SENDİKALARA GÖRE 1 MAYIS

“EMEK SÖMÜRÜSÜYLE 1 MAYIS KUTLAMASI”

İşçinin Emekçinin Bayramı 1 Mayıs, ülkemizde bu yıl da, emeğin sömürüldüğü, kazanılmış hakların geriye götürüldüğü ve emekçilerin sosyal güvenceden yoksun çalıştırıldığı bir ortamda kutlandı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü Taksim sahasında ortak olarak kutlandı.

 “1 MAYIS DAHA ANLAMLI KILINDI”

1 Mayıs dolayısıyla Detay Gazetesi’ne konuşan sendika temsilcileri, uzun bir süreden beridir, ülkede statükoyu savunan, çözümsüzlüğü çözüm gören, sosyal adalete karşı olan bir yönetim altında yaşayan Kıbrıs Türk halkının, Cumhurbaşkanlığı’na Mustafa Akıncı’nın seçilmesiyle, bu yıl ki 1 Mayıs kutlamasının, daha anlamlı kılındığını belirttiler.

 

Rana Sarro ÖZADALI

İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, ülkemizde bu yıl da etkinliklerle kutlandı.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü Taksim sahasında ortak olarak kutlandı.

İşçi ve emekçilerin, emeklerinin sömürüldüğü, sosyal güvenceden yoksun ve alın terinin karşılığını alamadığı ülkemizde, 1 Mayıs dolayısıyla işçi sendikaları ile bazı sivil toplum örgütleri gazetemize değerlendirmelerde bulundular.

Detay Gazetesi’ne konuşan sendika temsilcileri, ülkemizde işçilerin kamplara bölündüğü, kayıt dışı iş gücünden dolayı sağlıksız ortamlarda çalışmak zorunda bırakıldığı ve adeta kölelik düzenine mahkûm edildiklerini vurgularken; bundan sonraki 1 Mayıs’ların emekçilerin kazanımlarının arttığı bir ortamda kutlanmasını temenni ettiklerini belirttiler.

Sendika temsilcileri, uzun bir süreden beridir, ülkede statükoyu savunan, çözümsüzlüğü çözüm gören, sosyal adalete karşı olan bir yönetim altında yaşayan Kıbrıs Türk halkının, Cumhurbaşkanlığı’na Mustafa Akıncı’nın seçilmesiyle, bu yıl ki 1 Mayıs kutlamasının, daha anlamlı kılındığını belirttiler.

“SAHNEDE İKİ TOPLUMLU KORO”

Kıbrıslı Türk örgütler 1 Mayıs Cuma günü saat 17:00’de Kuğulu Park’ta toplanarak, saat 19:00’da Taksim sahasında olacak şekilde kortejler halinde hareket etti. 1 Mayıs yürüyüş güzergahı bu yıl Kuğulu Park’tan Saray önüne, oradan da Ledra Palace’ye doğru oldu.

Taksim sahasında ise DEV-İŞ ve PEO yetkililerinin konuşmalarının ardından, sahneye şarkılarıyla İki Toplumlu Koro çıktı.

 ÖZEL SEKTÖR UTANCI

Özel sektör emekçilerinin 1 Mayıs’ta çalışmasının bir utanç olduğu belirtilen ve bu yılki 1 Mayıs’ta da alanlarda ne yazık ki az sayıda özel sektör emekçisinin olacağı tahmin edilen açıklamada, şöyle denildi:

“Yönetenler, hükümetler ve iktidarlar özel sektörde sendikal örgütlenmenin önünü açmamakta ısrar ediyor, patronlar ise en ufak bir sendikal örgütlenme girişimini dahi vicdansıza yöntemlerle geri püskürtüyor. DEV-İŞ olarak önümüzdeki dönemde özel sektörde sendikalaşma hakkı için yeni yöntemler ve mücadele biçimleri geliştireceğiz. Ada’nın bölünmüşlüğünün üzerimizde bir karabasan gibi durduğu, her iki toplun da giderek yoksullaştığı, Kıbrıslı Türklerin iradesine yönelik tahammülsüzlüğün yükseldiği bir dönemde 1 Mayıs’a katılımın ve ortak mücadele bayrağını yükseltmenin önemi vurgulandı.

