Serdar Denktaş’ın hep zirvedeydi…

Oshan SABIRLI

[caption id="attachment_24474" align="alignleft" width="100"] OSHAN SABIRLI[/caption] Mustafa Arabacıoğlu’nun istifası, DP-UG’de yaşanan tartışmalar, DP ve UG ayrı telden çalarken Serdar Denktaş’ın birleştirici olmaya çalışması ve direnmesi, düşünmesi ve CTP ile koalisyon ortaklığını bozmamaktaki uğraşı beni Serdar Denktaş hakkında yazmaya itti. Başbakan Yardımcısı, Ekonomi Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, ülkenin siyaset sahnesindeki en zorlu yollardan birisinde yürüyor. Serdar Denktaş kendini ispatlamak için hep bir yarışın içinde oldu. Rauf Denktaş gibi karizmatik bir liderin soyadını taşırken, üstelik hem hukuk dilini, hem diplomasiyi bilen, eş zamanlı 3 dil konuşan ve adını Kıbrıs tarihine yazan bir liderin oğlu olmak hiç kolay değil. Serdar Denktaş’ın bununla sürekli yüzleştiğini ve bunu kırmak adına uğraştığını hissediyorum. Siyasette aldığı riskler ve yaptığı bazı hatalarda sırf bu algıdan ötürü olsa gerek. Ada Tv’de Serdar Denktaş ile birçok televizyon programı yaptım. Kaç kez bültenlerimde telefonla bağlantı kurduğumuzu inanın hatırlamıyorum bile. Serdar Denktaş’a bu programlarımdan birinde “Rauf Denktaş’ın gölgesinde kaldığınızı hissediyor musunuz?” sorusunu da sormuştum. Yukarıda yazdıklarıma benzer ifadelerle açıklamada bulunduğunu hatırlıyorum. Düşününce çıkılan bu yol dikenlerle ve tehlikelerle dolu… Rauf Denktaş’ın aksine Serdar Denktaş ile “Off The Record” sohbetlerim hiç olmadı. Denktaş’ın iç dünyasını, bire bir tanıma şansı da yakalamadığımı söylemem gerek. Hakkında çok fazla şey bilmeme, duymama, komşularından, bir dönem en yakın çalışma arkadaşlarından, aile bireylerinden hikayelerini dinlesem de, onun için çok üzüldüğümü belirtmeliyim. Hiç kuşkusuz ilk kez UBP’den milletvekili seçildiği 1990 tarihinden bu güne tam 24 yıl geçti. Rauf Denktaş’ın oğlu olarak siyasette adını duyururken, basamakları çok hızlı yükseldiğini de gördük. İlk kez vekil olup kabinede İçişleri, Köyişleri ve Çevre Bakanlığı yapması sonrasında hayatında hep kritik kararların, kritik hesaplaşmaların olduğu gerçeğini anlamak çok kolay. 1992’de Serdar Denktaş,  Dokuzlar hareketine dönüşen parti içi muhalefette söz sahibi olması ile arkadaşlarıyla birlikte UBP’den ihraç edildi. DP’nin kurulması ile hem yaşının genç olması, hem de Denktaş’ın oğlu olması nedeni ile DP’nin başına geçebilecekken geçemedi. Ancak DP’nin hep anahtar parti olduğunu, onunda bu anahtar partide, anahtar rolünde olduğunu gördük. Oysa o yinede hep zirveye oturmayı başardı. İçişleri, Köyişleri ve Çevre Bakanlığı (1990), Gençlik ve Spor Bakanlığı (1994), Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı (1996), Turizm ve Çevre Bakanlığı (2001 ile 2003), Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı (2005), Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanlığı (2013) gibi görevlerde bulunmak kolay olmamalı. Rakibi olan Derviş Eroğlu’nun elini öpmesi ile siyasi karizmasını erozyona uğratan, ancak Annan Planı döneminde Denktaş’a inat devleşen bir siyasetçiyken DP’nin gittiği yol, Serdar Denktaş’ın çıkacağı liman beni oldukça merak ettiriyor.