Tepkiler çığ gibi büyüdü.
Konu mahkemeye taşındı.
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, çıktı ve Girne’de ki 20 dönümlük sit alanını kiralamaktan vazgeçtik dedi.
Tabi kimse bu cümlelere itibar etmedi.
Yani hükümete güvenmedi.
Zira bu arazi çoktan ilgili üniversiteye uzun kira yöntemi ile kağıt üzerinde verilmişti.
Haliyle iki dudak arasında kalan iptal ettik cümleleri kamuoyu nezdinde inandırıcı bulunmadı.
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanının iptal ettik, ya da vazgeçtik sözleri güven telkin etmedi halk nazarında.
Nasıl etsin ki?
Hukuksuzluk diz boyu hükümette.
Yanlışı doğru yapma gayreti içine girmiş bir yönetim anlayışı hakim genelinde.
Peki neden?
Çünkü çarpık ilişkilerinden mütevvellit sürekli birilerine kıyak sağlamanın yollarını arıyorlar.
Yanlış mış, hukuka uygun değil miş, aldıkları karar mahkemeden geri döner miş hiç ama hiç uöurlarında değil.
Tabi arada yaşanmışlıklar da var.
Oratada duran emsaller var.
Dolayısı ile bütün bunlar bir araya toplandığı zaman gerek hükümete gerekse bu hükümetin bireysel üyelerine kimse güvenmiyor.
Ağızlarından çıkan cümlelere itibar edilmiyor.
Çünkü yaptıkları icraatlarda kamu yararı gözetmedikleri herkes tarafından biliniyor.
Ve maalesef böyle bir hükümet tarafından yönetiliyor devlet.
Ve gelelim konunun gerçeğine.
Konu arazi şu an için yine söz konusu üniversitenin kirasında.
Yani Sayın Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın dediği gibi iptal falan yok.
Bu sadece ortamı yatıştırmak için ortaya atılan ucuz politika ürünü bir söylem.
Nasıl olsa yalandan kimse ölmedi bugüne kadar.
Serdar Bey’de ölmez.
Hatta bu açıklamayı yaparken durumun farkında bile olmadığını iddia ile söyleyebilirim.
Zira söz konusu arazinin ilgili üniversiteye devri 4 yıl önceye dayanıyor.
Ve bir iddia daha bu arazi için söz konusu üniversiteye teklif götüren de o dönemin hükümeti olmuştur.
Nasıl yani?
Gelin size şu araziyi kiralayalım demişlerdir.
Çalışmalar yapılmış, ölçme biçme tamamlanmış, arazi üzerinde bir noktada bulunan ve eski eser niteliği taşıyan bölge arazinin içerisinden çıkartılmış ve öylece ilgili üniversiteye sunulmuştur..
Mevzu ne zaman ki ortaya çıkartılmıştır, sit alanı olduğu üzerinde seslendirmeler başlamıştır konu mahkemeye taşınmıştır, tepkiler büyümüştür kamuoyu konuya müdahil olmuştur, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı çıkıp bu arazinin ilgili üniversiteye kiralamaktan vazgeçildiğini belirtmiştir.
Sözle sazla!
Oysa konu ile ilgili kararları içeren belgeler yayınlandı.
Hani şu malum araziyi söz konusu üniversitenin kullanımına uzun süre kira yöntemi ile verdiklerine dair.
Hepimiz gördük okuduk.
Şimdi iptal ettik diyorlar.
Neyle?
Sözle…
Hade gelin güvenin.