İşte açıklama;
UBP şu an bir demokrasi sınavı vermektedir.
Bu çerçevede ilçe örgütleri seçiminde tabanın gelip oy kullandığı sandıklardan çıkan sonuçların bir yer hariç hiçbirisi benim için sürpriz olmadı.
İlçe örgütleri seçiminde hiçbir yerde hiçbir aday için farklı bir çalışma yapmadım ve taraf olmadım.
Çünkü, genel başkan olacak bir aday alt kademede seçilen kim olursa olsun onunla birlikte hareket etmek durumundadır. UBP bir demokratik yarış yaşarken arkadaşlarımız iyisiyle ve kötüsüyle bir seçim kazanacak ya da kaybedecek. Rekabet bir günlük rekabettir. Rekabet biter ve düşmanlık diye bir şey olmaz. Siyasette sürekli düşmanlık diye bir olgunun olmadığını sürekli dile getirmekteyim. Bir rekabet ortamı vardır, o rekabet yaşanır ve biter. Bundan sonra en büyük gücümüz, partimizin adında da olan birliğimizdir.
Herhangi bir ilçeye ilişkin iddiaya ya da gazete manşetlerinde yer aldığı şekliyle, “Üstel’in adayları kazandı” söylemlerine katılmam. Örgüt seçimlerdeki kazanç kişilerin değil UBP’nin kazancıdır.
UBP’de seçilen arkadaşlar sadece bir kişiyi değil, UBP tabanını temsil eden arkadaşlardır. 21 Eylül’de seçilecek genel başkan da bu kişilerle çalışacak.
Kendimize göre kurallar koymak sadece kendi menfi duygularımızı tatmin eder. Oysa bizim hedefimiz UBP’ye gönül vermiş olanların duygularını tatmin etmektir. Sadece bir kişinin ya da bir zümrenin değil, düşüncesi her ne olursa olsun tüm UBP’lilerin duygularının tatmin edilmesi zorunluluğu vardır.
Bu demokratik yarışın sonunda kazanan kişiler olmaz. Bu yarışının sonunda kazanan partimiz ve ülkemiz olur. UBP millettir, vatandır, devlettir. Bu devleti yönetecek olanlar da birlik ve beraberliğin içerisinden çıkacak olanlardır.