Suna Erden
Çalışma ve Muhaceret affı, Seyrüsefer affı derken şimdide Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı affı geliyor. Hükümetin, Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı affı üzerine çalışmalar yaptığı önümüzdeki haftalar içerisinde affı uygulamaya sokacağı öğrenildi. Star Kıbrıs’ın elde ettiği bilgiye göre af kapsamında borçlulara büyük oranda faiz indirimi uygulanacak. Sosyal Sigortalara 30 binin üzerinde borçlu olduğu belirtilirken aftan binlerce kişinin yararlanması bekleniyor.
Sosyal Sigortalar Fonu’na afla birlikte para akışının sağlanması amaçlanırken, Gelir ve Vergi Dairesi eski Müdürü, Vergi Uzmanı Göksel Saydam, Sosyal Sigortaların borcunun her geçen gün katlanarak arttığını ifade ederek, affın çözüm olmadığını dile getirdi. Star Kıbrıs’a konuşan Saydam, “Yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerden dolayı Sosyal Sigortalar Fonu zayıflıyor. Hükümetler bu açığı bankalardan borçlanarak kapatmaya çalışıyor. Böylelikle kurumun bankalara olan borcu giderek artıyor. Sosyal Sigortalardaki sorunun çözümü af değil, devletin zorla tahsilat yapma yetkisini kullanmasıdır” dedi.
BİNLERCE KİŞİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRİLMİYOR
Kuzey Kıbrıs’ın en tartışmalı kurumlarının başında içinde bulunduğu mali durumdan dolayı Sosyal Sigortalar Kurumu geliyor. Oldukça büyük oranda bütçe açığı olan Sosyal Sigorta Kurumu, yükümlülüğündeki ödemeleri yapabilmek için sürekli bankalardan borçlanıyor. Kurumun bankalara olan borcu her yıl faizlerle birlikte çığ gibi artarken, sigorta primi ödemekle yükümlü olanlarında gereklilikleri yerine getirmemesinden dolayı bütçe açığı daha da büyüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner bir açıklamasında 85 binin üzerinde sigorta yükümlüsünden yaklaşık 30 binin üzerinde çalışanın sosyal güvenlik yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini belirtirken, hükümet yakın zamanda çıkaracağı Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı affıyla bu sorunu gidermeye çalışacak.
AMAÇ FONA PARA AKTARMAK
Sosyal Sigortalar Fonu’na afla birlikte para akşının sağlanması amaçlanırken, konuyla ilgili açıklama yapan Göksel Saydam, afların devlete karşı yükümlülükleri olan kişilerin ahlakını bozduğunu savundu. Saydam, bir ülkede savaş veya büyük depremler gibi doğal afetler olmadığı sürece mali afların yapılmaması gerektiğini dile getirerek, “Doğal afetler dışına çıkarılan mali aflar, devlete karşı yükümlüğü olan kişilerin ahlakını bozar, devlete güvensizliği artırır” dedi. Devletin tahsilat yetisini kullanmadığını, bunu telafi etmek için ise aflar çıkardığını kaydeden Saydam şunları dile getirdi: “Hükümetler, yasaların kendine verdiği zorla tahsilatı bile uygulamayan bir yapıya bürünmüş durumda. Popülizm yapmak için büyük şirketlerin üzerine gidilmedi. Milyonlarca lira borcu olan büyükler aftan yararlandı. Küçük esnaf için kısmı aflar çıkarılabilir ancak milyonlarca Euro’su olan büyük şirketler buna dâhil edilmemelidir. Bu sadece şimdiki değil gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin zafiyetidir.”
BORÇ KATLANARAK BÜYÜYOR
Saydam, Sosyal Sigortaların borcunun her geçen gün katlanarak arttığını belirterek, radikal kararlar alınmaması, tahsilatla ilgili sistem kurulmaması halinde birçok kurumun da aynı sona mahkûm olacağını dile getirdi. Saydam, prim ve katkı payı ödemeyen, ödemekten kaçınan veya gerçek dışı düşük ücret veya gelir beyanları yöntemleriyle gerektiği miktarda prim ile katkı payı ödemesi yapmayanlar ile kayıt dışı çalışanların durumunun sosyal güvenlik fonları kaynaklarının sürekli zayıflamasına neden olduğunu ifade etti.
Saydam şunları söyledi: “Bu konularda hükümetlerin hiçbir ciddi önlem almamaları ve her ay bankalardan borç para almak suretiyle durumu idare etmeye çalışmaları sosyal güvenlik fonlarını daha da kötü duruma sokmaktadır. Diğer bir anlatımla, taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışılması sigortalıların haklarını tehlikeye sokmaktadır. Hükümetlerin bu konuda gerekli önlemleri almamaları ve ilgili yasalarda öngörülen denetim ve etkin tahsilat kurallarını uygulamamaları onların acizliğini veya popülizme yönelik amaçlarını en açık şekilde göstermektedir.”
DEVLETİN ELİNDE GÜCÜ VAR AMA KULLANMIYOR
Afların çözüm olmadığını kaydeden Saydam, hükümetler yasaların kendilerine verdiği zorla tahsilat yapma yetkisini kullanarak herkesi devlete karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmeye mecbur etmeli. Sosyal Güvenlik kurumlarının yetkileri zannedildiği kadar güçsüz değildir. Aksine, çeşitli yasalarda kurumlara tanınmış olan birçok yetkiler mevcuttur. Örneğin, bahse konu kurumların denetim yapma, inceleme ve ceza kesme dâhil kamu alacağı türünde olan prim ile işveren katkı paylarını zorla tahsil etme gibi çok geniş yetkileri bulunmaktadır. Sosyal güvenlik yükümlülüklerini ödemeyenler hakkında normal borç-alacak kapsamında yargı yoluna başvurma çok uzun ve sıkıcı bir süreç olduğu için kurum yetkililerini dolaylı olarak caydırmakta ve isteksiz davranılmasına neden oluşturmaktadır.
Bu durum hükümet eden siyasilerin işine geldiği için de etkin denetim ve tahsilat işlemlerine başvurulması için gerekenleri yapmıyorlar” ifadelerini kullandı. Göksel Saydam, geçici önlemlerin çözüm olmadığını ifade ederek, “Hükümet edenler artık Sosyal Sigorta Fonlarının krizde olduğunu kabul etmeli ve acilen bir “Kriz Yönetimi Planı ve Programı” hazırlatmalıdır” dedi.