Girişimci olun, iyi etüd edin, doğru zamanı bekleyin, ve harekete geçin.
Bugün bazı örneklemeler vererek biraz hayal dünyasına giresim geldi. 46 yıldır KKTC ekonomisini nasıl yaşattığımızı 17 yaşındaki oğluma sorsam hepimizin bildiklerinden çok da farklı olmayacak birkaç cümle o da kuracaktır. Memleketin yarısı devlet memuru ve her ay ciddi anlamda bir yük devletin sırtında bu kişileri ödeme yükümlülüğü var. Bu arada bu yarısı dediğim kişilerin tek birtanesine bile eleştiri getirmek değil niyetim. Geriye kalan kişilerin de % 99 u bu fırsat verilse memur olmayı tercih edecekti mutlaka. Bunun pek çok nedeni var mutlaka. Sosyal haklar, güvence, emeklilik, ve bunun gibi pek çok neden.
Peki devlet memuru dışında geriye kalan nasıl geçiniyor? Kimisi özel sektörde emek sarfediyor, ki okul yıllarından beridir ben de bu kesimin içindeyim, kimisi köyünde tarım ve hayvancılık yapıyor kimisi de en zorunu icra ediyor işin ; ev hanımlığı yapıyor. Herkes bir sürecin sonunda hakkettiği kadarını kazanmaya çalışıyor. Aslında şu son paragrafta belirttiğim kişilerin çok az bir kısmı gelir seviyesi olarak memleketin ortalamasının üzerinde kazanıyorlar. Çünkü ya aileden gelen bir işletmelerini devam ettiriyorlar , ya da kendi kurdukları işletmelerini büyütüp iyi kazanıyorlar.
Aslında genele baktığımızda zaman zaman herkes herkesin yerinde olmak istiyor, bir tek özel sector emekçisinin yerinde olmak isteyen yok. Bu da özel sektördeki durumun vahametini gösteriyor.
Şimdi anası babası devlet memuru olan bir birey olarak sizlere girişimcilik ile ilgili birkaç anektod anlatasım var. Yıllar once henüz reşit bile olmadan bizimkilere şöyle bir önerim olmuştu; gelin yeni taşındığımız evin bölgesinde küçük bir dükyan kiralayarak, kendi bölgemizdeki kişlere , eşe dosta turizm acentesi hizmeti verelim, bilet keselim, tur hizmetlerinden yararlandıralım para kazanalım. Baktığınız zaman o yılların şartlarında çok büyük yatırımlar yapmadan kurulabilecek bir işti. Bizim iş olmadı, Anne ve Babam onay vermediler. Ancak babamın çok yakın bir arkadaşı tam da o yıllarda benzeri bir mantıkla yola çıkarak şu an için KKTC nin en büyük tur operatörlerinden biri oldu. Allah daha çok iş versin demek boynumuzun borcudur.
Yıllar once iş hayatına başladım, kendi evimde eşim çoluğum çocuğum ile yaşıyorum; aklıma bir iş yattı, küçük bir oda kiralayıp bir motorun arkasına takacağımız eşya taşıma arabası ile sabah çok erken saatlerde insanların kapısına ekmek, süt, gazete servisi yapalım öğleden sonra da özel bir istekleri varsa onları da alıp götürelim gibi bir iş düşünmüştüm. Kişilerden verdiğimiz hizmet karşılığında alacağımız cüzzi bir rakamla personel ve idari giderlerimizi karşılayalım, mal aldığımız yerlerden de düşük bir kar payı alarak iş yapalım istemiştim. Bu aslında Türkiyede toplu yaşanan apartmanlarda uygulanan bir nevi kapıcılık modelidir. Konuyu yine anneme açtım, annem dediki ne olacak bu işin adı? Ben de kapıcı gibi birşey dedim, hatta adını doğrudan KAPICI koymak da çok içime yattı. Annemden aldığım cevap; biz seni Üniversitelerde Ekonomi okuttuk, buraya gelip kapıcı olasın diyemi. Ve tahmin ettiğiniz gibi o iş de yattı.
Ben halime hep şükrettim. Olduğum yerden , hep mutlu olmaya çalıştım. Ancak şimdilerde bakıyorum da , insanlar özellikle bu pandemi koşullarında ciddi anlamda servis hizmetleri vererek iş kuruyorlar, istihdam yaratıyorlar.
Gelelim en baştaki cümleme, Girişimci olun, iyi etüd edin, doğru zamanı bekleyin, ve harekete geçin.
Ben yıllar once bu adımları atmış olsaydım, başka yerlerde olabilirdim. Mutlumuyum evet, ancak işinizi düşünün, çok iyi analiz edin ve doğru noktadan başlayın. Kendinize güvenin