Vakit çok mu erken, yoksa çok mu geç?
Daha doğrusu henüz vaktimiz var mı? Yoksa geç mi kaldık?
Umutsuzluk zincirinin son halkasında mısın?
Yoksa esir düşmüş benliğin, hala bana karşı direnişte mi?
Yoksa aslında “biz” e karşı direnişte misin?
Ben hiç umudumu yitirmedim. Bir an bile tereddüt etmedim, sorgusuz sualsiz mutlak bir teslimiyet gibi...Sonsuz gibi gelen zamanlarda, uçsuz bucaksız gibi görünen, senin kokunu taşıyan coğrafyada, gözlerim sana giden yollarda, kalbim ise sende...Nice sevdayı alevlendiren, tutku ve aşk kokan nehire bakarken, ruhum kendi hırçınlığını unutmuş, aklımın derinliklerinde, mantık ve kalp hesaplaşmasında...
Yüzüme vuran yasemin kokulu rüzgarlarda, sana kavuşmanın az kalan zaman dilimlerinde bekliyorum, tüm bu duygular ile...
Gözlerim, üstümü örten, yumuşak, siyah bir kadife misali olan gökyüzündeki yıldızlara bakarken, aklımdan bir vakit önce bunlar geçmişti...
Vakit çok mu erken, yoksa çok mu geç?
Asi ruhların buluşması gibi, yaralı yüreklerin öpüşmesi gibi, en olmadık zamanda, en sessiz tebessümde mi biz karşılaşmıştık?
Yoksa en olmadık yerde, en beklenmedik gözlerde mi aşk sıvışmıştı kalbimize?
Hatırlıyor musun? Eskimiş ve paslanmış, sıra sıra tel örgülerin sınır çizdiği hayatların, karanlık ve çoğu kez kanayan yarasını, birçok kez sevinç ve hüzünle, mutluluk ve serserilikle iyileştirmek isterken, tam on ikiden vururcasına, aşk seni kendi sesi ve ruhu ile nasıl da işgal etmişti…Hatırlıyorsun değil mi?
Peki söyle bakalım; yine yollar mısın kalbini sürgüne?
Yollar mısın kendini Sevgilinin alacakaranlık düşlerine?...
Toprağın içine ekilen bir tohum gibi, içimde öldüremediğim bir umut gibisin...Ve biliyor musun? Bu defa seni gizlice bir kapının ardından terk etmeyeceğim, bir mektup yazarak veda etmeyeceğim sana,
yüzünü çok zaman önce gördüğüm, kokusunu bildiğim Sevgili...
Birbirimizin teninde bıraktığımız izler aradan yıllar geçse bile hatırlanacak... Yukarıda yazmıştım, ben hiç umudumu yitirmedim diye...Bir an bile tereddüt etmedim...
Sanılanın aksine, aşklar buluşur hep…Evet doğrudur, bazen yasadışı yaşar, bazen ise darağacına gider ama sana birşey söyleyim mi? Bir şekilde Aşklar buluşur…
Sahi; vakit çok mu erken, yoksa çok mu geç? Daha doğrusu henüz vaktimiz var mı? Yoksa geç mi kaldık? Umutsuzluk zincirinin son halkasında mısın? Yoksa esir düşmüş benliğin hala bana karşı direnişte mi Sevgili?