Sıra Parti İçi Değişimde…

Cenk DİLER

Sürekli söylenegelen bir şey var: DEĞİŞİM! Bu artık siyasetin her alanında tartışılmaz bir YENİLENME. Daha da yıllar boyu devam edecek. Ta ki kökten DEĞİŞİM sağlanıncaya kadar. Sanırım halkımız bu mesajı siyasiler henüz üstlerine alınmasalar da çoktan vermiştir. Bunu kabul etmemeleri hiçbir şeyi değiştirmeyecek ve DEĞİŞTİRİLMEYE devam edeceklerdir. Mevcut tüm partilerin tüzüklerini incelerseniz, içerisinde ANTİ-demokratik birçok saçma sapan madde görürsünüz. Bunun tek nedeni kurmuş oldukları HANEDANLIK düzenini sürdürmektir. KONTENJAN ile aday belirleme, MERKEZ YOKLAMASI ile aday belirleme, DELEGE ile aday belirleme yöntemleri hiçbir tereddüte meydan vermeyecek şekilde; ANTİ-DEMOKRATİK, dayatmacı, buyurgan yöntemler bütünüdür. Demokrasilerin olmazsa olmazı, gözbebekleri olması gereken partilere artık halkın bütününce tavır alındığı çok aşikârdır. Parti başkanları/yöneticileri/ileri gelenleri artık halk tarafından dinlenmemekte ve söyledikleri hiç dikkate alınmayıp tam tersi tavırlar alınmaktadır. Yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kanıtlanmıştır. Anayasa değişikliği oylamasında bu kanıtlanmıştır. Halkımız artık DEĞİŞİM istemektedir. Bu istencini de gerçekleştirmeye her seçimde devam edecektir. Meclise çöreklenip kalanlar, iş üretmeyenler, popülizm yapanlar tarih olup gidecekler ve bir kez daha dönmeyecektirler. Hazır değişimin önü açılmışken ve son sürat ilerlerken sırada yapılması gereken PARTİ İÇİ DEMOKRASİ kavramının DEĞİŞİME açılması ve DEMOKRATİKLEŞTİRİLMESİDİR. Tüm aday adaylarının belirlenmesi gereken yöntem TÜM ÜYELERİN katılımıyla yapılacak olan ÖN SEÇİM Metodunun uygulanmasıdır. Üyelik müessesesi de denetlenmeli, kontrol edilmeli ve yargı gözetiminde olmalıdır. Kısacası DEMOKRASİ tabana yayılmalı ve tam uygulanabilir olmalıdır. Bu sistem Türkiye’de de zaman zaman uygulamaya konulmuş ama anti-demokratik yönetim/yöneticiler tarafından uygulamadan kaldırılmıştır. Neden? HANEDANLIK devam etsin, parti SULTALIKLARI sürsün, koskoca bir halk sömürülmeye devam etsin diye. Şimdi artık gündeme taşınması gereken soru şudur; Halkı sömürmek, kandırmak, avutmak, süründürmek için parti içi HANEDANLIK devam mı edecek yoksa gerçek demokrasi uygulamaya konulacak mıdır? Kıbrıs gibi minicik ülkelerde e-devlet, e-demokrasi, e-parti uygulamaları çok kolay uygulanabilecek ve DİREKT DEMOKRASİ uygulamasına geçilebilecekken, yapılan demokrasi dışı uygulamalara anlam vermek mümkün değildir. DEĞİŞİM başlamıştır ve durdurulması mümkün değildir. Ya dünyaya, hukuka, adalete, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine uyum sağlayacaksınız ya da yok olup gideceksiniz. Siyasi partiler şapkalarını önlerine koyup ciddi ciddi bu konuyu düşünmelidirler. Başka çare yok!