Sn. Tufan Erhürman
Başbakan
Kıbrıs Türk toplumunun insanca bir hayat yaşama, kendi ayakları üzerinde durma, kendi kendini yönetme ve Kıbrıslı Rumlarla siyasi eşit federal bir ülke yaratma hedefiyle verilen mücadele Sendikal Platform’un temel hedefleri arasındadır. Gelinen durum itibarı ile Kıbrıs’ın kuzeyinde kurulan patronaj sistemine ve ganimet düzenine dayalı siyasi yapılanma uluslararası hukukun dışında, Türkiye’nin “alt yönetimi” olarak tanımlanan, adaletten yoksun bir statüko yaratmıştır. Türkiye’ye siyasi ve ekonomik olarak bağımlı kılınan bu siyasi yapı, Türkiye’deki her türlü krizden etkilenmekte ve her geçen gün Kıbrıslı Türklerin toplumsal varlığını daha da tehlikeye atmaktadır. Günümüze gelinceye kadar Türkiye hükümetlerinin oluşturduğu “sözde” ekonomik paketlerle yönetilmeye çalışılan bu siyasi yapının sürdürülebilir olmadığı artık çok nettir. Türkiye’den atanmış memurların, seçilmişlerimizden daha “yetkili” oldukları bu yapının yarattığı olumsuzluklar, son dönemde Türkiye’de devam eden ekonomik krizle tam bir kaos ortamına dönüşmüştür. İçerisinde bulunduğumuz günlerde yaşamakta olduğumuz son ithal krizin bedelinin sermaye ve emekçi kesimler arasında yine adil dağıtılmadığını gözlemlemekteyiz. Bu durumu kabullenmemiz beklenmemelidir. Uluslararası hukukun dışında, ganimet, kara para aklama, fuhuş, kumar gibi Kıbrıs Türk toplumunun onuruna yakışmayan faaliyetleri ekonomi olarak gören bir anlayışla gidilebilecek yol yoktur. Türkiye’de kriz henüz bitmemiştir ve uzmanlara göre de krizin derinleşerek ve ağırlaşarak devam etmesi yüksek bir olasılıktır. Türk Lirası kullandığımız ve zaman içerisinde üretimden neredeyse tamamen koparıldığımız için Türkiye’de devam eden bu siyasi ve ekonomik kriz, emeği ile geçinenleri vurmaya devam edecektir. Yıllardan beri uygulanan sistematik nüfus aktarma ve vatandaşlık dağıtma siyaseti yüzünden zaten sağlık, eğitim ve sosyal yaşamla ilgili yükü ağırlaşan Kıbrıs Türk toplumu, krizle birlikte bu yükü artık taşıyamaz noktaya gelmiştir.
Gelinen noktayı ele alan Sendikal Platform, toplumsal sorumluluğu gereği tüm toplum kesimlerini kucaklayan bir çalışma ile mevcut durumda neler yapılabileceğini ortaya koymuştur. Siyasi boyutu olan Türkiye’deki krizin sonuçlarını tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bölünmüş bir adanın Türkiye’ye bağımlı hale getirilen kuzeyinde alınabilecek önlemler ancak geçici rahatlama getirebilecektir. Bu açıdan Kıbrıs’ın geleceğinin ve yıllardır yaşamakta olduğumuz kültürel, siyasal ve ekonomik sorunların çözümünün birleşmiş federal bir Kıbrıs ile mümkün olabileceğine inanmaktayız. Kendi siyasi ve ekonomik kararlarını veremeyen, talimatla yönetilen, nüfusu dahi bilinmeyen, başka bir ülkenin parasını kullanan bir coğrafyada krizlere tam anlamı ile çözüm üretmenin mümkün olmadığı kanısındayız. Bu bağlamda bir an evvel BM parametreleri ve Guterres çerçevesi temelinde sonuç alacak kararlılık ve irade ile çözüm görüşmelerinin başlatılmasının şart olduğunu düşünmekteyiz. Ve bunu da talep ediyoruz.
Adamızda kapsamlı federal çözüme ulaşılıncaya kadar ise bizden kaynaklanmayan ithal krizlerin toplumumuzu asgari şekilde etkilemesi için elbette yapılması gerekenler vardır. Bizler, hükümetinizin almış olduğu önlemleri özellikle de dar gelirli insanlarımızın ve emekçi halkımızın insanca yaşamlarını sürdürebilmeleri adına yeterli bulmamaktayız. Aşağıda Sendikal Platform tarafından organize edilen ve ilgili tüm kesimlerin davet edildiği çalıştayda ortaya çıkan ekonomik konularla ilgili önerileri bulacaksınız. Gerek görmeniz halinde maddelerin tümünü detaylı olarak konuşmaya, anlatmaya ve tartışmaya hazırız.
