Partiler dün neredeydi? Bugün nerededirler?
Her insanın olduğu gibi her imparatorluk ve partilerde öyledir. Doğar, gelişir, iktidara tek başına gelerek gücünü doruk noktasına ulaştırır. Veya koalisyon ortağı olarak gücü nisbetinde siyasal alandaki faaliyetini sürdürdükten sonra inişe geçer. KKTC’deki partileri de incelediğimizde, inişli çıkışlı bir yol izlediklerini gözlemleriz. Bazıları iktidara geldikten sonra birçok suiistimal sonrasında, ÖRP gibi haritadan silinir gider.
Neyse şarkılarda, biraz ondan biraz bundan alıntı yapılarak potpuri yapılır. Bizde siyasette potpuri yaparak biraz gerilere gidelim. Ve eskiden yapılacak olan son seçime kadar durumu inceleyerek gelinen noktaya bir göz atalım.
19 Nisan 2009 tarihinde yapılan seçimlerde 620 seçim sandığında, kayıtlı 161 bin 373 seçmenden 131 bin 349'u oy kullanmış, 30 bin seçmen sandığa gitmemişti. Seçime katılım oranı yüzde 81,70 oranında gerçekleşirken, seçime, UBP, CTP, DP, TDP, BKP, Halk İçin Siyaset Partisi (HİS Parti), ÖRP ve 8 de bağımsız aday katılmıştı. Ancak, barajı, UBP, CTP, TDP DP ve ÖRP geçebilmişti.
UBP oyların %43.97'sini alarak 26 milletvekili çıkartırken, tek başına hükümeti kurma sayısı elde etmişti. DP 5, TDP 2, ÖRP 2 milletvekili çıkartırken, CTP ise, bıyıklılar-bıyıksızlar, emekçi-sermaye tartışması, Kırmızılar-Yeşiller derken, büyüyen tartışma, iktidarı kaybetmesinin yanı sıra, milletvekili sayısının da azalmasına neden olmuştu. Sonuç itibarı ile oyların 29.34'ünü alan CTP ikinci sıraya gerilerken, 15 milletvekili çıkartmıştı.
28 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen seçimlerde ise UBP, 2009 genel seçimlerde aldığı yüzde 44 oy oranını parti içerisinde yaşanan çekişmeler nedeniyle koruyamadı. 2012'de UBP içinde, genel başkan ve başbakan İrsen Küçük'e karşı başlatılan muhalefet, Mayıs 2013'te UBP'nin ikiye bölünerek, bir grup milletvekilinin muhalefet partileriyle birlikte hükümete gensoru önergesi vermesi ile son buldu. Gensoru önergesi, bazı UBP Milletvekillerinin oyları ile oy çokluğuyla kabul edildi. Ve erken seçime gidilmesine karar verildi. Sonrasında, CTP milletvekili Sibel Siber seçimlere kadar görevde kalacak hükümeti kurdu. Seçimlerde 5 partiden 250 aday ve 7 bağımsız isim yarıştı. CTP 21 Milletvekili çıkartırken, UBP 14, DP 12, TDP 3 Milletvekilini parlamentoya soktu.
7 Ocak 2018 tarihinde bugün olduğu gibi erken seçime gidildi. Seçim sonucunda 50 koltuklu parlamentoda UBP 21, CTP 12, HP 9, TDP 3, DP 3 ve YDP 2 milletvekili elde etti. Hüseyin Özgürgün'ün kendisiyle önceki seçimde DP'den seçilip istifa eden ve bağımsız milletvekili olarak görev yapan Özdemir Berova ve Hakan Dinçyürek gibi isimler ile birlikte 6 adayı kontenjandan aday göstertti. Özgürgün Hükûmeti'nin o tarihe kadarki "en fazla yolsuzluğa ve hukuksuzluğa" karışan hükûmet olarak değerlendirerek eleştirilmesi, seçimin en çok tartışılan konuları arasında yer aldı.
