Direktif ve Emir yağdı ‘Süs Bitkileri’ baktı
Muphet Şovun dünyada izleyicileri çoktur. Muphet Şovun yerli versiyonu sanırım dünyadakine beş bastı. Tatar’ın deyimi ile KKTC egemen devlettir. ‘Anamızda’ olsa ayrı TC’de ayrı bir devlettir. Egemen devlet KKTC’ye TC Dışışileri Bakanı ziyarette bulundu. Eee bunda ne var diye soran olabilir. Devletler arasında bu tür ziyaretler olması gerekir. Bu bağlamda yapılan ziyaretler devletler arasındaki bağı güçlendirir. Ama düşünüyorumda, bir devletin Dışişleri Bakanı egemen bir devlet olduğunu iddia eden bir başka devleti ziyaret ettiğinde, gittiği ülkedeki hükümete direktifler ve emirler yağdırırmı?
BUNUN ADINA AYRIMCILIK DENİR
Mevlut Çavuşoğlu geldi, TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü’nün uygun gördüğü Mücahitlik yaptığım yıllarda oralarda nöbet tuttuğum. Ama şimdilerde, bir zamanlar onlar için savaş vermeme karşın, içine giremediğim birçok tesis gibi, bir Kıbrıslı Türk olarak ancak, uzaktan andilla koyarak bakabildiğim 22 örgüt ile ‘Beyaz evde’ buluştu. KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu‘nun adaya ziyaretinin masum olmadığını söyledi. Çavuoğlu’nun yüzümüze baka baka sivil toplum örgütleri ile kurumları arasında ayırım yaparak. Kendilerince “uygun görülen” “sivil toplum örgütleriyle” buluşmasının masum olduğunu kim söyleyebilir. Söyleyeninin Vallahi anlından öpeceğimz.
ENGİNARIN GÖBEĞİ BİZİM SAPI SİZİN OLACAK
Çavuşoğlu protokol geçecek dedi. Protolde yazılan sendikal haklar budanacak. Basının sesini kesmek için ‘Hoşnutsuzluk ‘Yasası ‘ çıkartılacak. Telefon dairesi özelleştirilecek. Elektrik 4 parçaya bölünecek. Enginarın göbeği bizim sapı sizin olacağını ima etti. Bugüne kadar yapılan vatandaşlıklar ile seçimlerde istedikleri gibi oynadıkları yetmezmiş gibi, daha ‘Vatandaş’ yapacaksınız ded,.. Bunu söylerken posaları kalınca gidecekleri köyün minarelerini görecek olan bizim ‘Süs Bitkileri’nin gıkı çıkmadı. Bir tek CTP Milletvekilleri itiraz edecek oldu. Onları da oturun be PKK’lılar oturduğunuz yerde denilerek susturulmaya çalışıldı. Bir zaman TBMM’si başkanı Cemil Çiçek, bizi ‘Rum ve Rumcu olarak’ ‘Rum ağzı ile konuşanlar olarak suçlamıştı. Çavuşoğlu Rum yerine PKK’lı yaptı. Süs Bitkileri ile kır çiçeklerinin farkını ispat etmek için KTÖS, KTAMS, Kamu-İş gibi duyarlı sendikalar bu konuda Do Majörden seslerini yükseltti. Ve Süs Bitkileri ile kır çiçeklerinin farkını ortaya koydu.
AGA MUKUNUN ÜSTÜNE MUK YAPILMAZ DİYOR SÜS BİTKİLERİMİZ
Peki bu itirazlar yettimi? Atama ve görevden alma üstadı kısa günün karını düşünen hükümet bireyleri bir bir Türkiye’nin yolunu tutuyor. Maliye Bakanımız gitti ve döndü. Ağa mukunun üstüne muk yapılamaz düşüncesinde olan süs bitkimiz, ‘Ego Tavan’ imalathanesi sahibi, İç direktifler sorumlumuz bukez Angara, Angara şarkısını dinleyerek Ankara’nın yolunu tuttu. Benim kanaatime göre bu gidiş vatandaşlıklar konusunda hayırlara alamet olmayacak. Ve yeni vatandaşlarımız ile yapılacak bir seçimde söz dinlemeyenler yolcudur Abbas bağlasan durmaz türküsü eşliğinde ‘Hadde guzzum mahalleye’ denileceği kanaatindeyim.
ÜLKEYE ÖĞRENCİ OLARAK GELEN VE VATANDAŞ YAPILAN TEMSİLCİLERİMİZDEN KESİLSİN
Bizim yerli Muphet Şovda kapıdaki kuyruklar uzarken, hiçbir vizyonu olmayan bazı bakanlarımız boş boş konuşmalarıyla lafazanlık yapmaktan öteye gitmiyor. Piyasanın canlanmasını istiyoruz ama güneyden gelenlere kapıyı kapatmıyoruz. Ve gelmeyin demekle eşdeğer zorluklar çıkartıyoruz. Neymiş efendim, kapıdaki görevli sayısı azmış. Ülkeye öğrenci olarak gelip, vatandaş yapıldıktan sonra UBP marifetiyle temsilciliklerde 4500-5000 bin Euro ile görevlendirilen ve hiçbir faydası olmayan, bizlerin vergileri ile sırtımızdan asalak gibi beslenenlere, çiğer koktu. Mafiş ciğer mamma bitti demiyoruz. Onlardan elde edilecek para ile kapılara istihdam yapılabilir. Bu suretle geçişlere çok büyük rahatlama getirilebilir. Ama yapmıyoruz. Bakın avuç içleri sahip çıkamadığınız değerlere bir gün başkası sahip çıkarsa yalamanız için yaratıldı unutmayalım.