Ekonomik önerilerimize ek olarak Kıbrıslı Türkler’in kendi ülkelerinde bağımsız, demokratik ve çağdaş bir yaşam sürebilmeleri için yapılması gereken sosyal ve siyasi konular ile ilgili taleplerimizi de bilgilerinize sunarız.
Ümidimiz önerilerimizi dikkate almanız ve temelde dış faktörlerden kaynaklanan krizlerin bedelini yalnız emekçilere ödetme yoluna gitmemenizdir.
SENDİKAL PLATFORM
Çalıştay Sonucunda Belirlenen Ekonomik Önerilerimiz:
- Vergi İdaresine ve Sosyal Güvenlik kurumlarına yükümlüler tarafından verilen bordroların hemen tek tip bordro sistemine geçilmesi sağlanmalıdır.
- Belli bir miktarın üzerinde yapılan ödemelerin bankalar vasıtasıyla yapılması için zorunluluk getirilmesi denetimleri kolaylaştırmak ve vergi kaçırmayı minimize edecektir.
- Vergi memurları işyerlerinde mahalli denetimler yapmak suretiyle vergi kayıplarının zamanında ödenmesi sağlamalı ve kurallara uymayanlara ağır cezalar kesilmelidir.
- Vergi İdaresine ve Sosyal Güvenlik Kurumlarına verilen Bilançolar ile Kar ve Zarar hesapları dikkatli incelenerek ve tutarsızlıkların üzerine gidilerek gerçek gelirler ile giderlerin tespiti yapılmalı ve gerçek kazançlar üzerinden vergi yükümlülüklerinin ödenmesi yanında kayıtdışı yükümlüler de saptanmalıdır.
- Çapraz inceleme yönteminin kullanılması ve kamu kurumları ile sürekli bilgi alış-verişinde (istihbarat işbirliğinde) bulunulması, ödenmesi gereken gerçek vergi miktarlarının belirlenmesinde büyük katkı sağlayacaktır.
- Vergi memurlarına yasaların vermiş olduğu yetkileri hukuk kuralları dahilinde kullanabilmeleri için hizmet içi eğitimlerin verilmesine özen gösterilmelidir. Ayrıca dolaylı ve dolaysız vergilerinin birlikte nasıl daha etkin uygulanabileceği konusunda bilimsel çalışmalar yapılmalıdır.
- Gerekli hallerde vergi konusunda uzman olan kişilerden, eğitim kurumlarından veya kuruluşlardan hizmet alınmalıdır.
- Günün gelişen ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Vergi İdaresi yeniden organize edilmelidir.
- Tüm işletmelerde Toplu İş Sözleşmesi düzenine geçilerek gelir beyanlarının doğru yapılması sağlanmalıdır.
- Vergi adaletsizliğinin engellenmesi amacıyla en etkin yaptırımların uygulanması, buna karşın vergi yükümlülerinin yasalardan kaynaklanan haklarına da Vergi İdaresi tarafından gerekli özen gösterilmelidir.
- AB’de olduğu gibi Vergi İdareleri vergi türüne göre ihtisaslaşmış yapıya dönüştürülmeli hem de bağımsız bir yapılanmaya kavuşturulmalıdır. Denetimi yapan, itirazı inceleyen ve raporu yazan kişiler aynı olmamalıdır.
- Gerçek anlamda ve AB normlarına göre siyasal etkilerden arındırılmış bağımsız itiraz komisyonu/komisyonları oluşturmak suretiyle halkın vergiye uyumu ile Vergi İdaresine güveni sağlanmalıdır. Bu amaçla çeşitli basın-yayın organları ile eğitim kurumlarının bu konuda düzenleyecekleri sektörel ve genel amaçlı eğitim hizmetleri düzenlenmelidir.
- Vatandaşın Vergi İdaresinin adil olduğuna inanması ve sisteme güvenmesi sağlanmalıdır. Bu yönde toplumu bilgilendirici adımlar atılmalıdır.
