Taner Ulutaş yazdı... Derin operasyonlarda, şimdi sıra kimde?

Taner Ulutaş yazdı... Derin operasyonlarda, şimdi sıra kimde?

Derin operasyonlarda, şimdi sıra kimde?

Köroğlu, silah icat oldu mertlik bozuldu demişti. Bizde kumarhaneler ve bet ofisler kuruldu, ‘Cennet’  ‘Mafya Cehennemine’ dönüştü diyebiliriz. Bir zamanlar, arabaların üzerinden swiçler (kontak anahtarı) alınmıyordu. Kapı önüne iskemleler devrilerek komşudayım, geliyorum mesajı veriliyordu. Ve pencereler açık korkusuz uyunurken, 100 yılda bir işlenenen cinayetler büyük yankı uyandırıyordu.

Geçmişe mazi, geleceğe gazi demeyi bir tarafa bırakarak, kanser hastalarına, Pandemide geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşlara erzak yardımı yapan, halkın sağlığı için ilaç getiren Halil Falyalı’nın, eşinin ve çocuklarının gözleri önünde pusuya düşürülerek öldürülmesine bakalım. Ekmek parası için, Falyalının şöforlüğünü yapan, Murat Demirtaş’ın katledilmesini sorgulayalım.

Halil Falyalı’ya kurulan hain pusu profesyonelceydi. Öyle bir pusudan, yılan yiyen hekim bile kurtulamazdı. Bence profesyonelce kurulan bir pusu için önce yer tespiti yapıldı. Sonrasında pusuda kaç adamın olacağı belirlendi. Cinayetin öncesinde, yolun en uygun yeri araştırıldı. Ve Korumaların arabası geçtikten sonra Falyalı’nın arabası otomatik silahlar ile tarandı.

TEHDİT NEDENİ İLE AİLESİNİ AYRI ARABAYA KOYDU

Falyalı’nın daha önce tehdit edildiği söylendi. Çocuklarının ve eşinin ayrı bir arabada, kendisinin ayrı arabada olmasının sanırım nedeni budur. Falyalı, kendince tedbir alarak ailesini korumaya çalıştı. Peki gerek polisin, gerekse bağlı olduğu askerin, istihbarat birimlerinin, böyle bir bilgiden haberleri yokmuydu? Varsa neden gerekli önlemler ve tedbirler alınmadı? Sanırım Falyalı, bir süre izlendi. Evine kaçta gittiği, hangi yolu kullandığı araştırıldı. Ve pusu ona göre kuruldu. Peki, Otelden çıkan Falyalının, otelden saat kaçta çıktığını, pusu kuranlar nasıl öğrendi? Bunu içerden birisinin bildirme olasılığı Olamaz mı? Polis, Falyalı’ya uzun namlulu silahlarla ateş edildi derken, saldırıda, Kalaşkinof silahların kullanıldığı öne sürdü.

ASKERDE BİLE OLMAYAN KALAŞNİKOFLAR ADA’YA NASIL SOKULDU

Her yerinde karakol ve polisin, adım başı Mobese ve sürat tespit radarlarının yanısıra 30-40 bin civarında askerin olduğu ve en güvenli yer olması gereken KKTC, nasıl en güvensiz yer konumuna sokuldu? Havaalanlarımız ve  kıyılarımız nasıl Dingo’nun hanına dönüştürüldü?. Artı askerde bile olmayan Kalaşnikof silahlar, gümrüklerden nasıl Ada’ya sokulabildi? Bu bir güvenlik zaafiyeti değilmi?

MOBESE KAYITLARI  MAHKEME EMRİ İLE TEMİN EDİLEBİLİR

Artı, polis olay yerine gelmeden, suç failleri olduğu öne sürülen iki kişinin,  mobeseden alınmış resimleri yayınlandı. Mobese özel kayıtları ancak mahkeme emirlerine göre alınabildiğine göre bu resimler kimler tarafından, nasıl temin edildi ona bakmak lazım. Resimler yanlış kişilere aitmiş. Esas olan, resimlerin mobeseden nasıl alındığı ve bu fotoğrafların nasıl sosyal medyada servis edildiğidir.  

Mesele, henüz kimsenin ne olduğunu anlamadan, bu resimlerin, Türkiye’de bir gazeteci tarafından sosyal medyada servis edilmesidir. Mobese Veri tabanının büyük bölümü Ankarada bulunuyor. Bu resimlerin, Türkiyeli bir gazeteci tarafından servis edilmesi ve cinayet ile ilgili ‘Aha bunlardır’ demesi, Mobese olayının ‘Özel hayatımızın’ bile güvence altında olmadığını gösterir. Keza, KKTC e-devlet  veri tabanının, yine Ankara’da olması ve kişilere ait bilgilerin, KKTC yerine Türkiye’de olması yanlışlığını gözler önüne seriyor.

