Söyleşiye “Kimliğimizden Vazgeçmeyeceğiz- Bir İlhakın Sonuçlarını Düşünün” başlıklarıyla yer veren Politis’e göre, KKTC’nin tanınması olasılıkları ile Türkiye’ye de facto ilhak konusunda kendisine yöneltilen bir soruya karşılık Denktaş şunları söyledi:
“Kıbrıslı Türklerin çoğunluğu tanınmamızı destekliyor. Fakat aynı zamanda bu koşullarda bunun mümkün olduğunu düşünmüyor. Türkiye’ye bağlanma hâlâ seçenek değil fakat uzun vadede bir gereklilik haline gelebilir. Ve ben Kıbrıslı Rumların bu ihtimalin sonuçlarını iyi düşünmeleri gerektiğine inanıyorum.”
Kıbrıs Türk toplumunun asimilasyonu konusundaki bir soruya karşılık ise Denktaş şöyle konuştu:
“Sömürgecilik dönemini geçirdik, ardından Kıbrıslı Rumlar tarafından cumhuriyete el konmasını, yarım yüzyıl sonra da Türkiye’ye bağımlılık… Bütün bu süre boyunca da asimile olmadık. Kültürel düzeyde yeni tutumlar benimsemiş olabiliriz, fakat kimliğimizden vazgeçeceğimize inanmıyorum.”
Kapalı bölge Maraş’ın açılması konusunda ise, bunu 2004 yılındaki referandumdan bu yana istediğini dile getiren Denktaş, uygun adımlarla ve vizyonla birlikte bölgenin iki halk için de (Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar) serbest ticaret bölgesi olabileceğini ifade etti.
Denktaş bunun “çözüm bulunana kadar gerek ekonomik anlamda, gerekse karşılıklı anlayış mantığında kârlı hale gelebileceğini” dile getirdi.
Serdar Denktaş, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ise şunları söyledi:
“Tarihimizde Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler olarak hiçbir zaman bu adanın geleceği konusunda ortak bir hedefe sahip olmadık. Hiçbir zaman gerçekten birleşmedik. 1968 yılından bu yana çözümü konuşuyoruz ama bunu bulmayı başaramadık.”
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le ilgili fikrinin sorulması üzerine ise, görüştüklerinde iyi iletişim kurduklarını belirten Denktaş, Anastasiadis’in Kıbrıs sorununu Kıbrıslı Rumların istekleri temelinde ele aldığını ve bunun kendilerini sürdürülebilir bir çözüme götürmediğini sözlerine ekledi.