Sahibine Mesajlar
Sn. Recep Tayyip Erdoğan, ABD son günlerde yine bölgeyi barut fıçısına döndürdü. Irak’tan silah yüklü 30 Tır, 3-4 gün evvel Suriye’ye geçirildi ve YPG-PYD’ye teslim edildi. Bunlar ile birlikte, bu aylar içerisinde silah yüklü 120 civarında TIR, ABD tarafından Suriye’ye götürülüp YPG’ye teslim edildiği öne sürüldü. İsrail’in, Lâskîye limanında konteynerler içerisindeki silahları vurmasından sonra, bölgedeki hareketlilik arttı. Sn. Başkan, ABD sanırım Türkiye’yi yanlış yollara saptırttı. Olsun yanlış yollara sapmak yeni yollar öğretir. Öğrenmiş olduk. Ama yanlıştan dönmenin erdem olduğu da çok bilinmeyenli bir denklem değil.
**
Sn. Zorlu Töre, bazı UBP Milletvekilleri, seçimde kaybedeceğinizden dem vurarak, gramofona yolcudur Abbas, Bağlasan Durmaz türküsünü koyarak dinlediklerini söylüyor. Ayrıca, Meclis-i Mebusan Orgeneral rütbesinden, başçavuşluğa tenzili rütbe sonrasında, Brütüslerin vurun kahpeye filmini izlemeye başladıkları söyleniyor. Sn. Töre, Baba mirası nasıl yanan mum gibiyse, Milletvekilliği de öyledir. Ve ‘Golorambiciğe’ dönüşüp sadece kendini aydınlattıktan sonra sönermiş. Demek ki neymiş? Tek kahpe Bizans değilmiş.
**
Sn. Kudret Özersay, seçim sözcüklerinin dillendirilmeye başlandığı günler, HP hızlı bir yükseliş göstertmişti. Ancak son günlerde dört motorunun 3 tanesi duran Air Bus gibi aşağı doğru pike yapmaya başladı. Lastikleri ekris yapan, rulemaları paslanan eski Loforiyo’lar (Köy otobüsleri) gibi hızının yavaşladığı söyleniyor. Kimsenin ağzı torba değil ki büzesin. Bazı som ağızlılar, HP’nin 2-3 Milletvekili çıkartabileceğini söylüyor. Hacı amca, akşın Kudret ovlucuğum akşın. Kaybedersen akşın yaparak kaybet. İnsanlık ölmesin diye düşünürsen, partiyi yolcu edecek ‘Hoca’ son dua için hazır bekliyor dedi.
**
Sn. Erhan Arıklı, YDP olarak yeniden kaleme aldığınız tüzük tasarısında, Madde 2’de günümüz sendikalarının liyakatsiz, etkisiz ve beceriksiz politikacıları sayesinde devlet içinde devlet olduğunu, grev hakkının sulandırıldığını belirttiniz. Madde 4’de Grev hakkının Sendikalar tarafından sulandırılması nedeniyle sağlık ve eğitimde büyük kayıplara neden olduğunu dile getiriyorsunuz. 8-9 ve 10’uncu maddelerde ise Maliye tarafından kesilen aidatların Maliye’yi sendikacıların tahsilatçısı yaptığını, kıdem tazminatlarının ise sendikal olmaktan çıkartılması gerektiğine vurgu yaptınız. Sn. Arıklı aman dikkat edin. Bu tüzük hayata geçirilirse pimi çekilen el bombasına dönüşür. Ve bum.
**
Sn. Devrim Barçın, CTP Milletvekili adayı olarak katıldığın televizyon programında, asgari ücret ile ilgili hükümetlerin, çalışanlara nasıl mesivari çalım atarak, alangirli oyunlar düzenlediğini anlattın. Ocak sonu yerine Şubat’a kasıtlı olarak sarkıtılan asgari ücret ile emekçinin cebinden alangirli oyunlar ile paranın vergi şu bu altında nasıl hortumlandığını çok güzel izah ettin. Ayşaba, iyi ki, Devrim gibi genç, bilgili insanlarımız var. Bu kadar oyunun bunlarda olmasına karşın ilk ikramiyenin bunlara çıkmaması bahane değil çare üreten Devrim gibi gençlerimiz sayesinde oluyor dedi.
**
Sn. Şener Elcil, hükümetlerin korkulu rüyası, hak arayıcı bir öğretmen olarak, temel talebinizin, Ali Cengiz oyunları ile maaş ve ücretlere gerçek oranda yansıtılmayan hayat pahalılığının, gerçek olarak maaş ve ücretlere yansıtılması olduğunu belirttiniz. Pandemi ve dövizin yarattığı kriz nedeniyle, Yasal düzenleme yapılarak “gerçek” hayat pahalılığının 2 ayda bir maaşlara yansıtılması gerektiğine vurgu yaptınız. Şener hocam, bazılarındaki hata, kullanıcı hatası değil, doğuştan karakter yetmezliğinden kaynaklanmaktadır. Kurtlanan unlarına sözüm yok. Ama Eleklerini astıkları duvar yıkılsın derim
**
Sn. Boysan Boyra, mecliste görev yapan brave hartlar azaldı. Yağlama ve grasolama ustası ‘Yes Sir’cüler çoğaldı. Sanırım bazı üstü folyo kaplı, içi paslanmış olanları gözümüzde fazla büyütüp, çok fazla kıymet verdik. Ve bunlar kendilerini çok önemsedi. Galiba orda yanlış yaptık. Bu nedenle, Anne karnında 9 ayda 52 cm uzayan ancak, 23 senede 1 metre bile uzamayı başaramayanlar meclisten OUT, bilgi ve donanımları ile dikkat çeken sen ve senin gibi adaylar IN olması gerekir.
