Sık sık komünist partinin emirlerini uygulamak dışında pek bir politika üretmemekle eleştirilen Çin'in parlamentosu Ulusal Halk Kongresi, Şi'nin üçüncü kez devlet başkanı olmasını oy birliğiyle onayladı.
Şi'nin ekim ayında Çin Komünist Partisi'nin kongresinde 5 yıl daha partinin ve ordunun lideri seçilmesi, bu kararın önünü açmıştı.
Parti kongresinden bu yana Şi'nin yönetimine karşı, uyguladıkları Covid kısıtlamaları nedeniyle yaygın protestolar düzenlendi, ardından kısıtlamalar kaldırılınca salgın nedeniyle birçok kişi hayatını kaybetti.
The Guardian, Ulusal Halk Kongresi'nin 14. Dönem 1. Genel Kurulu'nun önceden Şi'yi Devlet Başkanı ve Li Qiang'ı başbakan olarak seçecek şekilde planlandığını söyledi.
Çin Halk Cumhuriyeti, kurucu lideri Mao Zedong'un ölümünün ardından diktatöryal eğilimlerden kaçmak için 'tek adam' sisteminden daha konsensüs temelli bir yönetime yönelmişti. Devlet başkanlığı makamı zayıflatılmış, dönem sınırı olarak 10 yıl belirlenmişti.
Şi ise ülkenin tek partisinin başına geçtikten sonra giderek yetkileri kendisinde topladı, 2018'de ise dönem limitlerini kaldırarak daha uzun süre liderliğin önünü açtı.
Mao'dan sonra ilk isim
69 yaşındaki Şi, ülkeyi yöneten Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Ekim 2022'de düzenlediği 20. Ulusal Kongresi'nde üçüncü kez parti genel sekreterliğine seçilerek Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucusu Mao Zıdong'dan bu yana parti yöneticiliğini iki dönemden fazla sürdüren ilk lider olmuştu.
Tek parti iktidarının olduğu, parti ve devlet yönetiminin iç içe geçtiği Çin'de üst düzey devlet görevleri parti iktidarının uzantısı olarak görülüyor ve aynı yetkililerce yerine getiriliyor.
Şi, mevcut haliyle 1982 Anayasası ile kurulan devlet başkanlığı makamında iki dönemden fazla kalan ilk lider olacak.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) 1949'da kurulmasının ardından devlet başkanlığı ilk kez 1954 Anayasası'nda "ÇHC Başkanlığı" adıyla oluşturuldu. Ülkenin kurucu lideri Mao, 1954-1959 yıllarında 5 yıl süreyle görevi sürdürdükten sonra devretti. Ancak sonrasında, Kültür Devrimi yıllarındaki siyasi çekişme ve tasfiyeler nedeniyle makam ya boş kaldı ya da vekaleten sürdürüldü.
Kültür Devrimi'nin ardından 1975'te kabul edilen Anayasa ile ÇHC Başkanlığı lağvedilirken partinin devlet üzerindeki otoritesi yeniden vurgulandı.
Mao'nun 1976 yılındaki ölümünün ardından iktidarın tek elde toplanmasını engelemeye yönelik arayışlar içinde "Devlet Başkanlığı" 1982 Anayasası ile yeniden yapılandırıldı. Dıng Şiaoping'in "yüksek lider" kabul edildiği bu dönemde parti genel sekreterliği, devlet başkanlığı, başbakanlık ve orduyu idare eden Merkezi Askeri Komisyon'un başkanlığının ayrı kişilerce üstlenilmesi ve bu sayede güç yoğunlaşmasının önlenmesi hedeflendi.