- Kumarhanelerin masa ve makina sayısı üzerinden değil gerçek gelirleri üzerinden vergi ödemeleri sağlanmalı, bu konuda gerekli yasal düzenleme ve etkin denetim yapılmalıdır. Bu konuda yabancı ülke tecrübelerinden yararlanılmalıdır.
- Vergi affı adaletsizlik, sisteme karşı güvensizlik getirdiğinden uygulanmamalıdır.
- Gelir Vergisi dilimleri çalışanların gelirlerini doğru beyan etmelerini sağlayacak şeklinde güncellenmelidir.
- 47/2000 numaralı Teşvik Yasası güncellenip teşvik sınırı ve süresi (yani aslında var olan ama uygulanmayan teşvik kapama) netleştirilmelidir.
- DPÖ teşvik onayları ve denetimi konusunda yasaların kendisine verdiği yetkileri doğru ve etkin olarak kullanmalı
- Üniversite ve diğer eğitim kurumlarına sağlanan teşvikler 47/2000 sayılı Teşvik Yasası kapsamına alınmalı ve günün koşullarına göre güncellenmelidir. Ayrıca, bu yasadaki teşvikler vergi yasasındaki kurallar ile uyumlaştırılmalıdır.
- Teşvik sadece ekonomik fayda sağlayan alanlara azami olarak sağladığı ekonomik fayda oranında verilmelidir.
- KKTC ile TC arasında 1987 yılında imzalanan ve her iki ülke parlamentosu tarafından onaylanan “Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaybını Önleme Anlaşmasına” istinaden diğer ülkelerde yolcu ve yük taşıma hizmetleri veren havayolu şirketlerinin bu ülkelerden sağladıkları gelirler “mütekabiliyet ilkesi” uyarınca vergiden muaf tutulmak suretiyle kendi merkezlerinde vergilendirilmesi sağlanmıştı. Ancak, KTHY’nin iflas ettirilmesiyle ilgili KKTC, TC menşeli hava yollarından alması gereken Kurumlar Vergisinden 2010’dan sona mahrum kalmıştır. Bu durumun TC yetkilileri ile görüşüp uluslararası vergi hukukunun “kaynak ilkesine” göre KKTC tarafından vergilendirilmesi sağlanmalıdır. Bu düzeltme bütçemize büyük mali kaynak sağlayacaktır.
- Avrupa hava sahasını kullanan uçakların kontrollü hava sahalarında aldıkları hizmetlerin karşılığı olarak ödedikleri ücretten bizim payımıza düşen miktarın tarafımıza ödenmesi için TC ile gerekli girişim başlatılmalıdır ve sonuçlandırılmalıdır.
- Çok sayıda olan KDV oranları azaltılmalı ve sosyal ihtiyaçlar dikkate alınarak düzenlenmelidir. Keza “devreden KDV’nin” tahakkuk etmesi durumunda diğer ülkelerde olduğu gibi işletmelere KDV iadesi mekanizmasının getirilmesi vergi adaleti bakımından çok gerekli görülmektedir.
- KKTC ekonomisinin büyük bir kısmı ithalata dayalı mallara bağlı olması ve çok büyük kısmının döviz esasında yapılması nedeniyle belli bir süre dövizle yapılan tüm ithalatlardaki vergi, resim, harç ve fon hesaplamalarının saptanacak kurlar üzerinden yapılması, antrepo rejimine bağlı ithalat ile normal ithalatlar arasındaki eşitsizliği gidereceği gibi ithalatçılar arasında eşit rekabet ortamını da sağlamış olacaktır.
- Zorunlu tüketim mal ve hizmetlerindeki (gıda, ilaç, eğitim, kıyafet, temizlik malzemesi, vs.) KDV oranları sıfırlanmalı, diğerleri ise yarıya indirilmelidir. Bundan dolayı oluşacak gelir kaybı diğer mal ve hizmetlerdeki (özellikle de lüks tüketimde) KDV oranları artırılarak telafi edilmelidir.
- Taşınmaz Mal Vergisi esas ve kıstaslar hem toplumsal adaleti sağlayacak hem de yerel yönetimlerin gelirlerini artıracak (dolayısı ile belediyelere katkı sağlayan devletin yükünü hafifletecek şekilde) şekilde güncellenmelidir. Emlak türü, özellikleri dikkate alınarak değer bakımından ve farklı bölgelere göre (haritalandırma yapılarak) değişik esas ve kıstaslar uygulanmalıdır. Mevzuattaki vergi miktarları da yeniden oluşturularak güncellenmelidir.
