CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, parti meclisinin hükümet üyelerine su konusundaki görüşlerini ve düşüncelerini aktardığını belirterek, bu aşamadan sonra hükümetin bu görüşleri değerlendireceğini söyledi. Talat, hükümetin de henüz bir karara varmadığını belirterek, gerekirse halka gidilebileceğini belirtti. Öte yandan hükümet ortağı UBP’nin Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün hükümetin bu konuda zaten karar verdiğini söyledi. Buradan da anlaşılacağı gibi hükümetin CTP kanadı su konusunu henüz netleştiremedi. Dolayısı ile bir kalıba oturtamadı. Peki sebep? Sebeb gayet açık. Bir tarafta CTP’nin parti meclisinde ağır basan düşünceleri. Bir tarafta aynı CTP’nin Ankara’ya giden ve burada uzlaşı mesajları veren bakanlarının tavrı. Öte tarafta hükümet ortağı UBP’nin kararı, derken suyun akışı henüz sağlanamdı. CTP, başta Genel Başkanı Sayın Mehmet Ali Talat olmak üzere her iki yöne de yalpalayan bir görüntü veriyor. Dolayısı ile parti meclisi ile su konusuna müdahil olan ve yetki üslenen hükümet üyelerinin düşünceleri örtüşmüyor. Sayın Talat Ankara ile ne olursa olsun iyi ilişkiler kurmaya özen gösteren birkaç bakanı ve Ankara’ya kayıtsız şartsız biat etmek istemeyen parti meclisi arasında sıkışıp kaldı. Hoş aslında gönlü Türkiye ile ilişkileri sekteye uğratmamak adına tavır belirleyen bakanlarında. Aklı ise 2020 yılında kafasında kurguladığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zaruriyetle ihtiyacı olduğu parti meclisinde. Haliyle tabi bu durum da CTP içerisinde sıkıntılar yaratıyor. Oysa hükümetin UBP kanadı bu konuda net. Ankara’da önlerine koyulan metni kabul ettiklerini her fırsatta dile getiriyorlar. Hatta CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın, CTP parti meclisi konuyu değerlendirdi, bu doğrultuda hükümet üyelerine de parti meclisinin düşünceleri aktarıldı. Bundan sonra kararı hükümet verecek sözlerine karşılık hükümet ortağı UBP’nin Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün hükümetin zaten kararını verdiğini belirtmesi koalisyonun da akibetini belirleyecek gibi duruyor. Peki bundan sonra ne olur? CTP kanadının hükümet üyeleri Ankara’da verdikleri uzlaşı sinyallerinin tam tersine parti meclisinin değerlendirmelerini masaya taşıyarak, metnin özüne çok fazla dokunmadan ve/fakat CTP parti meclisini güya tatmin edebilecek dokunuşlarla birtakım düzenlemelere gidebilir ve UBP’li üyeleri ikna etmeye çalışabilirler. Bu olasılık var. Lakin burada UBP’nin tavrı da önemli tabi. Nitekim UBP’nin mevcut protokol üzerindeki ısrarı sürerse, CTP buna karşılık gerekirse halka gideriz mesajı vererek hükümet ortağına referandum ve/veya erken seçim kartlarını gösteriyor. Kaldı ki bu saatten sonra CTP’li hükümet üyelerinin parti meclisinin değerlendirmelerine itibar etmeyip, hükümet bütünlüğü içerisinde Ankara’da mutabakata vardıkları protokol üzerinden hareket etme lüksleri kalmamıştır. Bu o bakanların siyasi hayatlarının akibeti noktasında büyük riskler taşımaktadır. O nedenle CTP’li hükümet üyelerinin UBP’li hükümet üyelerini CTP parti meclisinin değerlendirmeleri esasında atılması gereken adımlar konusunda ikna etmeleri gerekmektedir. Bakalım bunu nasıl başaracaklar?