Talat ve Denktaş nikah mı tazeleyecek?

Oshan SABIRLI

Özkan Yorgancıoğlu’nun havlu atması, CTP’de yeni başkan seçilmesi, Ömer Kalyoncu’nun hükümet konusunda vekil olarak müzakerecilik görevini yürüteceği gelişmelerinin ardından Cumhurbaşkanı istişarelerini gerçekleştirdi, teamüllere uyuldu ve Kalyoncu hükümet kurma görevini aldı. Matematik hesapları üzerinden elli sandalyeli mecliste aslında çok fazla kombinasyon da yok. CTP ya DP diyecek yada UBP. TDP ise hükümetlere sıcak bakmadığını önceden ifade etmişti. CTP’nin UBP ile bir aşkı mümkün olur mu? Sorusuna “aklım ermiyor” diye yanıt veririm. CTP’nin mevcut atmosferde UBP ile hükümet kurması biz gazetecilere çok eğlenceli bir dönemin de kapılarını aralayacak. Birbiri ile taban tabana zıt bu iki siyasi partinin aşkını seyretmek, uyumsuzlukları, tartışmaları, koalisyondaki ciddi çatlakları ve çatışmaları hayal ettikçe bile “keşke CTP-UBP hükümeti kurulsa ve meclise daha yoğun şekilde gitsek” diye düşünüyorum. CTP’nin intihar edişini, CTP taraftarlarının çarşaf çarşaf listeler ile istifa edişlerini şimdiden görür gibiyim. Öte yandan eğer meclisin karşı mahallesinden bir fısıltı duyulmuş ise ve ufukta müzakerelerin bu yılsonuna tamamlanması öngörülüyorsa, bu şekilde güçlü bir hükümet, hatta hükümet tartışmaları yerine, referandum tartışmalarının fırtınasının  kopabileceğini de tahmin ediyorum. Yani işin matematiği oldukça basit. Sebep sonuç ilişkileri de oldukça net. Özkan Yorgancıoğlu CTP’nin içindeki iç barışı sağlamayı başaramadı. Sırf bu nedenle Talat’ın yeniden siyaset sahnesine dönüşünü izledik. Hatta vekil olamadığı için hükümeti kurma görevini Ömer Kalyoncu üzerinden yürütmesini de gözlemliyoruz. Talat bir parti başkanı, deneyimli bir siyasetçi olarak dün “kabineyi ben bile bilmiyorum” şeklinde bir ifade kullandı. Ortada bir kabine varsa, ki kabine taslağını Ömer Kalyoncu’nun inisiyatifine bıraktığını hiç sanmıyorum, garip bir şeylerin olduğu gerçeği veya alışılmışın dışında bir çalışma olduğu düşüncesi var. Öte yandan DP ve Serdar Denktaş bir kez daha dört ayağının üzerine düşecek diyenlerdenim. Şimdi DP’de değişim rüzgarları esiyor. Serdar Denktaş gürültü ve patırtıdan, bakanlıktan çekilerek ve bu şekilde devam edeceyim diyerek yeni dönemi de   işaret etti. Kendisini risklerden izole etmeyi başardı ve elini güçlendirirken, adı DP’den istifa edecek vekiller arasında gösterilen Menteş Gündüz’ü onore etti ve partiye bağladı. Üstelik vekil transferlerinin de önüne geçtiği bir aşamada vekil sayısını sabitlemeyi başardı. Serdar Denktaş’ın siyasette piştiğini, Rauf Denktaş’ın oğlu imajından yavaş yavaş kurtulduğunu görüyoruz. Serdar Denktaş ile yaptığım bir röportajda, Denktaş soyadının kendisine siyasette çok fazla zarar verdiğini söylemişti. Bu zarar aslında Rauf Denktaş’ın çok güçlü bir siyasi figür olmasından ve hep babası ile karşılaştırılmasından dolayı bir dezavantaj olmuştu kendisine. Özetle, TC Lefkoşa elçiliği ve dolayısı ile Türkiye ile arasını bir türlü düzeltemese de, çok ciddi restleşmelerin yaşandığını duysak, görsek de sanırım Denktaş strateji alanında başarılı olduğunu da kanıtladı bize. Talat ve Denktaş nikahının üzerinden uzun zaman geçti ama galiba nikah bu kez temsilcileri aracılığı ile gerçekleşecek. Benden söylemesi…