- Mevzuatımıza göre Belediyelerin taşınmaz mal vergisi yasası uyarınca topladıkları vergilerin %15’ini Eğitim Bakanlığı’na vermeleri gerekmektedir. Ancak, birçok Belediyenin içinde bulunduğu mali sıkıntılar dikkate alındığında bunun yapıldığı konusunda emin değiliz. Emlak vergisinde yapılacak güncellemelerle artacak olan Taşınmaz Mal (Emlak) Vergisi gelirlerinden bu oranın eğitime kazandırılması sağlanmalıdır.
- Mevcut yasalarımız beyan edilmeyen gelirden ve servetten 7 yıl geriye dönük olarak da vergi alınabileceğine imkan vermektedir. Doğru mekanizmalar, denetimler ve kontroller ile servet beyanı esasında vergi incelemesine olanak sağlanması sadece vergi kayıplarını önlemekle kalmayacak ayrıca haksız veya gayri yasal kazançların vergilendirilmesini de gerçekleştirecektir.
- Özellikle ithal ürünlerde kar marjının belli bir oranda sabitlenmesi ve denetlenmesi sağlanmalıdır.
- Mevcut ekonomik krizin yarattığı olumsuz etkilerin asgariye indirilmesi ve KKTC ekonomisinin canlandırılması amacıyla atılması önerilen adımlardan dolayı devletin yaşaması muhtemel vergi kayıplarına karşı yukarıda belirtilmiş olan bazı mali kaynak önerilere ek olarak 34/1970 sayılı İvazsız Kazançlar Vergisi’nin günün koşullarına göre revize edilmeli ve kapsamı genişletilmelidir. Ayrıca İntikal Vergisi (Transfer Tax) olarak tanımlanan bir yasanın düzenlenerek yürürlüğe geçirilmesi her bakımdan yararlı olacaktır.
- Dışa bağımlılığı daha da artırmayacak yapısal değişimin sağlanabilmesi (Maastricht Kriterleri’nin uygulanması gibi) durumunda bazı riskleri ve belirsizlikleri ortadan kaldıracak stabil para birimine geçiş yapılmalıdır.
- Stabil para birimine geçiş ile birlikte mali disiplin politikası devam ettirilmelidir.
- TC piyasası için TC ile işlevsel ihracat anlaşması yapılmalıdır.
- Kıbrıs’ta üretilen malların AB’ye TC üzerinden ihraç edildiğinde gümrük ve navlun ücretlerinin TC tarafından ödenmesi ve bu çerçevede var olan protokolün uygulanmasını sağlanmalıdır.
- Para politikasının bağımsız olarak uygulanabilmesi için Merkez Bankası’nın başına bir Kıbrıslı Türk’ün atanması sağlanmalıdır.
- Özel sektör çalışanlarının günde 8 saat çalışmaları, yıllık ödenekli izin kullanmaları, bayram tatili, resmi tatil, doğum, emzirme vs. gibi izinlerden yararlanmaları sağlanmalı ve bu konuda sıkı denetimler yapılmalıdır.
- Göç Yasası yarattığı eşitsizlik ve adaletsizlik nedeniyle takvimlendirilerek kaldırılmalıdır. Göç Yasası kapsamındaki çalışanların TİS’den eksiksiz yararlanmaları sağlanmalıdır.
- Asgari ücret yasada belirtilen bilimsel kriterlere göre hesaplanmalıdır.
- Asgari Ücret Tespit Komisyonu demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Bu yapılanan kadar Asgari Ücret Tespit Komisyonu askıya alınmalı ve asgari ücret hükümet tarafından belirlenerek iki ayda bir açıklanmalıdır.
- Asgari ücret kamudaki maaşlara endekslenmelidir (örneğin başlangıç maaşlarına).
- Yeni bir asgari barem tablosu yapılmalı ve bu tabloda çalışılan yıllar ve kıdemler de dikkate alınmalıdır.
- Eşel Mobil asgari ücretliler dahil tüm çalışanlar için iki ayda bir otomatik olarak HP oranında artırılmalıdır.
- Hem kamuda hem özelde sektörel TİS düzenine geçilerek sendikal örgütlülüğün önü açılmalıdır.