**
Sn. Olgun amcaoğlu, Maliye Bakanlığınız zamanında, geçirdiğiniz vergi yasasını, Ekonomist Devrim Barçın, eleştirdi. Ve Maliye Bakanlığınız sırasında, sosyal sigortalardan emekli olduktan sonra 3 bin 800 TL alan birisi ile devletten emekli olup 10 bin TL emeklilik alan kişilerin, emekli olduktan ve bir başka işte girdikten sonra, aldıkları ücretten ayni oranda vergi alınmasını eleştirdi. Ayşaba eskiler kantarın topuzunu kaçırdı. Olgun ovlucuğumu tenzih ederek söylüyorum. Bazılarını paramla satın alırım dedim ama zenginlikten değil, ucuzluklarından dedi.
**
Sn. Yasemin Çobanoğlu, TDP’nin çiçeği burnunda Mağusa Milletvekili adayı olarak, iklim krizine dikkat çektiniz. Önümüzdeki dönemde Adamızın, ‘Emir Erlerinin’ yarattığı risklere ek olarak, bukez iklime bağlı olarak ciddi risklerle karşı karşıya kalacağını belirttiniz. Yetenek düşmanı bazı siyasilerimizin yarattığı ve buram buram bizleri terleten hava sıcaklığına ek olarak artacak hava sıcaklıklarının, çekilmez olacağını dile getirdiniz. Gatriyaba, varlığımın kıymetini bilinmeyen yeri, yokluğumla terbiye ederim. Sıkıntı yok diyenlerin aksine, Yasemin gızım ve onun gibi düzgün yeni vekillerimiz terbiye edecek dedi.
**
Sn. Bertan Zaroğlu, dost acı söyler. YDP’den ayrıldıktan sonra kurduğun Milletin Partisi seçime katılamayınca UBP’den kontenjan adayı olarak seçime katılıyorsun. Ancak Brütüs’ler yalnız Roma’da yaşamadı. Buradaki Brütüs’lerde, ne be ama henüz partisini kapatmayan Bertan Efendiyi mi seçeceğiz? O da seçildikten sonra partisine geri mi dönecek. Varmı öyle yağma, ona oy moy yok diyor. Sevgili Bertan taş yerinde ağırdır. Yerinden kalkınca ağırlığı kalamaz. Hele tezek ise dağılır gider. Dikkatli olmak gerekir.
Fıkra
Ananııııı!..
Bir tatbikat sırasında paraşütçü komandolar uçaktan atlıyorlardı. Atlama sırası gelen en son paraşütçü epey bir vakit geçtiği halde atlamamıştı. Komutan sinirli bir şekilde "Atlasana oğlum" diye bağırdı.
Paraşütçü "Atlamam komutanım"
Komutan iyice sinirlenmişti "Ne demek atlamam lan sana emrediyorum çabuk atla" deyince, asker;
"Komutanım bırak emretmeyi, öldür yine atlamam." diye cevap vermişti.
Komutan bakmış olacak gibi değil, rica eder bir tavırla;
"Bak oğlum aşağıda benim komutanlarım var, onlarda benden hesap sorarlar, haydi atlayı verde senin yüzünden benim başım belaya girmesin."
Asker inadım inat cinsinden,
"Atlamam komutanım"
"Peki neden atlamıyorsun evladım, geçerli bir sebebin var mı?"
"Komutanım benim annem çok mübarek bir kadındır, gördüğü bütün rüyalar çıkar. Sabah telefon açtı, oğlum rüyamda senin paraşütün açılmadığını gördüm sakın atlama dedi, onun için atlamıyorum." deyince komutan,
"Oğlum inanma böyle şeylere hadi atla gözünü seveyim." diye yalvarıyordu asker ise kararından vazgeçmiyor "Atlamam" diye diretiyordu. Ne yapacağını şaşırmış olan komutan çaresizlik içinde,
"Peki oğlum gel paraşütleri değişelim, benimkini sen tak, seninkini ben, o zaman atlarmısın?" diye ümitsizce sordu. Asker bu teklife olumlu baktı ve kabul etti paraşütleri son sürat değiştirdiler ve delikanlı kendini uçaktan boşluğa bıraktı. Paraşütü açıldı ve sakin süzülürken yanından,
-Ananııı!!! diye komutanının feryadı geçip giderken, asker komutanının feryadının sonunu bile duyamamıştı.