Selda Bağcan, Hakan Çelik’in CNN TÜRK'teki ‘Hafta Sonu programına katıldı. Bağcan, 45 yıllık yaşamının anlatıldığı biyografi, afiş, broşürler haberin yer aldığı albümünün yanı sıra, 40 şarkısından oluşan iki Long Play ve CD’sine ilişkin bilgi verirken bunun ikincisini önümüzdeki yıl hazır hale getireceğini söyledi. Selda Bağcan, TRT’de 20 yıl süreyle yasaklı sanatçılar arasında yer aldığını belirtirken, şunları anlattı:
“TRT yasağı 1972’de geldi. O dönem hiçbir zaman tanışmadığım Deniz Gezmiş ve arkadaşları tutukluydu. ‘Mapushanelere Güneş Doğmuyor’u söyledim. Bununla Gezmiş ve arkadaşları arasında bağlantı kurdular. TRT, ‘Sanatçının gereksiz reklamı yapılıyor’ gerekçesi ile beni yasakladı. Yasak 20 yıl sürdü. 1990'da dört kez İsrail'e gittim Acco Festivali'nde Khanel Umdanadlı Osmanlı Kalesi'nde ve Ehal Hatarbut konser salonunda iki konser verdim. Bu kadar ilgi görüyorum, TRT’ye çıkamıyorum. TRT’yi mahkemeye vereceğimi söyledim. Hemen bir telefon geldi 'kaldırıyoruz'. 91’de kaldırdılar.”
Selda Bağcan, o dönemlerde yurt içinde olduğu halde kendisi için ‘Yurda dön’ çağrısı yapıldığını, hakkında ‘Komünizm propagandası yapıyor’ iddialarının ortaya atıldığını, gazeteci Mustafa Ekmekçi’nin araya girmesi üzerine dönemin Bakanı Adnan Kahveci’nin müdahalesi ile pasaportuna kavuştuğunu anlattı.
“AYAĞA KALKTILAR”
Bağcan, toplam 4.5 ay cezaevinde kaldığını, cezaevine ilk girdiğinde bütün koğuşlarda bulunanların ayağa kalktığını ‘Yasaklı’ kabul edilen marşları söylemeye başladığını, içeri giren bir subayın nutuk attığını anlattı. Selda Bağcan, “Subay, aranızda ‘Çanakkale’de şehidi olan yok mu?’ dedi. Oysa benim 6 şehidim var. Dedem ve 5 kardeşi. Bunu kalkıp bunu söyleyemiyorsunuz” diye konuştu.
“AKM YIKILMADAN RESTORE EDİLMELİ”
Selda Bağcan, bir soru üzerine politikaya atılması konusunda teklif gelse bunun ancak CHP’den olabileceğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kurucu partisinde bir sürü yanlış yapıldığını ancak yine de kendisi için tek seçenek konumunda bulunduğunu ifade etti. Bağcan, başka bir soruyu yanıtlarken de Taksim’deki AKM’nin yıkılmadan restore edilmesi gerektiğini kaydederek, “ Tarihi özelliği var. Adı; Atatürk. Atatürk benim için çok şey ifade ediyor; En büyük aşkımız. Ona bu dönem yapılanlar beni şahsen kahrediyor” dedi.
Selda Bağcan’ın programda verdiği yanıtlarda özetle şunları anlattı:
"ELLERİMİN GÜZEL OLDUĞUNU KELEPÇE VURULDUĞUNDA FARK ETTİM"
Eleştiriye tahammül ederim kırılmam kendime çeki düzen vermeye çalışırım. Eskiden “Annem sizi çok sever diyorlardı. Şimdi diyorlar ki; oğlum sizi çok seviyor. Çok içki içmem. Sigarayı hiç içmem. Şeker hastasıyım. Yiyeceklerime dikkat ediyorum. Biraz kilo fazlası var. Bir türlü atamıyorum. Elime kelepçe vurulduğunda ellerimin çok güzel olduğunu fark ettim. Eurovision’dan teklif gelmedi. Dışişleri Bakanlığı’nın isteği üzerine 1972'de Bulgaristan'da gerçekleştirilen Altın Orfe Festivali'nde Türkiye'yi temsil ettim. Bu devlet adına ilk ve son faaliyetim oldu. Bir teklif gelse Türkiye’yi temsil etme konusunda elbette giderim. Türkiye’de diğer ülkelerdeki gibi bazı sanatçılara diplomatik pasaport vermeli.
"İSPANYA'DA BİNLERCE GENÇ BENİM ŞARKILARIMLA HALAY ÇEKTİ"
İspanya’da Avrupa'nın en ünlü festivallerinden İspanya’nın Barcelona kentinde Primavera Sound 2016'da binlerce gence benim şarkılarımla halay çektiler. Devletten ne arayan, ne telefon eden olmadı. Ben her zaman ‘Gölge etmeyin başka ihsan istemem’ derim. Devlet sanatçılığını kabul etmem. Yönetim ile çok yan yana olmak istemem.
"'İŞTE GİDİYORUM' ŞARKISINI AHMET KAYA İÇİN SÖYLEDİM"
Kaza geçirdim. Sol kolumda kalıcı bir hasar oldu. Şimdi düşünüyorum da, sahnede tek başına gitar veya bağlama çalarak, şarkı, türkü söylemen ne kadar zormuş.Bu yaştan sonra Rock’çu oldum. Hit olan şarkıları Rock tarzında okuduk.Türkiye’de protest müzik neredeyse bitti çünkü bu tarz müzik yapanlar hapse girdi. Geçmişte ilahi okudum. Ahmet Kaya Yok yere öldü. O gün linç kampanyası falan korkunç şeyler yaşadı ve üzüntüden öldü. Onun için ‘İşte gidiyorum’ diye bir şarkı söyledim.