- İş uyuşmazlıklarının çözümünde yetkili olacak ve ücretsiz olarak kamu görevi yapacak bir Tahkim mekanizması hayata geçirilmelidir. Çalışanların ve işverenlerin Tahkim kararlarından sonra sorunlarının ivedi olarak sonuçlanmasını sağlamak amacı ile İş Mahkemeleri kurulmalıdır.
- KKTC ekonomisini daha üretken ve verimli kılmak için öncü sektörlerin Yükseköğrenim, Turizm ve İnşaat-konut sektörleri olması gerekmektedir.
- Sanayi ve Tarım sektörleri de destekleyici sektörler olarak planlanmalıdır.
- Bilişim sektörü üniversitelerin katkıları ile geliştirilmelidir.
- İmar yasası tüm ülkede etkinleştirilmelidir.
- Mülkiyet problemi uluslararası koşullar da dikkate alınarak çözümlenmelidir.
- Yeni niş ürünleri üretilmelidir.
- Yerel ürünler özellikle de süt ürünleri korunmalı, ülkeye ayni türde ithal edilen mallara kota konulmalıdır.
- Hava ve deniz limanlarında yerel ürünlerin tüketilmesi için aracı kurumlar kurulmalı ve üretimin artırılmasına katkı sağlanmalıdır.
- Taşımacılık devlet eli ile geliştirip etkin kılınmalıdır.
- Atıl durumda olan birçok kurum ve kuruluş Dome Otel örneğindeki model ile aktif hale getirilmelidir.
- Yerel iş gücünün uluslararası standartlarda (%70) istihdam edilmesi için devlet eli ile yasal bağlamda birtakım önlemler alınıp, uymayanlar için caydırıcı cezalar getirilmelidir.
- Ara elemanı yetiştirilmesi eğitim planlaması içinde tekrar yapılandırılmalıdır.
- Yükseköğrenim stratejik olarak yeniden yapılandırılmalı, sürdürülebilir olmalı ve kalite esasında sürekli geliştirilmelidir. Kontrolsüz büyüyen, öğrenci sayısı odaklı, kar amaçlı bir sektör olmaktan çıkarılmalıdır.
- YÖDAK tekrar yapılandırılmalıdır.
- Üniversite açma tüzüğü hızlı ve köklü bir şekilde değiştirilmeli ve üniversite açma izni verme zorlaştırılmalıdır.
- Devlet mekanizması içerisinde kurumsallaşma derhal gerçekleşmelidir.
- Verimliliğin artırılması babında, KKTC işletmelerinde TSE, HASP ve ISO belgelerini alma oranlarını artırıcı yönde hareket edilmelidir.
- Yargı sisteminin ekonomiye adalet sağlamada mevcut mevzuattan dolayı yetersiz kalışı giderilmelidir.
- Merkez bankası ekonomiye yeterli derecede ve fonksiyonel bağlamda katkı koymalıdır.
- Gerçek nüfus belirlenmeli ve ekonomi ile bütçe nüfusa göre bilimsel olarak planlanmalıdır.
- Her alanda denetim mekanizmaları geliştirilmeli ve etkin bir şekilde kullanılmalıdır.
- Devlet kurumları arası koordinasyon ve bilgi paylaşımı geliştirilmelidir.
- KKTC ekonomisindeki kayıt dışılık ile ilgili hazırlanan bilimsel çalışmalar dikkate alınmalı ve bu yönde gerekli adımlar atılmalıdır.
- Ülke kültürünü yansıtan en uygun ekonomik yapı olan kooperatifçilik tekrar yapılandırılmalıdır ve bu alanda üretim, dağıtım ve tüketim üçgenin kullanılması sağlanmalıdır.
- Elektrik üretiminde verimliliği artırabilmenin yolları bilimsel fizibilite çalışmaları ile belirlenmelidir.
- Turizmin gelişimi için kongre, sağlık ve eko turizm gibi alternatif alanlar geliştirilmelidir.
Ekonomik Önerilerimizin Yanında Kıbrıslı Türkler Olarak Sosyal ve Siyasi Taleplerimiz:
- Kıbrıs sorununun kısa sürede Birleşmiş Milletler kararları ve Guterres çerçevesi temelinde çözümüne ve Kıbrıslı Türkler'in uluslararası alanda yerini alması yönünde azami çaba harcanmalıdır. Bu yönde hükümet hareket planı oluşturulmalı ve gelinen nokta heba edilmemelidir.
- Kıbrıslı Türkler'in kendi kendilerini yönetmelerine, iradelerine saygı duyulması sağlanmalıdır.
