Şunu bir yere not edelim. Türkiye’de Literatürümüze yeni girmiş bir kelime ‘’Kalkışma’’ veya darbe girişimi olmuş. Sonrasında olağan üstü hal ‘’OHAL’’ilan edilmiş. Onlarca üniversite kapatılmış, yüzlerce okul kapatılmış, Askeri liseler kapatılmış, yüzlerce işveren tutuklanmış, yüzlerce asker tutuklanmış, binlerce insan tutuklanmış. Böylesi ciddi gelişmeler yaşanırken. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Putin ile görüşmek üzere Rusya’ya gidiyor.
KKTC’de bakarsak Cumhurbaşkanı 2016 yılının çözüm yılı olması ve olacağı yönünde açıklamalar yapıyor hatta Eylül ayı sonundan itibaren ciddi gelişmeler olacağından bahsediyor.
Demokrasi mitingi adı altında bir gecede Atatürk meydanının adı değiştirilerek Sarayönü Meydanı yapılan alanda tekbir ve ‘’ya Allah bismillah Allah-ü ekber’’ nidaları arasında ‘’Halk burada Akıncı nerede ‘’Sloganları atılıyor.
Başbakan Hüseyin Özgürgün’den da görüşmeler hakkında bir beyanat geliyor ‘’ Kıbrıs müzakerelerinde, Rumların isteğiyle giden bir süreç gördüğünü ve görüşmeleri endişe içinde izlediğini belirterek, “Ezilmiş, büzülmüş, bitmiş, anlaşma dilenen bir ortam görüyorum. Maalesef buna da çok büyük tepki gösteriyorum. ‘’
Garibime giden bir açıklama çünkü ‘’ Cumhurbaşkanı her hafta hükümet(Başbakan ve yardımcısı) ile toplantı yapıyor....Müzakereci her Cuma mecliste temsil edilen partilere bilgi veriyor...
Her görüşmenin tutanağı 10 iş gününde meclise gidiyor...bu güne kadar gerek bilgilendirme gerekse tutanaklardan çıkardığı sonuç bu ise inandırıcı değil.
Görüşmeci Kasulidis bir açıklama yaparak ‘’Görüşmelerin 11 Şubat mutabakat belgesi çerçevesinde yürütüldüğünü belgedeki altı başlıktan dördünde uzlaşma sağlandığını ve diğer iki maddede yol kat edildiğini’’açıklıyor.
Akıncı Başbakana cevabında ‘’ Başbakan nereye doğru yürüyecekse o yöne gider. Benim kiminle yürüyeceğimi merak etmesin, ben her şart altında halkımla birlikte yürüdüğüm yoluma devam edeceğim.’’diyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Rusya zityareti sonrası ülkeye dönüşünde Cumhurbaşkanı Akıncı heyeti ile birlikte Türkiye’ye gidiyor.
Bütün ziyaretler ve iki Cumhurbaşkanının bire bir görüşmesinden sonra heyetler arası görüşmeler geçiliyor. Görüşme iki buçuk saatten fazla sürüyor.
Görüşme sonrası birlikte yapılan açıklamada dikkatimi şu husus çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasını yazılı metinden yapıyor. Belli ki sadece ricalen konuşursa farklı sözler da kullanabilir. Hele arada Akıncı’ya bir göz atışı var ki sanki ‘’tamam mı’’sorusu soruyor. Akıncı ricalen yaptığı konuşmada her zaman söylediklerini tekrarlıyor. Sadece arada FTÖ’nün Kıbrıs’taki uzantılarının araştırılması konusunda Kıbrıs’ın dedikodusu ile sineği meşhurdur diyerek bir ironi yapıyor. Yani bu işleri dedikodu ile yapmayalım yönünde bir ironi yapıyor.
Dün Cumhurbaşkanı Akıncı Salı gün başlayacak ikinci tur görüşmeler öncesi Siyasi partilerle bir toplantı yaptı ve bilgilendirdi. Toplantı sonrası açıklamalar:
Başbakan :''Görüşmelerden Hükümet adına memnunun Bu aşamadan sonra yılsonuna kadar bir çözüme ulaşılabilir diye düşünüyoruz''
Bu gün UBP ile bütünleştik diye beyanat veren Başbakan yardımcısı Serdar ''Endişelerimiz duruyor ama sürece elbette destek vermeye devam edeceğiz, metin ortaya çıkıncaya kadar''
Dün başlayan görüşmeler sonrası Akıncı’nın açıklaması’’Her toplantı sonrası açıklama yapılmayacak 14 Eylül’deki son toplantıdan sonra ortak açıklama yapılması öngörülüyor’’
Sonuç olarak: Özellikle BM genel sekreterinin desteğini alarak çözüm vizyonunu ilerleten Akıncı Görüşmelerde son noktayı koyacak tarafları beşli konferansla bir araya getirmek yönünde çabalarını yoğunlaştırmıştır. Annan planında olduğu gibi güvenlik konseyinin beş daimi ülkesinden bir olan Rusya’nın görüşü da Tayyip bey tarafından alınmıştır.Şimdi son dönemece girilmiştir.14 Eylül 2016 sonucun netleşeceği tarih olacaktır.
Serdar Denktaş ilk fikrini ve duruşunu açıklayan başkan olmuştur.’’Ortaya metin çıkıncaya kadar desteğim, sonra her zamanki gibi hayır. Ben babamın oğluyum.
Kişisel kanaatim eğer beşli konferans toplanırsa çözüme yakınız..