İlle de demokrasi
Kürtler, Aleviler, muhafazakârlar, sosyalistler, Atatürkçüler, demokratik milliyetçiler dâhil her kesimden liyakatli kadrolar, demokrasi ortak paydasında birlikte hareket etmeyi başarabilmelidir. Demokrasinin kalıcı hale gelmesinin biricik yolu budur. Önce ilkeler, sonra ilkesel ittifaklar.
Türkiye, tarihinin en önemli seçimine doğru adım adım yaklaşırken, siyaset arenası da doğal olarak giderek hareketleniyor. Seçimleri bu denli önemli kılan birçok neden var. Bunların başında da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin bir sistem değişikliğinden öte, bir rejim değişikliğini hedefliyor, daha doğrusu dayatıyor olmasıdır.
AKP iktidarı, eski vesayetçi rejimin artıklarından da yararlanarak yeni bir otoriter rejimi kalıcı ve kurumsal hale getirmeye çalışıyor. Milliyetçi ve dinci referansları esas alan bu yeni otoriterizm, toplumsal direniş karşısında henüz kendini kurumsallaştırmayı başaramadı. Ancak bir seçim daha kazanır ve halk desteğiyle kendisine meşruiyet sağlamayı başarırsa otoriter rejimin kurumsallaşması tehlikesi güçlenmiş olur. Bu durumda Türkiye, önümüzdeki onlarca yılı daha karanlık bir mecraya sürüklenerek geçirir.
Öte yandan, seçimi demokrasi güçleri kazanırsa demokrasiyi kurumsallaştırma ve Cumhuriyet’in yüz yıllık birikmiş sorunlarını demokrasi içerisinde çözme imkânı ortaya çıkabilir. Sanırım tarihimizdeki hiçbir seçim, bağrında bunca ciddi tehlikeyi ve fırsatı bir arada taşımamıştır.