Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kuzey Kıbrıs’ın uzun bir süreden beridir, gerilimden beslenmek isteyen çevrelerin oyun alanına çevrildiği öne sürülerek, “Bir günahın, bir suçun, başarısızlıkların üstünü örtme telaşı içinde hareket edenler var” denildi.
“Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi üzerinden baskıyı artırma, korkuyu büyütme, toplumun çok büyük bir kesimini dışlama gayreti içine girildiği” savunulan açıklamada, şu iddialarda bulunuldu:
“Böyle giderse TC- KKTC ilişkilerinden söz etme imkanı neredeyse kalmayacak. KKTC tarafı bu ilişkilerde neredeyse kendini yok sayıyor. Bu bizi bir yere götürmez. Ne KKTC’ye ne de TC’ye bu mevcut ilişkilerden hayır çıkmaz. Sindirilmiş, korkutulmuş toplumlarda ne gelişme olur, ne büyüme olur, ne de refah olur.”
Hayat pahalılığının 1990’lardan sonra yeniden en yüksek düzeye fırladığına işaret edilen açıklamada, şöyle devam edildi:
“Alım gücü sıfırlandı, yoksulluk, işsizlik zirve yaptı. Konut edinmek, borç ödemek hayal, markete gitmek korkulu rüya oldu. Üretim maliyetleri yüzde iki yüzlere dayandı. Artan girdi maliyetlerinden dolayı işletmelerin iki yakasını bir araya getirmesi mucizeye dönüştü.
Artan maliyetler ve düşen alım gücünden dolayı yiyecek içecek sektörü hızla çöküşe giderken, en verimli görülen imalat sektörü can çekişmeye başladı. Sigortalara yatırım yapabilenlerin oranı yüzde kırklara düştü. KKTC’deki yapının verimsizliğinden dolayı üretime katılım yüzde kırkların altına seyrediyor.
Toplumun önemli kesimi için can simidi olan kapılardan geçişler, üretici maliyetlerindeki hızlı artıştan dolayı tehlike içine girmeye başladı. Geçişlerdeki yavaşlama şimdiden görülüyor. Böyle giderse de duracak. Sağlık sistemi niteliğini, ulaşılabilirliğini her geçen gün yitiriyor.
Elektrik Kurumu borç batağı içinde debelenirken her geçen gün idari yapı bozukluğundan dolayı belirsizliğe itiliyor. Üniversiteler, YÖDAK sorun üzerine sorun yaratıyor, eğitilmiş kişiler yerine işsizler ordusunu her geçen gün büyütüyor, göçün kaynağı oluyor.”
“Ne hamaset, ne gerilim, ne korkutma, ne kutuplaştırma, ne de gündem çarpıtma sorunları çözmeye yetmez. Tam tersine sorunları daha da büyütür” denilen açıklamada, sorunların bu kadar büyümesinin nedeninin bugüne kadar yürütülen politikalar olduğu belirtildi.
Açıklamada son olarak, “Sorunları biz yarattık, biz çözebiliriz. Bu sorunlar gerilimle çözülemeyeceği gibi nedenleri de başka yerde aranmasın” ifadelerine yer verildi.