CTP ise aktif siyasette ön planda yer alan Ferdi Sabit Soyer, Özkan Yorgancıoğlu ve Ömer Kalyoncu gibi önde gelen siyasetçileri aday olmadı. Bunların yerine genç adaylar seçime katıldı. Ticaret Odası başkanı Fikri Toros gibi liberal ekonominin simgelerinden birisinin aday gösterilmesi, partinin solunda yer alan kesimde tartışmaya neden oldu.
UBP’de bugüne kadar parti içinde birçok kez, iktidar ve başkanlık tartışmaları yaşandı. Ersin Tatar döneminde Sunat Atun gibi parti içerisinde güçlü isimlerin Soylu-Berat Albayrak çekişmesine kurban edilmesi parti içerisinde küskünlüğe neden oldu. Bakan yapılacağı anda Elçiliğe giden listeden Resmiye Eroğlu Canaltay ile birlikte çıkartılması, UBP’de yara açtı. Son listede yine bazı isimlerin üzerinin çizilmesi, Hasan Taçoy’un kenara alınması yaranın tazelenmesine neden oldu.
Ancak bugüne kadar parti içersinde yaşanan Ali Cengiz oyunlarına, düne kadar yapılan zamlara, Nü içeren videolara, suiistimallere ve ismi çeşitli yolsuzluklara karışan partinin önde gelenlerine karşın UBP 23 Ocak tarihinde yapılacak erken seçimde de iktidara yürüyor. Yalnız UBP’yi bukez ciddi bir tehlike bekliyor. Birçok ilçede, adayların mühür kırın bana bir tik verin yönündeki çalışmaları ve sadece kendilerini düşünmesi ciddi oy kaybına neden olacak gibi. Yalan denirse isimlere ve çalışmalarına bile değinebilirim.
CTP ise Tufan Erhürman’ın parti başkanı olması sonrasında inişe geçen oyunu durdurdu. 12 milletvekili çıkarttığı seçim sonrasında toparlandığı ve yükselişe geçtiği gözlemlendi. 23 Ocak tarihinde yapılacak seçimde sayıyı artıracağına kesin göz ile bakılıyor.
Halkın Partisi kurulduğu andaki yükselişinin aksine iniş trentini sürdürüyor. Verilen bazı sözlerin yerine getirilmemesi, bazı bakanların egosunun yükselmesi ve gereksiz tartışmalara girmesi, muhalefet görevini Gülşah Sanver Manavoğlu dışında getirenin pek olmaması, bu seçimde hatırı sayılır oy kaybına uğrayacağını gösteriyor. Bu seçimde 9 Milletvekili yerine 3-4 bandında kalacağını gösteriyor.
TDP son seçimde müthiş bir atağa kalktı. Sosyal Medya ile basını iyi kullanan parti yetkilileri, partiyi iyi bir konuma getirdi. Ve diğer partilerden kaçan oylar ile kararsızları kendine döndürmeyi becerdi.
YDP ise müthiş yükselişini parti içerisinde yaşanan kavgalar ve bölünme sonrasında durdurdu. Gereksiz tartışmalar adayların istifalarına neden oldu. Önceleri üçüncü parti olarak gösterilirken, bu şansını kaybetti.
Napolyon ve Namık Kemal
Namık Kemal elçiler toplantısı için Fransa'ya gider.
Toplantı sırasında Napolyon kürsüye çıkar ve karatahtaya bir daire çizer.
Hemen ardından fırlayan Namık Kemal daireyi ikiye böler.
Sinirlenen Napolyon dairenin ortasına kılıcını saplar.
Bizimkide gidip kılıcın üzerine iki şişe asar. İyice sinirlenen
Napolyon toplantıyı hızla terk eder. Ne olduğunu
anlamayan diğer elçiler , Namık Kemal'e ne olduğunu sorarlar.
Namık Kemal gülerek anlatır: ''Daireyi çizince dünya bizimdir.'' dedi.
''Ben ikiye bölünce yarısı bizimdir dedim.'' diye cevap verdim.
kılıcını saplayınca silah zoruyla alırız dedi ve bende şişeleri asınca :
''Ta.......mı alırsınız.'' dedim.