Şimdi bu ülkede Serdar Denktaş’ın partisi Demokrat Parti’nin ülke yönetiminde söz sahibi olması iradenin tecellisi mi?
Hayır, değil..
Peki o zaman nedir?
İradenin gaspıdır.
Hal böyle olunca da Sayın Denktaş konuştukça konuşuyor.
Zira toplumsal kaygısı yok.
Temsil ettiği irade ise yok hükmünde birşey.
Kaldı ki, partisinin olası bir seçimde iktidar ortağı olmasına karşın baraj sorunu ile karşı karşıya kalabileceği ihtimali sır değil.
Ve /fakat buna karşın bugün geliğimiz noktada Sayın Denktaş’ın lideri olduğu Demokrat Parti’nin,50 sandalyelik Cumhuriyet Meclisi’nde 5 milletvekili ile ülke yönetimine hükmetmesi ve hükümet ortağı olması ülke için büyük handikaptır.
Zira çoğunluk da temsil ettiği bir irade yoktur Cumhuriyet Meclisi’nde..
Bu demokrasilerin bir gereği gibi gözükse de aslında içinde bulunduğumuz durumu bu şekilde izah etmek yanlış olur.
Peki bunun doğrusu nedir?
Bunun doğrusu şudur; halk ortaya bir irade koymuştur.
Lakin bugün itibarı ile ortaya konan bu iradede Demokrat Partiye, dolayısı ile Sayın Serdar Denktaş ve ekibine bu ülkeyi yönetme yetkisi vermemiştir.
Dolayısı bu durum Kıbrıs Türk Halkı’nın iradesi dışında bir hal almıştır.
Demokrat Parti çoğunlukla bugün an itibarı ile mevcut iradeyi temsil eden yetiye sahip değildir.
Ama bu gerçeğe rağmen hükümet ortağıdır.
Ülke yönetiminde söz sahibidir.
Hemde iradeyi temsil etme rüştü ve meşruiyetine sahip olmadan.
Şimdi diyor ki Sayın Serdar Denktaş, TC’nin Kuzey Kıbrıs’a açmayı öngördüğü Gençlik ve Spor Bakanlığı Koordinasyon Ofisi için eleştiri yapanların düşünceleri ona vız gelir tırıs geçermiş.
Yani Kıbrıs Türk Halkı’nın çoğunlukla reddettiği onaylamadığı bu ofisi için yapılan eleştirileri kaale almadığını belirtiyor.
Hangi hakla bunu yapıyor?
Başbakan Yardımcısı üstelik Maliye Bakanı sıfatıyla..
Ülke yönetiminde de söz sahibi.
Temsil ettiği irade ise bugün ortada yok.
Hem nasıl olsun?
Siyaset sahnesinden silinmek üzere olan bir partinin lideri konumunda gün sayarken, bir anda kendini Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı buldu.
Partisi iktidara ortak oldu.
Öyle iradeye vekillik falan da yaptığı yok.
Fırsatı değerlendiriyor.
Tuzu kuru..
Konuşuyor!
Vız gelir tırıs gider diyor.
Çoğunlukla temsil etmediği bir halkın Başbakan Yardımcısı adam.
Üstelik Maliye Bakanı.
Var mı ötesi?
Yok.
Halkın iradesini de temsil etmiyor.
Etmediği için de zaten sallamıyor.
Vız gelir tırıs gider rahatlığında konuşuyor.
Devlet diyor, vazgeçmeyiz diyor. Diyor da diyor..
Devlet devlet diye boşuna böbürlenmiyorlar tabi.
Sonsuza dek yaşatacaklar falan da diyorlar ya arada..
Nasıl yaşatmasınlar.
Can simidi bunlar için.
Sarıl sarıl istikbal yap.
Bu devlet bunlara güzel.
Nasılsa babalarından miras.
Halkın iradesi de neymiş.
Yok hükmünde..
Zaten açık açık da belirtiyor Serdar Bey.
Vız gelir tırıs gider diyor.
Gün Serdar Bey’in günü, partisinin günü.
Ve/fakat elbette sıra halka da gelecek.
İşte asıl o zaman vız kime gelip, tırıs kimden geçecek hep birlikte göreceğiz.
Az kaldı.
Hem de çok az..