Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu “20 Şubat Dünya Sosyal Adalet Günü” dolayısıyla açıklamalarda bulunarak, detaylı bilgiler aktardı.
Hablemitoğlu: Sosyal adaletin hem kavramsal hem de eylem olarak bir misyonu var
Dünya Sosyal Adalet Günü’nün amacının insanların eşit, refah içinde, ayrımcılığa, şiddete, sömürüye maruz kalmadan mutlu ve barış içinde bir yaşam sürdürebilmelerini sağlamak olduğunu söyleyen Hablemitoğlu, “Bunun için de her alanda gösterdiğimiz tüm çabaların odağında ‘sosyal adalet’in yer almasını vurgulamak ve nihai olarak yoksulluğu ortadan kaldırmak vardır” dedi. Bu yıl Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen ‘huzur ve kalkınma istiyorsak sosyal adalet için çalışmalıyız’ temasının önemine ve anlamlı bir mesaj verdiğine dikkat çeken Hablemitoğlu, “Bu noktada, sosyal adaletin hem kavramsal hem de eylem olarak bir misyonu var. Bu misyon, herkes için sosyal adaleti aramak, kalkınmayı insanlık onurunu koruyarak eşitsizliklere yol açmadan gerçekleştirmek ve kalkınmanın kazanımlarından tüm insanlığın adil olarak pay almasını sağlamaktır” dedi.
Hablemitoğlu: Sosyal adalet toplumların birlikte barışçıl ve refah içinde yaşayabilmelerinin temelini oluşturur
Sosyal adaletin bir inanç ve ilke olduğunu söyleyen Hablemitoğlu, sosyal adaletin toplumların birlikte barışçıl ve refah içinde çatışmasız yaşayabilmelerinin temelini oluşturduğunu dile getirdi. Sosyal adaletin ancak toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların, çocukların, yaşlı ve özel gereksinimli bireylerin, göçmen ve mültecilerin hakları desteklendiği zaman korunabileceğini belirten Hablemitoğlu, “Şunu hiç unutmamalıyız; insanların cinsiyet, yaş, ırk, etnik köken, din, kültür ya da engellilik nedeniyle karşılaştıkları ayrımcılıkları, eşitsizlikleri ve dışlanmaları ortadan kaldırırken sosyal adaleti de geliştirmiş oluruz. Bunun için de, istihdam, sosyal koruma, yardım ve sosyal destek, çalışma yaşamına ilişkin düzenlemeler konusunda temel ilkeleri ve hakları benimseyerek yaşama geçirebilirsek, herkes için adil bir yaşamı güvence altına alabiliriz” dedi.
Hablemitoğlu: Sosyal adalet, kimseyi dışarıda bırakmayan toplumlar inşa etmek için bize bir yol haritası belirliyor
Varolan verilerin, bugün yeryüzünde 2 milyardan fazla insanın kırılgan bir yaşam sürdürdüğünü, bu insanların 500 milyona yakınının gençler ve kadınlar olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Hablemitoğlu, ayrıca dünyada bugün 200 milyona yakın emek göçü olduğunu ve bunun yaklaşık yarısını kadınların oluşturduğunu belirtti. “Bu noktada, sosyal adalet, kimseyi dışarıda bırakmayan toplumlar inşa etmek için bize bir yol haritası belirliyor. Buradaki temel felsefe, insanların günümüz ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların kaynaklarını tehlikeye atmadan karşılayabilmeleri için insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürmeleridir” diyen Hablemitoğlu, istihdam yaratma, daha kaliteli işler ve bu işlere daha iyi erişimi sağlama, gelirleri artırma ve yoksulluğun etkilerini insanca yönetme ve tüm çatışmaları önlemenin sosyal adaletin eylemsel tarafı olduğunu dile getirdi.
Hablemitoğlu: Sosyal adaleti sağlayamıyorsak toplumların bir geleceği olmayacağını anlamak durumundayız
“Bütün bunların gerçekleştirilmesi ortaklıkların oluşturulması, disiplinlerarası ve kurumsal işbirliklerinin sağlanması ile mümkündür” diyen Hablemitoğlu, küresel olarak hükümetlerin, parlamentoların ve yerel olarak da işverenlerin, çalışanların, sivil toplumun, özel sektörün, eğitimin ve değişimin diğer unsurlarının etkin katılımının gerekli olduğunu dile getirdi. Son olarak Hablemitoğlu, “Sosyal adaleti sağlayamıyorsak yoksulluğun derinleşeceğini ve toplumların bir geleceği olmayacağını anlamak durumundayız” dedi.