Ülkemizde örgütlü sendikalar, 1 Mayıs ile ilgili duygu ve düşüncelerini Detay Gazetesi’ne şöyle aktardılar:

SENDİKA TEMSİLCİLERİ DETAY’A KONUŞTULAR

Hür-İş Federasyonu Başkanı Yakup Latifoğlu, Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (Dev-İş) Federasyonu Başkan Vekili Hasan Felek, Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (TÜRK-SEN) Başkanı Arslan Bıçaklı, Kamu-İş Başkanı Sami Dilek, Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş, El-Sen Başkanı Çağlayan Cesurer, Belediye Emekçileri Sendikası (BES) Başkanı Ulus Arpalıklı, KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan, KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ve İnşaat Taşeronları Birliği Başkanı Osman Amca, 1 Mayıs’ı değerlendirdiler.

HÜR-İŞ BAŞKANI YAKUP LATİFOĞLU: “EMEKÇİLERİN KAZANIMLARININ ARTTIĞI ORTAMDA KUTLANMASI TEMENNİSİ”

“Bilindiği gibi 1 Mayıs, geçmişte sömürülen işçilerin, emeğin gücünü farkına vararak, mücadele başlatmaları sonucu, talepleri olan 8 saat mesai hakkına ulaşmak için başlattıkları mücadelenin yıl dönümüdür. Emek, dayanışma ve mücadele adına yapılan mücadelelerin dile getirildiği ve işçilerin ondan sonraki dönem için taleplerini dile getirdiği bu günde, tüm emekçi halkımızın 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın kutladığımı peşinen söylemek isterim. Geçmişte sosyal demokrasi adına yapılan tüm düzenlemeler, son zamanlarda neoliberal ekonominin dünya da büyük bir oranda uygulanmaya başlaması ile birbir budanmakta ve çalışanların kazanımları, patronların daha fazla kar elde edebilmeleri adına ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Bu bizim ülkemizde de ekonomik paketlerle aynen uygulamaya konmaktadır. Ve çalışanlar, işe giriş tarihlerine, sosyal menfaatlerine ve bağlı oldukları kurumlara göre kamplara bölünmekte, hem de kayıt dışı iş gücünden dolayı sağlıksız ortamlarda çalışmak zorunda bırakılmakta ve adeta kölelik düzenine mahkûm edilmektedirler. Bunu Hür-İş Federasyonu olarak şiddetle reddettiğimizi belirtmek isterim. Ve bu 1 Mayıs’ta da meydanlarda, çalışanlara karşı takınılan bu tavrı protesto etmek ve beklentilerimizi dile getirmek üzere meydanda olacağımızı belirtir, bundan sonraki 1 Mayıs’ların emekçilerin kazanımlarının arttığı bir ortamda kutlanmasını temenni ettiğimi belirtmek isterim.

DEV-İŞ BAŞKAN VEKİLİ HASAN FELEK: “ORTAK MÜCADELENİN SEMBOLÜ”

“1 Mayıs bu yıl da, Kıbrıs’ta işçi sınıfının, birlik, mücadele, dayanışma günüdür. İki toplumlu olarak kutlanacak. 1 Mayıs’ın ana belgesi; Güney’de Troyka, Kuzey’de de AKP hükümetinin dayatmalarına karşı ortak mücadelenin sembolü olacak. Aynı zamanda ortak vatan, ortak mücadele ana temasıyla, Cuma günü saat 17.00’de Kuğulu Park’ta toplanılacak. Saat 19.30’da da ara bölgede, iki toplumlu 1 Mayıs etkinliği gerçekleşecek. 1 Mayıs, dünyada tüm çalışanların, emekçilerin, ezilenlerin bir kavga günüdür. 1 Mayıs’ta dünyadaki emekçiler, Neoliberal dayatmalara karşı, güvencesiz çalışma ortamına karşı, sosyal hakların geriletilmesine karşı bir eylem ve mücadele günüdür. Kıbrıslılar da, Türkler ve Rumlar olarak, 1 Mayıs’ı dünya işçileri ile birlikte kapitalist sisteme karşı haklı taleplerini ortaya koyup 1 Mayıs’ta gür bir şekilde haykıracaklar.”