- Türkiye ile Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişki karşılıklı saygıya dayalı, siyasi eşitler düzeyinde olmalıdır. Buyuran-emir alan, mantığına dayalı ilişkiye son verilmelidir.
- Kıbrıslı Türkler'in kendi kurumlarını yönetebileceği bilgi, beceri ve potansiyeli vardır. Bu gerçekten hareketle Merkez Bankası, Sivil Savunma Teşkilatı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'nın yönetimi Kıbrıslı Türkler'e devredilmeli, polis ve itfaiye sivil yönetime bağlanmalıdır. Anayasa’daki Geçici 10. Madde kaldırılmalıdır.
- Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri içişlerimize müdahale etmekten vazgeçmeli, müşavir adı altında "gölge kabine" uygulamasına son verilmeli, TC Yardım Heyeti'nin (yeni adı her ne olursa olsun) siyasi iradenin kararlarına müdahalesi durdurulmalıdır. Mali destek uygulamaları sadece proje bazında, Kıbrıslı Türk makamlar üzerinden yapılmalı, tüm ihaleler Kıbrıs'ta açılmalıdır.
- TC ile imzalanan protokoller çerçevesinde Kıbrıslı Türkler'in ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarına uymayan ve tamamen siyasi amaç güden dayatma ekonomik paketlere derhal son verilmelidir.
- Devleti zarara uğratan, yolsuzluk ve usulsüzlüğe yol açan icraatlarda bulunan veya bulukdukları iddia edilen siyasilere ve bürokratlara soruşturma açılması için gerekli girişimler yapılmalıdır.
- Özelleştirmelerin çözüm olmadığı Türkiye ekonomisine bakıldığında görülmektedir. Her türlü özelleştirmeye karşı çıkılmalıdır. Stratejik öneme sahip kurumlarımız derhal özerkleştirilmelidir.
- Ülkemizdeki sosyal, ekonomik ve kültürel dokuyu bozan, Kıbrıslı Türkler'in siyasal iradesini ortadan kaldıran vatandaşlık dağıtma uygulamaları durdurmalı, yasadışı verilen ve iptal edilmeyen tüm vatandaşlıklar derhal iptal edilmeli, uluslararası gözlemciler gözetiminde nüfus sayımı yapılarak ülkedeki kaçak nüfusun geri dönüşü sağlanmalı, kimlikle giriş uygulaması kaldırılmalı, ülkeye girişler kontrol altına alınmalıdır. Vatandaşlık politikasının net ve değişmeyecek hale getirilmesi ve siyasetin tekelinden çıkarılması sağlanmalıdır.
- Gayri insani koşullarda çalıştırılan özel sektör çalışanlarının çalışma koşulları iyileştirilmeli, ILO kurallarının ülkemizde hem kamuda hem de özel sektörde uygulanması sağlanmalıdır.
- Anayasada olduğu gibi demokratik, laik, bilimsel, nitelikli ve kamusal eğitim zorunlu hale getirilmelidir. Eğitim alanında eksiklerin giderilerek tam gün eğitime geçilmelidir.
- Kamusal ve nitelikli sağlık ve eğitim tüm vatandaşların yararlanabileceği güvenceye kavuşturulmalı ve parasız hizmet haline dönüştürülmelidir.
- İlahiyat Koleji kapatılmalıdır.
- Sosyal Güvenlik yasası yeniden ele alınmalı ve eşitlik ve adalet ilkelerine bağlı olarak yeniden düzenlenmelidir.
- İş cinayetlerinin ve kazaların önüne geçilmesi için denetimler yoğunlaştırılmalı, İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile birlikte ilgili tüzükler hayata geçirilmelidir.
- Kamuda taşeronlaşma, esnek çalışma, geçici çalışma yasaklanmalıdır.
- Çevre tekrar kamu haline getirilmeli ve korunmalıdır. Ülke fiziki/beşeri yerleşim planını bütünlüklü yapılmalı, siyasetin kontrolünden tüm halkın kontrolüne verilecek bir yapılanma oluşturulmalı, uluslararası ekoloji, çevre ve iklim yasalarının hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
- Teşkilat yasası hazır olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED) hemen kurulmalıdır.
- Yerel yönetimler seviyesinden başlayarak halkın yeniden özne olmasını sağlayacak doğrudan demokrasi yöntemleri geliştirilmelidir.
- Dome Otel’in sözleşmesi derhal uzatılmalıdır.