Sahibine Mesajlar
Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Hz. Muhammed’e Yahudiler tarafından yapılan büyünün bozulması ve insanlardan gelecek bir kötülüğe karşı koruması için Felak Suresi ile birlikte indirilen Nas Süresine dayanarak ‘Faiz’ haram dediniz. Faizi 100 baz indirirken, milyon baz fırlayan döviz ne Nas Süresi nede Felak Süresi tanıyarak ocağımıza incir ağacı dikti. Hacı amca İnsanın ağzıyla kuş tutabilmesinden ziyade, ağzını tutabilmesi çok daha önemlidir diyor.
**
Sn. Fikri Ataoğlu, Allah seçim yaklaşırken sana yürü ya kulum dedi. Sen koşmaya başladın. Gındırık olan Gancelli’yi bir açtın, memlekette ne kadar tanınmış isim varsa toplamaya başladın. Ne Remzi Gardiyanoğlu, nede Serhat Akpınar bıraktın. Fikri Başkan, sanırım tek taşa bile razıydım diye düşünürken, elmas madenine düştün.
**
Sn. Durmuş Yılmaz, TCMB Başkanı olarak, S 400 gibi havalanırken, Patroit gibi yere çakılan döviz ile ilgili olarak, yanlış kafalarına dank etti ve inatlarından geri döndüler dediniz. Sn. Yılmaz, İhracatı artırmak için TL’yi değersizleştireyim derken, çıkmaz sokakta ekonominin tabutuna çivi çakıldı. TC Grip, KKTC Zatürüye diplomasız ekonomistler de ahkam kesmekten oldu.
**
Sn. Erhan Arıklı, kökü maziye dayanan YDP ile sittin senedir UBP kumpas kurarak uğraşıyor. YDP’nin 1987 yılında 4 Milletvekilinden 3’ünü satın almış ve YDP’yi bölmüştü. Şimdi yine ayni kumpas peşindedir dediniz. Başkan fil ile yatağa giren dikkat etmezse kemiklerinden olur. Ağaçtaki çürük elmaların kurdu ağacı kuruttu. Bu kez dikkat edin ‘Çınar’ı kurutmasın
**
Sn. Teberrüken Uluçay, bu aralık ne sesini nede selengini duyar olduk. Bizim Minik Kuşlar içtiğin gazozun ses tellerine zarar verdiğini ve konuşmakta zorlandığını söyledi. Mağusa Bölgesi eşrafı, verdiğin hizmetlerin karşılığı olan ödülün, oy olarak sana döneceğini söylüyor. Sevgili Teberrüken, dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Dünya temiz olsaydı, Ölünce yıkanmazdık diyenlere aldırma. Siyasetin dünyası senin gibi temiz siyasetçiler ile temiz kaldı.
**
Sn. İzzet İzcan, girmeyeceğiniz bir seçim ile ilgili olarak boykot çağrısı yapıyorsunuz. Aslında 2 metre yüksekte olan ciğere, 1. 45 boyunuz ile yetişemeyeceğiniz için öfff bu ciğer mundar demeye getiriyorsunuz. BDH döneminde de büyük bir hayal kırıklığı yaşatıp, küçük olsun benim olsun demiştiniz. Unutmayın en güzel çiçekler siyasi mezarlıklarda yetişir.
**
Sn. Mehmet Çıldır, herkesin vazgeçilmezi, olmazsa olmazı evine ekmek götürmesidir. Simit fiyatının bile cep yaktığı bu günlerde, Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’in açlıktan kırılan halka ekmek bulamıyorsanız kek yiyin dediği gibi bizi yönettiğini zannedenler kek veya lüks francola ekmek yiyin diyor.Boğazımızda hıçkırık gibidirler ne öksürsek nede aksırsak kurtulamıyoruz.
**
Sn. Senih Çavuşoğlu, bu ülkenin yetiştirdiği sizin gibi değerli hoca ve sanatçıları görmezden gelip, hicran makamından beste ve güfte düzenleyenler, görmezler köyünden ‘Aymazları ‘ oynuyorlar. Değerli sanatçılarımıza nötür olan emir erlerini geçtim. Kime “Ülkeyi soymuşsun” desek, hesap vereceğine “vatan, millet, bayrak” diye bağırmaya başlıyor. Ne bayrakmış be arkadaş diyesim geliyor.
**
Sn. Ahmet Muratoğlu, Lefkoşa’dan genç CTP Milletvekili adayı olarak seçime katılıyorsun. Bir devrin efsane futbolcularından Hasan Murat’ın oğlu olduğunu sanıyorum. Bazı partilerdeki nesilleri tükenmeye yüz tutan Kelaynaklar, eski loforiyolar, gençleri dışarıda tutmak için çapa sarf ediyor. Yediğim salatada bile bazılarını arar oldum. Bir hıyarın eksikliği bu kadar mı belli olur dersiniz.
**
Sn. Cemil Şah, cezaevi şartlarında çalışamaz yazan 5 raporun için personel dairesi başka bir daireye aktarılman konusunda uygunluk verdi. Ancak Kamu Hizmetleri emsal olmasın diye ‘Nayır’ı basmış. Arkadaşlarına ölmemek için istifa edip, Norveç’e çalışmaya gideceğim diyormuşsun. Sn. Şah, arkadaşlar ölen ölür kalan sağlar bizimdir derken özel kalem müdürü atananların yanı sıra dayısı olduğu için Lefke’ye atananlar var. Senin dayın yok. Uğraşma.
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
...“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında!”