TÜRK-SEN BAŞKANI ARSLAN BIÇAKLI: “1 MAYIS’I MAALESEF BURUK KUTLUYORUZ”

“İşçilerin ve çalışanların sorunlarının çözüldüğü 1 Mayıs olmasını çok isterdim. Ancak maalesef yine 2015 1 Mayıs’ını çalışanlar olarak buruk kutluyoruz. Çalışanları direk ilgilendiren göç yasası halen daha yürürlükte. Özelleştirme Yasası, bu 1 Mayıs’ta halen daha yürürlüktedir. 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe girmesi gereken asgari ücret henüz belirlenmemiş, işçiler ve çalışanlar, ülkemizde asgari ücretin altında çalıştırılmakta ve açlığa mahkum edilmektedir. Asgari ücretin sloganı olan 8+8+8 diye, bu 8 saat çalışma, 8 saat uyuma, 8 saat dinlenme hakkı demektir. Ama bizim ülkemizde maalesef özellikle özel sektörde çalışanlarımız, günde 10-12 saat esir gibi çalıştırılmaktadır. Özel sektörde çalışanlar halen daha sendikasız ve emekleri sömürülmektedir. Bir yasa yapılıp özel sektördeki insanların örgütlenmesi sağlanamamıştır. Dolayısıyla 1 Mayıs’ı maalesef buruk kutluyoruz. Bu vesileyle 1 Mayıs uğruna canlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Başta ülkemizdeki tüm çalışanların ve dünya emek sınıfının 1 Mayıs’ını yürekten kutlarım, hayırlı 1 Mayıs’lar.”

KAMU-İŞ BAŞKANI SAMİ DİLEK: “BÜYÜK BİR BURUKLUK İÇERİSİNDE KUTLAMAKTAYIZ”

“1 Mayıs İşçi ve Emekçilerin Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele günüdür. İşçilerin Emeğini ve aşını sömüren, Emperyalizme karşı direnenlerin, günde 8 saat çalışma süresini kazanmanın yıl dönümüdür. 1 Mayıs 1886’da, başta Amerika’daki İşçiler olmak üzere, tüm dünya işçilerinin emperyalizme karşı verdikleri zorlu mücadelenin kazanıldığı gündür.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde çalışma hayatıyla ilgili tüm yasalar, 1974 Mutlu Barış Harekâtından hemen sonra oluşan yönetimlerle, zaman zaman mücadele, zaman zaman eylem ve grevlerle zaman zaman da uzlaşı ile tamamlanmıştır.  Hazırlanan yasalar, Demokratik Dünya ülkelerinin, yasaları da dikkate alınarak,  dünya ülkelerine uyumlaştırılarak, çağdaş uygulanabilir yasalar haline getirilmiştir.