UBP ÜRETKENLİĞİNİ KAYBEDERSE SONU HÜSRANDIR
Eskiden elektrik Televizyonda buna bağlı olarak yoktu. Fanoz ve lüksler vardı. Erkekler ilk akşam kahve faslından sonra erkenden evlerine giderdi. İnsanlar özellikle köylerde erkenden yatağa girdiği için ailelerde çocuk sayısı fazlaydı. Bir başka deyişle kadınlar çocuk yapma babında üretkendi. Sonra hayatımıza elektrik, televizyon radyo girdi derken, üretkenlik kısmen azaldı. Yani hayatımıza giren etkenler çoğaldıkça üretkenlik azalıyor. Bu durum UBP içinde geçerlidir. Başkanını bile kendi isteği doğrultusunda seçemeyen bir parti bence üretkenliğini kaybeder. Kısır bir parti belki kısa dönemde değil ama, uzun dönemde işlevini de kaybedeceği için yok olmaya mahkumdur diye düşünenlerdenim.
KÜLLİYE YERİNE MALIMIZ YANGIN HELİKOPTERİ
Muphet şova dönüşen ve her 10 ayda hükümet ve başbakan değişen bizim KKTC’de yangınlar devam ediyor. Yangın çıkınca Güney’in yardım çağrısına ‘Yiğitliğe ‘ muk sürmemek için ‘Nayır deniliyor. Tamam o zaman “Saray ile Külliyesini yaptırmayın, yangın helikopteri alın. Gerekirse makam araçlarınızı satın ve parasını yangına havadan müdahaleye harcayın. Ağzınızı değil makamlarınızı çalıştırın. Yapacağınız boş ve samimiyetsiz açıklamalar halkın sinirlerini bozmaktan başka bir işe yaramayacak” dediğimiz noktada, bir helikopter konuşlandırıldı. Ama o da eğreti be Agam. Eğreti tomofil bile bir süre sürülebilir.
BİZE YOK ARTIK DEDİRTMESİN
Evet Türkiye bizim dayanak noktamız. Türkiye güveneceğimiz liman. Ama hükümetleri de yaptıkları ile bize ‘Yok artık’ be ana dedirtmesin. 1974 yılında barış harekatı oldu. 1987-88 tarihlerinde Sanayi Holding fabrikaları sökülüp Türkiye’ye taşındı. Milli Hava yolumuz KTHY kapatıldı. Slotları doğru yalan iddiaya göre müşterileri ile birlikte Atlas’a devredildi. 1993-94’de KDV, İTEM yasası ve 1988’e kadar yürürlükte olan ve borcun karşılığı kadar faiz alınıp duracak olan İngiliz yasası değiştirilerek önce borcun üç katı, sonra beş katı sonrasında sonsuz Faiz alınabilir Yasası çıkartıldı. Birçok banka bu sürece dayanamadı ve battı. Dünyada kalmayan ‘Mazbata ‘ halkın başına bela oldu. Kriz nedeniyle sanırım bu bela yeniden hortluyor ama hükümetimiz ‘HOŞNUTSUZLUK’ yasasını çıkartmak derdinde olduğundan sadece seyrediyor.
SUS KÜÇÜĞÜN SÖZ ANANIN
Çangar Sizi seviyor eskidi. Şimdilerde Anamız bizi seviyor. Severken, mıncıklayıp, uslu çocuk olacaksın. Elektriği ve telefonu abilerine vereceksin. Ercan’ı Taşyapı’ya verdin, sıra Mağusa limanında onu da bonus olarak devredeceksin. Öyle Güven artııcı önlemler hikayesini rafa kaldıracaksın. Maraş’ı verip Mağusa Limanı ile Ercan’ın uluslararası alana açılmasından ‘Zinhar’ bahsetmeyeceksin. Sana okul yapımına değil. Cami ve külliye yapımına yardım ederim. 2021’de 3 milyar 250 milyon vaat ettim. 3 milyarın üçün birini vermedim tamam ama buna mızmızlanmayacaksın. 2022’de 4 milyar 250 milyon vaat ettim. TL olarak verdiklerimi ayni elektrik jeneratörleri gibi dolar olarak borcuna işlerim. ‘Sus’ küçüğün ‘Söz Ananın’ olduğunu unutmayacaksın. Öyle ikide bir FIR hattınızdan geçen uçaklardan alınan 5 milyar Euro’yu başıma kakmayacaksın diyor.
Fıkra
Başıma gidecek yolu nasıl bulacak
Suna'nın başı ağrıyordu. Doktor çağırdılar.
Doktor hap vererek dedi ki:
- Bu hap şimdi senin baş ağrını geçirir.
Peki onu kolay yutabilecek misin?
Kolay yutmasına yutarımda,
hap mideme girdikten sonra başıma giden yolu nereden bulacak?