SARAYBOSNA - Ferhat Demircan / Zlatan Kapiç Mısır'da, yönetime el koyan askerler tarafından, darbe karşıtı sivillere yönelik gerçekleştirilen katliam, modern dünyanın gözü önünde, insanlık tarihinin en büyük acılarının yaşandığı Bosna savaşındaki olayları anımsatıyor. Bosna'da, 1992-1995 yıllarında, Sırp askerler tarafından aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce masum sivil otomatik silahlarla taranmış, pek çok cami yakılmış ve uluslar arası örgütler tüm bu gelişmelere uzun süre sessiz kalmıştı. Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumciya, AA'ya yaptığı açıklamada, uluslar arası camianın, Suriye ve Mısır'da, darbe karşıtı sivillere yönelik katliamlara karşı sergilediği tutumun, "dünyanın, Srebrenitsa'dan ders çıkarmadığı"nın göstergesi olduğunu belirtti. "Çatışmaların, en başında durdurulması gerektiğini" vurgulayan Lagumciya, "Uluslar arası camia birleştiğinde Bosna'da savaş bitmişti. Uluslar arası camia mensuplarının daha önce davranmaları gerekirdi" ifadelerini kullandı. Şiddetin yükünü kadınlar çekiyor Bosna'da geçmişte yapılan katliamlarda, eşlerini, çocuklarını ve kardeşlerini kaybeden Bosnalı kadınların yaşadığı dayanılmaz acıların benzerini, bugün Mısır'da ve Suriye'deki katliamlarda yakınlarını kaybeden kadınlar yaşıyor. Kahire'de, camilerde toplanan cesetlerin arasında yakınlarını arayan kadınların yaşadığı acı ve çaresizlik, Sırp askerler tarafından alıp götürülen ve çoğunun hale nerede olduğu bilinmeyen aile bireylerini bulmaya çalışan Bosnalı kadınları getiriyor. Bosna Hersekli savaş mağduru kadınlar, BM'nin müdahalede bulunmaması ve şiddetin zamanında durdurulmaması halide, Mısır'daki katliamların boyutunun Bosna'da yapılanlara ulaşmasından endişe duyuyor. Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da işlenen soykırımda eşini ve oğlunu kaybeden annelerden, Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç, soykırımın tanığı olan bir anne olarak, Mısır’daki olayları endişeyle yakından takip ettiğini söyledi. "O dünya, yine tepkisiz" Subaşiç, "Son birkaç günde Mısır’da gördüklerim bana 1995 yılını, Srebrenitsa'yı hatırlattı. Mısır'da, tabutların başındaki anneleri görünce, kendimi görüyorum. Anneler, Mısır’da da Bosna’da da tabutlara sarılıyor. Farklı bir durum yok'' dedi. Mısır’daki katliama, Birleşmiş Milletler'in ve dünya kamuoyunun yeterince tepki göstermediğini ifade eden Subaşiç, "O dünya, Bosna’daki katliamları da aynen böyle izledi. Annelerin gözyaşlarını görmeyen, çığlığını duymayan dünya, yine tepkisiz kalıyor. Binlerce Boşnak anne çocuklarını kaybetti, binlerce kadına tecavüz edildi. Mısır’daki durumun farklı olduğu sanılmasın. Yakınlarını yitiren Mısırlı annelerin hayatları, bundan sonra bir damla sevinç, bir damla güzellik yaşamadan geçecek. Bosna'da bizim ruhumuza kurşun sıkılmıştı, şimdi de Mısırlı annelerin kalbine sıkılıyor’’ ifadelerini kullandı. Uluslar arası güçlerin yıllarca seyirci kaldığı Bosna savaşında (1992-1995), yaklaşık 200 bin kişi hayatını kaybetmiş, 1 milyondan fazla Boşnak, mülteci durumuna düşmüştü. Savaşta, binlerce kadın tecavüze uğramış ve şiddete maruz kalmıştı. Srebrenitsa, BM tarafından güvenli bölge ilan edilmesine rağmen, Temmuz 1995’te, 8 binin üzerinde erkek, BM çatısı altında görev yapan Hollanda askerleri tarafından teslim edildikleri Sırplar tarafından katledilmişti.