Hazırlanan bu yasalarla dünya konjentürüne yakın, ama eksiklikleri mevcut yasalardır. 2008 yılı itibarıyla, bu yasalardaki mevcut eksiklikleri giderip, daha çağdaş yasalar oluşturacağımıza, sendikaların karşısında olan işveren konumundaki yönetimler,  bu yasaları ve içeriğini de olan işçi haklarını daha da gerilere çekecek tavırlar içerisine girmişlerdir. 2009’dan sonra değişen Yönetim kadroları da ayni uygulama yöntemini seçmişler ve çalışanların haklarını geriletmeye devam etmişlerdir. Ne yazık ki hem geçmiş hükümetler döneminde ve hem de şimdiki hükümette olanlar çalışma yasalarını ellemekte, birçok olumsuzluklar yaratmakla, çalışma yasalarını ülkemizdeki sosyal güvenlik konularını, allak bullak etmiş, yasalar uygulandıkça Toplu İş Sözleşmeleri özelliklerini yitirmiş, ülkemizdeki maaş-ücret uygulamaları çalışanları ve ayni iş yapanları bile sınıflara ayırmıştır. Çalışanlar, daha güzel yarınlar, daha iyi haklar beklerken, son 10 yıl içerisinde hakların geriletilmesiyle verimlilik ve motivasyon ortadan kalkmıştır. Uygulamaya konulan, göç yasası ile çalışanlar bölünmüş, eşit işe eşit ücret prensibi ortadan kaldırılmış, Toplu İş Sözleşmelerine müdahaleler artmış, hatta Toplu İş Sözleşmesi yapma gereği duyulmamıştır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde, Kuzey Kıbrıs Meclisinde geçen yasalarla, yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Meclisinde onaylanan Toplu İş Sözleşmesi ve toplu pazarlıkla ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü kararları hiçe sayılmıştır. Bu gidişle, müdahaleler altında olan Toplu İş Sözleşmesi haklarımızın yeniden tesisi için yıllar önce 1 Mayıs emekçilerinin günü için yapılan mücadeleler gibi mücadele ortamına girmemiz gerekecektir. Biz emekçiler olarak barış ve özgürlükten yanayız. Kıbrıs konusundaki barış görüşmeleri başlamış bir noktaya gelmiş ve sonra da durmuştur. Arzumuz ve hedefimiz bir an önce barış görüşmelerinin başlaması ve adil bir yönetim şeklinin, tüm Kıbrıs halkları için oluşmasıdır. Çalışanlarımız ve tüm emekçiler, ülkemizdeki izolasyonların kaldırılmasını ve Uluslararası Çalışma Örgütü kararları ile Avrupa Birliği kriterlerinin ülkemizde uygulama aşamasına gelmesini arzulamaktadır. İşçilerimizin ve tüm emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs İşçi Bayramını büyük bir burukluk içerisinde kutlamaktayız. Bir taraftan yasaların getirdiği sıkıntılar, diğer taraftan ise Türk Lirasının yabancı para birimlerine karşı değer kaybetmesi, enflasyonu körüklemekte, çalışanların alım güçlerini zayıflatmaktadır. Bu da insanlarımızı süratle fakirliğe itmektedir. Hükümetin ivedilikle bu konulara çare üretmesi gerekmektedir. 1 Mayıs İşçi ve Emekçilerin Bayramı, dünya çapında kutlanmakta olup, birlik, beraberlik, dayanışma ve haksızlıklara karşı mücadele günüdür. Bu günün anlamına uygun olarak, geriletilen sendikal hakların tesisi, Toplu İş Sözleşmelerine müdahalelerin ortadan kaldırılması, çalışanların ve halkın alım gücünün yükseltilmesi için mücadeleye hazır olunması dileğiyle, 1 Mayıs İşçi Bayramını en içten duygularla kutlar, tüm insanlara, barış, mutluluk ve sağlıklı yaşam dilerim.”

KAMU-SEN BAŞKANI MEHMET ÖZKARDAŞ: “İŞÇİ VE EMEK GERİYE GİTMEYE BAŞLADI”

“1 Mayıs dünyanın birçok yerinde milyonlarca çocuk işçinin sömürüldüğü, kadın emekçisinin sömürüldüğü, insanların örgütsüz, sendikasız, taşeronlaştırılması dünyanın her yerinde artmaya başladı. Sermaye maalesef dünyada global bir güç oldu. Ama maalesef işçiler ve işçileri temsil edenler, global bir güç olamadıkları için, işçi ve emek bugün, dünyanın her yerinde özellikle de bizim ülkemizde geriye gitmeye başladı. Toplu iş sözleşmeleri uygulanmıyor ve göç yasasıyla kısıtlandı, kazanılmış tüm haklarımız gitti ve özel sektörde on binlerce insan sendikasız, iş güvencesinden yoksun olarak çalıştırılıyor. İş kazaları, çok basit önlemler alınabilirken, iş kazalarından insanlarımız ölüyor. 1 Mayıs’ları biz bu şartlar altında kutluyoruz. Aslında bu kutlama değildir. Bizim özlediğimiz 1 Mayıs’lar, emeğin ve emekçinin bayramı, işçinin alın terinin sömürülmediği, tüm işçilerin emeğinin karşılığını alabildiği, tüm emekçilerin örgütlü olabildiği, sendikasız hiç kimsenin çalıştırılamayacağına dair yasal düzenlemelerin yapıldığı, dünyada artık hiç çocuk işçinin olmadığı, kadın veya erkek işçilerin sömürülmediği bir düzen olması lazım. Emeğin, üretimdeki payı kadar, dünyanın yönetiminde de söz sahibi olması lazım. Emek, hep sömürülen, hep yönetilen oldu. Emeğin ürettiği oranda karşılığını almadığı ülkelerde, 1 Mayısları buruk kutlamaya devam ederiz.”

