Sibel Siber'e Açık Mektup

Ayşegül Garabli

Sayın Vekilim, Öncelikle ben kim miyim? Size, “millet vekili” sıfatını kazandıran vekaleti veren milletim. Yani şu an millet vekili sıfatı ile başkanlık ettiğiniz Meclisin, gerçek sahibi. Kısacası, sizinle geçici bir süreliğine sözleşme yapan ev sahibinizim. Tıpkı, bu adada yaşayan her bir birey gibi. Tıpkı ileride, bir başkasına vekalet verecek olan siz  gibi. “Haneye tecavüz” suçlaması ile şikayetçi olup; dava açtırdığınız 21 öğretmen gibi. 21 öğreten diyorum ama aslında, suçlamada bulunduğunuz  21 öğretmen, sadece temsilciydi biliyor musunuz. 2008 yılında yapılan, adına “Sosyal Güvenlik Yasası” denilen ancak, içeriği ile bırakın gençlerin güvenliğini sağlamayı; tam aksine, açlığa mahkum eden , göç yollarına düşüren ; emekli olacağında alacağı üç beş kuruşluk ikramiyeyi bile elinden alan, kısacası tüm özlük hakları ellerinden alınan gençlerin temsilcileriydiler. Sadece kamuda çalışanların değil; kamu maaşları baz alınarak  fakirliğe mahkum edilen özel sektör çalışanlarının da temsilcileriydi onlar. Çalışan, hakkını alamadığı için, iş yapamayan,bu yüzden de kepenk indiren esnafın temsilcileriydiler. Evine, domates, patates götüremeyen kadar, domatesi, patatesi üretip satamayanların da temsilcisiydiler. Yarın evladı, açlığa mahkum olup, belki de adayı terk etmek zorunda kalacak olan tüm anne ve babaların temsilcisiydiler. Benim temsilcilerimdi. Sizin, çocuğunuzun  temsilcisiydiler. Kısacası  vekalet ettiğiniz millettin temsilcisiydiler ve millet olarak millete ait meclise gelerek, sorunlarını dile getirmek istediler. Yaşamlarını iyi koşullara getirsin diye vekalet verdiklerine gitmeyip de nereye gideceklerdi? Bir ay öncesine kadar tüm halkı kucaklayacağınızı söyleyen; bir Cumhur başkanı   adayıydınız. O yüzden de , size gelen halkı “ haneye tecavüz” suçundan şikayet etmenizi yadırgadım doğrusu. Yadırgamaktan da öte “tecavüz”  suçlaması, çok ağırıma gitti . Benim temsilcilerim ne yaptılar? Kırdılar mı? Döktüler mi? Zorla mı içeri girdiler ki; “haneye tecavüz” ettiler diyebildiniz. Sizin ortaya koyduğunuz yasal prosedüre uygun olarak, kimlik ibraz ederek içeri girmediler mi? Eğer bu bir tecavüzse de; Meclis yönetmeliğine uygun olarak, “Meclisin rızasıyla”  olan bir “tecavüzdür”. Hem bu bir tecavüzse, sormazlar mı size; “siz evimizi, nasıl koruyorsunuz ki, önüne gelen tecavüz edebiliyor?” diye. Ahh vekilim ah!!! Ne garip değil mi? Meclise girmelerini sakıncalı bulup, “tecavüzle” suçladığınız bu insanlara, ülkenin çocuklarını emanet ediyorsunuz. Çocukların geleceğinden değil de kendinizden korkuyorsunuz. Millete vekalet ediyorsunuz ama milletten korkuyorsunuz(!) Aslında korkmanız gerekiyor, he de ciddi bir şekilde. Ama kendinizden değil. Gençlerin geleceğinden; bu ülkenin geleceğinden korkun. Zira gençlerin geleceği ipotek altına alınarak, bu ülkenin geleceğine tecavüz edildi. “Haneye tecavüz” ile suçladığınız gençlerin ve temsil ettikleri yüz binlerce insanın, aşına, ekmeğine, emek hakkına, özlük hakkına, geleceğine tecavüz edildi. Yani, sizin, benim, bizlerin çocuklarının geleceğine tecavüz edildi. Hem de  kim tarafından biliyor musunuz? Mensubu olduğunuz  parti tarafından!!! Hani tecavüze karşı bu denli duyarlısınız ya,belki onca gencin geleceğine tecavüz edenlere de dava açmak istersiniz diye bilgi vermek istedim. Saygılarımla. Ayşegül Garabli Çocuklarının, halkının haklarına tecavüz edilen bir anne.