başkanı bile artık 'KKTC yakında tanınacak' türü açıklamalar yapmıyor. Nereye gitti onca tanıtımcı? Yoksa şimdi Maraş'ın açılması dahil her türlü Güven Yaratıcı Önleme karşı çıkan sefldeterminasyoncu-ganimetihakgörücülere mi dönüştüler? Onlardan haber almamak beni kaygılandırıyor. Hasan Erçakıca: ABD DEVREDE Mİ? Davutoğlu, uçaktaki gazetecilere "Uluslararası toplumun dikkatini buraya yöneltmek gerekiyor. Bunu da yaptık. Amerikalıları devreye soktuk. Joe Biden geldi." demiş...Biden, gerçekten Türkiye'nin isteği ile mi geldi?Daha önce başka kaynaklardan da duymuştum; Türkiye Kıbrıslı Rumların tavrının değiştirilmesi için ABD'ye güveniyor. Bu ne kadar gerçekçi veya etkili olacak? Ercan Hoskara: Keşke DAİ ve DAK için de toparlansaydınız, ama ne ilginç DAİ DAK için toparlanmayanlar onu Doğaya devredenler için toparlanıyor. DAİ DAK ı devrederken VYK nın ve benim yetkim var deyip hiç kimseye sorma gereği duymayanlar, şimdi VYK'nın yetkisini tartışıyor. Demek ki, demokrasi, katılımcılık, şeffaflık herkes için gerekli olabilirmiş. Ya VYK beğenmeyen mahkemeye gitsin derse, Sayın Rektör bu durumu garipser mi acaba? Neyse, DAÜ ye sahip çıkmışken bir el de DAİ DAK'a atın onu da geri alın. DAÜ SEN çok uğraştı ama başaramadı, belki siz yaparsınız.