 

EL-SEN BAŞKANI ÇAĞLAYAN CESURER: “BÖYLE BİR ORTAM İÇERİSİNDE KUTLUYORUZ”

“2015 yılında kutlayacağımız bu 1 Mayıs’ta çalışanlarının sorunlarının ortadan kalkmış olmasını dilerdik ama maalesef bu 1 Mayıs’ı yine, farklı ücretlerle, siyasilerin vaat ettikleri sözleri yerine getirmedikleri bir ortam içerisinde kutluyoruz. Temennimiz çalışanların hayatlarını kaybederek elde etmiş olduğu hakları, 2015 yılı sonrası 2016’da kutlanacak olan 1 Mayıs’larda yine işçilerin, çalışanların sorunlar ile boğuşur durumda olmamasıdır. En büyük temennimiz budur. 1 Mayıs’ın tüm çalışanlara kutlu olmasını dilerim.”

BES BAŞKANI ULUS ARPALIKLI: “BARIŞI HALKLAR GETİRECEK”

“1 Mayıs tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de işçi sınıfının kazanmış olduğu hakların bence başlangıç zamanıdır. Geçen yıl olduğu gibi, iki toplumlu ortak 1 Mayıs düzenleyeceğiz. Özelde bizim memleketimizde ama genelde tüm dünyada barışı sağlamak adına böyle adımları atmak, biz sivil toplum örgütlerine düşer. Bu adımları attıkça bence iki toplum da birbirine daha çok yakınlaşacak. Sonuçta dünyaya da ülkemize de barışı halklar getirecek.”

 

KTAMS BAŞKANI AHMET KAPTAN: “İKİ TARAFIN EMEKÇİLERİ TEK YÜREK”

“Öncelikle biz emekçiler için 1 Mayıs önemli bir gündür. Ve 1 Mayıs’ın oluşturulmasında kanını dökenlerin anma günüdür. Biz emekçilerin 8 saat çalışıp, 8 saat dinlenme ve 8 saat uyumanın mücadelesinin kazanıldığının bir günüdür. Şimdi verilmesi gereken mücadele, yasalara rağmen bunu yapmayan ve denetlemeyenlerden hesap sormadır. Bizim Kıbrıs’ımıza özgü olarak, bölünmüş adamızda iki tarafın emekçilerinin bu anlamlı günü birlikte anmaları önemlidir. Umarım 2016’da, tel örgülerden ve duvarlardan kurtulmuş, özgürce ülkemizde gezebileceğimiz, etkinlikler yaşayabileceğimiz günler yaşarız. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, yeni seçilen Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’nın orada makamının adıyla olması prosedürden ve yeminlerden ötürü herhalde mümkün görünmüyor. Ama Kıbrıs Türk halkı, çözüme ve barışa olan inancını, Sayın Akıncı’ya oy vererek kendini göstermiştir. Sayın Akıncı da, artık Cumhurbaşkanımız sıfatıyla o gün, iki tarafın emekçileriyle kucaklaşacağına olan inancım tamdır. Emek örgütleri; o gün sadece emekçilerin sıkıntılarını değil, o gece bölünmüş adamızı birleştirme mesajlarını da birlikte verecektir ve Sayın Akıncı’nın hatta ve hatta Anastasiadis de bu sese kulak vermelidir. Orada iki tarafın da emekçileri, tek amaç için tek yürek olacaklar. Konuşacaklar, şarkılarını söyleyecekler ve Kıbrıs’ta birleşme umutlarını haykıracaklar. İki tarafın emekçilerinin yaşadığı sorunlar da ara bölgede dile getirilecektir. Umarım son kez bu ara bölge kelimesini kullanırım.”

 

KTÖS GENEL SEKRETERİ ŞENER ELCİL:  “1 MAYIS DAHA DA ANLAMLI KILINDI”

“Emek cephesi açısından 1 Mayıs önemli bir gündür. Ama bu sadece dünyada değil biz de, 1 Mayıs’ın ayrı bir yeri var. Şovenizm yüzünden işçi ve emekçi kesimleri, bu adada ikiye bölündü ve 1958’den sonra bir araya getirilmedik. Özellikle Kıbrıs sorunundan en büyük sıkıntıyı bu ülkede işçi, emekçi kesim çekiyor. O açıdan 1 Mayıs’ın bizim için özel bir önemi vardır. Ve 2003’te sınır kapıları açıldıktan sonra biz özellikle 1 Mayıs’ın ortak kutlanmasıyla ilgili bir çabamız oldu. Bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Ve artık 2-3 yıldan hatta 5 yıldan bu yana ortak bir takım etkinlikler yapıyoruz. Bu sınıf temelinde bu ülkenin insanlarının bir bütün olduğunu göstermek açısından da önemli bir mesajdır diye düşünüyorum. Bu yıl yine aynısını yapıyoruz ve ara bölgede ortak bir etkinliğimiz olacak. Bu toplum, uzun bir süreden beri bu ülkede statükoyu savunan, çözümsüzlüğü çözüm gören, sosyal adalete karşı olan bir yönetim altında yaşadı. Sayın Akıncı bunların tam tersini söyleyerek seçildi. Dolayısıyla Akıncı’nın seçilmesinin ardından kutlanacak 1 Mayıs daha da anlamlı kılındı. Yurtsever insanlar bir araya gelmeli ve Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların bir arada yaşayacağını göstermek açısından da 1 Mayıs çok önemlidir.”

