33 yıl önce KKTC kurulurken amaç ‘’ aynı adada yan yana yaşamaya mecbur bulunan bu iki halkın aralarındaki bütün sorunları, eşit düzeyde müzakerelerle, barışçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırmanın mümkün ve zorunlu olduğu görüşüne sımsıkı bağlı bulunan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözümlenmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan.’’ifadeleri ile kurulmuş ve hedefi İki bölgeli federasyon olduğu belirtilmiştir.
Aradan 33 yıl geçtikten sonra bildirgedeki bu hedefe yaklaşılmış görünüyor. Bunu da Mont Pelerin dönüşü Akıncı’nın verdiği beyanat ve Anastasiyadis’in KKTC’nin 33.ncü yıl dönümünde verdiği beyanattan anlıyoruz.
AKINCI
“Kısacası buradan giderken açıkladığımız gibi tüm konular masadaydı ve bunlar dönüşümlü olarak ele alınacaktı. Bunlar yapıldı. ilk defa tabii ki, artık sürecin sonuna doğru gittiğimiz için ve ilk 4 başlıkta da yeterli ilerlemeler sağlandığı için 2016 sonu hedefini de göz önünde bulundurarak, toprak konusu da elbette ki gündeme gelecekti ve geldi. Bizim yine buradan gitmeden önce hatırlattığımız bir hususu yine hatırlatmakta fayda var. Toprak konusuyla ilgili olarak yapılacak ilk çalışmanın kriterler bazındaki çalışma olacağını ve orada uzlaşma sağlanması halinde haritaların o taktirde gündeme geleceğini, ancak haritalar gündeme gelirken aynı anda ona paralel olarak da 5’li konferansın toplanma tarihinin saptanacağı uzlaşmamız vardı ve o tarihin de yine altını çizerek vurguluyorum, 2016 sonu hedefini göz önünde bulundurarak yakın bir tarihte olması gerekliliği hususunda da anlayış birliği vardı. Yaptığımız çalışmalar verimli oldu. Herhangi bir şekilde sonuçsuz kaldı yaklaşımının çok pesimist bir yaklaşım olacağını değerlendiriyorum. Çünkü bu süreç bitmiş değildir. Sayın Rum liderin ricası üzerine1 haftalık bir ara verilmesi söz konusudur. Dolayısıyla süreç yeniden kaldığı yerden İsviçre’de devam edecektir. Varılan mutabakat budur. BM açıklamasında da gördüğünüz gibi bu hususlar vurgulanmıştır. Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak ta bu sürecin başından beri ortaya koyduğumuz iyi niyetli çabalarımızı sürdüreceğiz
ANASTASİYADİS
“Bugün, Türkiye ve Kıbrıslı Türkler tarafından kurulan KKTC’nin 33. Kuruluş yıl dönümü. KKTC kurulduğu dönemde bu hareket, tüm Uluslararası toplumların tepkisine neden olmuş, BM Güvenlik Konseyi tarafından yasa dışı olarak açıklanarak, tüm BM üyelerine bu devleti tanımamaları çağrısında bulunulmuştu”.
“Bu çerçevede, KKTC ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında değil, iki toplum liderleri arasında gerçekleştirilen müzakere çabalarına destek veriyoruz”.
“Çabalarımız, önümüzdeki günlerde, kritik bir konu olan toprak başlığında bir anlaşmaya varılması amacıyla İsviçre'de devam edecek müzakerelerin, bir adım daha ilerleyerek, güvenlikle ilgili çok taraflı bir toplantıya ulaşabilmesi yönündedir”.
“Ülkemize barış, güvenlik ve refah getirecek, BM ve AB ilke ve değerlerine bağlı bir çözüm bulunması isteğimiz ve kararlılığımıza bağımlılığımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz”.
Nikos Anastasiadis, yeniden birleşme hedefinin başarılı olması için bu kritik zamanda birlik olmak gerektiğini söyledi.
Mont Pelerin dönüşü çözüm konusunda iki Liderin söylemleri örtüşmeye devam etmektedir. Belki süreç yavaş gidiyor diye ifade edilebilir fakat doğal takvimin dışına henüz çıkılmamıştır.
Basında çıkan çesitli söylemlerin aksine dün Tayyip Erdoğan Akıncı’ya ‘’Kıbrısta federal ortaklık kurulmasına yönelik kapsamlı müzakere sürecine desteğimiz sürüyor’’mesaj göndermiştir.
Bütün bunlar bana çözüm yönünde ciddi umutlar vermektedir. Galiba tek memnun olmayan taraf KKTC kuruluş bildirgesinde yazılan ‘’ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözümlenmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan’’cümlesine inanmadan KKTC’yi savunan kesimdir.