Ama anamız Türkiye’dir. Verilerimiz elinde olmuş. Olmuşsa ne olmuş diyenlere, KKTC bir devletse, iki devlet arasında Ana-Yavru edebiyatı olmaz. İki devlet bir millet. Kardeşce, birlikte fikir birliği içinde yol kattetmek olur. Emir veren ve emir alan olmaz. Olursa, yatak odamıza kadar, elde edilen veriler işte böyle sosyal medyada viral olur derim.

SİLAHLI SALDIRILAR NEDEN GİRNE’DE OLUYOR?

Birbirimize hiç, neden silahlı saldırıların genele yakını Girne’de oluyor diye sordukmu? Soranlara ben açıklayayım. Çünkü kumarhane ve Ulluslararası Sanal Bet merkezi orasıdır da ondan. İsterseniz biraz gerilere giderek nostalji yapalım. Yıl 2015. Eylül ayı. Savoy Hotel’e Kalaşnikoflu saldırı yapıldı. Saldırı sonrasında 6 kişi tutuklandı. Türkiye bağlantılı olan ve alacak verecek meselesi yüzünden uyarı amaçlı ateş edildiği söylenen bir başka saldırıda, yüzü puşi ile örtülü bir şahıs kalaşnikof silahla Savoy oteli taradı. Saldırgan “Zeynel ağadan mesaj getirdim” diyerek kaçtı.

KALAŞNİKOFLAR SAVOY CASİNO OLAYINDA DA KULLANILDI

Aralık 2015, Savoy Casino’nun Eski Genel Müdürü Sezgin Bingöl, Girne Yeni Liman Yolu’nda silahlı saldırıya uğradı ve  ayağından yaralandı. Girne’de, ZGS 327 plakalı araçtan Grand Pasha isimli casinoya hedef gözetmeksizin 3 el ateş edildi. 2019 tarihinde, Girne'de, aracının içerisinde, bahis siteleri uzmanı olduğu iddia edilen, Eray Kenanoğlu 8 kurşun ile vuruldu. Saldırıyı yapan iki kişinin, KKTC’ye, Sahte kimlikle, “turist” olarak girdiği açıklandı.

Susurluk davası hükümlüsü kumarhane sahibi, Yaşar Öz’ün de bulunduğu Viva Casino adlı kumarhanede, gece yarısı meydana gelen silahlı çatışmada, Musa Çakmak ve Hüseyin Dönmez adlı iki kişi hayatını kaybetti. Yaşar Öz, Türkiye’ye iade edilirken, soruşturma, Kutlu Adalı cinayetine benzer bir araştırmanın ötesine gitmedi.

ŞİMDİ SIRA KİMDE?

Şubat 2022, yer yine Girne bölgesi. Mehmet Akacan, evinde kurulan pusu sonrasında, ayağına sıkılan 4 kurşun ile yaralandı. Öncesinde oğlu Bulut Akacan’ın restoranı tarandı. Çok geçmeden, Halil Falyalı, kurulan pusu sonrasında kaleşnikof silahlar ile tarandı. Şöförü ve kendisi öldü. Güvenlik zaafiyeti nedeni ile şimdi sırada kim var sorusu sorulmaya başlandı.

Türkiyeli deneyimli gazeteci Timur Soykan, büyük hacime ulaşan sanal bet ile ilgili olarak Halil Falyalı’nın, Kıbrıs dışında Belarus, Ukrayna, Malta ülkelerden lisanslar aldığını ve bu nedenle birilerinin gözünü korkuttuğunu dile getirdi. Bunun yanısıra Falyalı’nın arşivinde bazı devlet büyükleri ile oğullarını videolarının bulunduğundan söz etti..

Lefkoşa yerine Lefkoşe diyenler ve cennetin nasıl cehenneme çevrildiğini bilmeyenler, sosyal medyada işkembeden sallayıp durmak yerine nedenlerini araştırıp öğrensin

.

Uçağı Kıbleye çevir!..

Erzurumlu dede uçağa binmiş.

Uçak havalandıktan bir süre sonra lavaboya gitmiş.

Abdest almış ve hostesi çağırmış.

Bir tane secde ser, namaz kılacam demiş.

Hostes şaşırarak ne diyon ‘dede’ burada namaz kılınmaz ki demiş

Dede sinirlenmiş. Başın açık. Dudağın boya.

Giymişsin kısa eteği, bana fetva mı veriyorsun.

Git şoföre söyle uçağı ‘Kıbleye’ çevirsin.