KTOEÖS BAŞKANI : “1 MAYIS’LAR DAHA DA ÖNEM KAZANDI”

“Özellikle bu 1 Mayıs’lar bizim için çok daha önem kazanmaya başladı. Özelde kendi ülkemizin henüz bir çözüm ve bir federasyona, barışa ulaşmamış olması ve emek hareketinin adada ortak mücadele yapamaması bizim birinci sorunumuz olarak duruyor. Aynı zamanda emek örgütlerinin bu dönemlerde, özellikle Neoliberal politikalarının dayatıldığı; iş-maaş garantilerinin, elastiki çalışma şartlarının oluşturulduğu ve güvencelerinin ortadan kaldırıldığı bir dönemde, emeğin kazanımlarını korumak ve geliştirmek adına, bizim mücadele günü olarak, tüm emekçilerin, ortak mücadele günü olarak algılanması ve bu konuda sesin yükseltilmesinin, hem dünya emek hareketine katkı yapacağını hem de ülkemiz için önemli bir katkı yapacağını düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllarda ara bölgede yaptığımız ortak etkinliği bu yıl yine yapacağız. Bizim beklentimiz ileride, din, dil, ırk düşünülmeden, emeğin hakları için ortak mücadeleleri birlikte yürütebilmek noktasına gelinebilmesidir. Bugün emeğin kazanımlarının yok edilmeye çalışıldığı bir dönemden geçerken, emeğin özelde dünyada bir enternasyonalist mücadeleye ve dayanışmaya ihtiyacı olduğunu; sermayenin bu dayanışmayı kendi içerisinde çok farkı yöntemlerle baskı altına aldığını, emeğin fiyatını, emek değerini düşürerek sömürme noktasında başarı kazandığını düşünüyorum. Yükselen tepki, kabullenmeme noktasında da bir ciddi duruşun yavaş yavaş örgütlenmeye başladığı bir dönemden geçiyoruz. Bu sesin yükseltilerek, emeğin gerçek değerinin kazanılmasına kadar da daha örgütlü, daha mücadeleci bir yapıya kavuşması için de mücadeleye devam edeceğiz. Özellikle Kıbrıs Türk toplumunun hassasiyetini taşıyarak, Kıbrıs’ta federal bir çözümün, ortak bir yaşam alanı için gösterilen bir iradeyi tüm toplum biliyor. Bize göre böyle bir süreçte, toplumun sözcülüğünü yapabilecek bir anlayışa ihtiyaç vardı.”

 

İNŞAAT TAŞERONLARI BİRLİĞİ BAŞKANI OSMAN AMCA: “İŞÇİYE, EMEKÇİYE DEĞER VERİLMİYOR”

“Dünyada işçiler 1 Mayıs’ı kazanabilmek için, çok kanlar döküldü. Ama şuanda görüldüğü gibi, ülkemizde işçiye, emekçiye hiç değer verilmiyor. Bugünlere gelininceye kadar dökülen kanlara yazık oldu. 1 Mayıs’ı bahar bayramı gibi kutluyoruz. Oysa bu işçinin, emekçinin 8 saat mesai hakkını kazandıkları, köle gibi çalıştırılmaktan kurtuldukları 1 Mayıs’ı bahar havasında kutlamaya başladık. Ki bu da bizi üzen bir tarafıdır. Oysa 1 Mayıs’ta tüm iş yerlerinin kapalı olması lazım. İşçilerin gerçekten bayram yapması lazım. O ölen yüz binlerce insanı anmak için en azından bunun yapılması lazım. Ne yazık ki ekonomik sıkıntıdan dolayı insanlar 1 Mayıs’ta da çalışıyor.”