Suyunuz fena çıktı be refikler…

Ediz TUNCEL

Su meselesinin ciddi ciddi suyu çıktı. Ancak su meselesinin ötesinde, hükümetin de suyu çıktı. Bu konuyu kesinlikle bir daha yazmak istemiyordum, ama hükümetin ve bazı bakanların tutumunu görünce, ciddi ciddi insanın tepesi atıyor… Maliye Bakanı Birikim Özgür telden tele konuyor, pembe gülücükler saçıyor, bol keseden atıyor, tutabilirse tutuyor... Müsteşar yardımcılarıyla görüşmüşler de ağırlıklarını koymuşlar da istediklerini almışlar da, ama…! Bu arada, her iki lafından birini de bakanlık koltucuğuna getirmeden de edemiyor… Allah bağışlasın o koltucuğu Birikim Özgür’e, ebeyien mutlu mesut olsun koltucuğuynan. Hatta kendisine bir de en sağlamından zamk hediye edilsin, gerektiğinde kullansın ve sağlam sağlam yapışsın o koltucuğa, sakın ola babasının yaptığı hatacığı(!) yapmasın… Birikim Özgür bir de bana “maliyeden” ne anladığını anlatsa, çok memnun, hatta mesut da olacağım. “Ama”ya geçelim… Lafın ucu her zaman bir “ama” ile bitiyor dedik ya yukarda, orasını da Başbakan en nihayet tamamladı, “amadan” sonrasında, bu işte bir hata var diyor. Elbette var Sn. Kalyoncu, elbette var, bildiklerimizi değil, bilmediklerimizi söyleyin, bir zahmet… Şu manzarayı da biri bize izah etsin, bir zahmet: Maliye Bakanı Birikim Özgür; çekiştik, restleştik, ama sonunda hallettik… Meclis Başkanı Sibel Siber; İtibar gördük… Başbakan Ömer Kalyoncu; bu işte bir hata, düzey sorunu yaşıyoruz… CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat; gerekirse konuyu referanduma götürürüz… UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün; Size iki gün süre, ya imzalayın ya da… AKP tarafından bir ses; beyfendilerin keyfini bekliyoruz… Rezalete bakar mısınız, akıl alır gibi değil… Bir taraf ne halt ettiğini ve edeceğini, ne söylediğini, söylediğinin ucunun nerelere gittiğini bilemiyor, diğer taraf, ki Ercan’ı da peşkeş çeken taraftır, tam anlamıyla teslimiyetçi. UBP’yi bıraktım bir kenara, CTP bir türlü hükümetçilik oynamayı öğrenemedi. Önce CTP-ÖRP fiyaskosu, ki Kıbrıs Türk siyasi tarihinin en büyük utancı ve rezaletiydi… Sonra da CTP-UBP fiyaskosu, ki CTP sözde bu partinin yaptığı yolsuzlukların hesabını soracaktı. Bu ikinci utanç abidesi hükümet, geldi takıldı su meselesine… UBP bu konuda her zamanki gibi tavla teslim, CTP ise son kalan siyasi şeref kırıntılarını kaybetmeme ve artık AKP hükümetine boyun eğmeme derdinde… Su meselesi konusunda Türkiye haklı mı? Kesinlikle değil, bir ülkenin suyu, Türkiye’den bile gelecek olsa, Türkiye’deki iktidarın ekseninde dönen bir özel şirketin tekeline verilemez. Yapılacak tek şey, adaya gelene kadar su Türkiye’nin kontrolünde olur, adaya girdiği andan da KKTC devletinin kurumlarının kontrolüne geçer, suyun ve yapılan tesislerin ve altyapının bedeli neyse zaman içinde su faturalarına yansıtılarak Türkiye’ye ödenir, olur biter… Bugün Türkiye’ye bir başka ülkeden su getirilecek olsa ve o suyu nerdeyse sorgusuz sualsiz bir şekilde yabancı bir özel şirket yönetecek olsa, Türkiye hükümeti buna “evet” der mi!!! Yok öyle yağma! Gidin külahıma anlatın bu işin “olur tarafını”… KKTC’nin fazladan bir su kaynağına ihtiyacı var, ama fazladan bir su kaynağı olmazsa da KKTC susuzluktan ölüp gidecek değildir… Bu arada, Birikim Özgür’ün yarım bıraktıklarını kendisinden önceki “muhteşem” Maliye Bakanı Zeren Mungan tamamlıyor ve arada bir ahkam kesiyor, bir an önce mali protokol imzalanmalıymış… Emrin olur beyefendi, anlat da heyecanlı oluyor… Sen önce bakanlığın döneminde kimlerin talimatıyla kimlerin kaç paralık vergi borcunu ortadan kaldırdın ve bu devleti kaç paralık zarar, ziyana uğrattın, vergisini aksatmadan, dürüstçe veren vatandaşı nasıl enayi yerine koydun onu anlat… Meclisinde havada dolarlar uçuşan bu memleketin kumarhanecileri bile seçimlerde kimleri finanse ettiklerini söylediler zamanında, yalnız Zeren Mungan Meclis kürsüsünden onlarca milyonluk vergi borcunu affederken kimlerin vergi borçlarını hangi akla hizmet affettiğini söylemedi… Birikim Özgür bir de bu işlere el atsın bakalım, bugüne kadar kimlere ne kıyaklar çekilmiş, bilelim, görelim… Hade hodri meydan! İşte Kıbrıs Türkünün şerefi, onuru, itibarı bu şekilde beş paralık edildi… İşte, Kıbrıs Türkü’nün akıl tutulmasına uğrayarak ve partizanlığı marifet bilerek arkasında koşturduklarının son tahlildeki çapı…