Taner Ulutaş'tan mesajınız var- 30 Kasım 2022 Çarşamba

Taner Ulutaş'tan mesajınız var- 30 Kasım 2022 Çarşamba

Taner Ulutaş'tan mesajınız var- 30 Kasım 2022 Çarşamba

Sn. Ünal Üstel, mükemmel bir anlatım tarzı ile tane tane, İsmail Arter ile Cem Dana’nın adaylıktannı neden çektiklerini anlattınız..Anavatandan girip, Vatan Millet Sakarya Nurlu ufuklar cephesinden çıktınız. Sizin günahınıza girerek, cımbız ile başka şeyler aradık. Bizdeki hınzırlık. Yoksa  Sucuoğlu’nun istifasında olduğu gibi  belediye başkan adayı 4 zat-ı muhteremin istifasının tesadüf olduğunu biliyoruz. Füzeye rampalanan zam kazıkları sonrasında  uzayda seyreden fiyatlar ile kafayı bulmak için alkol alamıyoruz. Onun yerine golanya stokladık. Tesadüfler sonrasında, canımız çektikçe fon deep yapıp onun ile  idare ediyoruz.

**

Sn. Metin Feyzioğlu, CHP’de öylesine bir atletken, AKP’ye transfer olduktan sonra Olimpiyat yüksek atlama rekorunu kırdınız. Mükafat olarak da boynunuza Olimpiyat madalyası  yerine Lefkoşa Büyük Elçiliği madalyası asıldı. Hoş geldiniz. Ama galiba boş gelmediniz. Tesadüf olarak Sucuoğlu’nun yerine Ünal Üstel’in, Akıncı’nın yerine Tatar’ın geldiği gibi, adayız diyerek partilerinden bile istifa eden belediye başkan adayları da,tesadüfen  adaylıklarını geri çektiler. Sn. Feyzioğlu, burada  Unutulmaz Filmler çok.. Mesela Toros’larda horoz sesleri, kendi ayakları üzerinde duran kötürüm KKTC ve koltuk severlerin biyatı filmleri Oscar kazandı.. Sanırım bunlara ‘’Tesadüfen istifa zinciri’’ filmi de ilave edilecek.

**

Sn. Özer Kanlı Altın çamura düşmekle değer kaybetmez. BRT yönetim kurulu başkanlığı, Güneş Gazetesi, UBP’de yöneticilik derken, Sevmenin  zahmetli iş olduğunu ve biz bu zahmete katlanamayız diyenler sana sırt çevirdi.  Sende bir müddet kabuğuna çekildin. Kıbrıs Medya Grubu el değiştirince değerin anlaşılarak, gel bu işin başına geç dediler.Sevgili Özer, kırıldın. Belki seni ötekileştirmeye çalışanlara kızdın. Bir başka deyişle zor bir zaman dilimi geçirdin. Ama unutma Zor günler dostu düşmanı ayıklamak için var.

**

Sn. Nur Nadir, alımlı, güzelliği ile göz alan, Kıbrıs Medya kurumu görücüye çıkmış. Hatta damat adayı ‘ kızı beğendim’ diyerek ‘Başlık Parasını’ bile vermiş diyorlar Hatta kendine HAS bir şekilde program TÜRER’den baş  mihmandarlığınıza KANLI bir şekilde yol verilmiş. Bence Pideci Hüseyin ile Başaramayan Düzgün’ün galiba ahı tuttu. Nur hanım, İnsanlar gibi İmparatorluklarda doğar. Büyür. Eh zamanı gelince ruhuna fatiha okunur. Ancak Kıbrıs Medya Grubunun ruhuna ‘Fatiha ‘ okutulurken, kurulacak ‘Yandaş Basın’ ile Kıbrıs Basının ruhuna Mozart’ın ‘Ölüm Marşı’ olarak nitelendirilen 9’ncu senfonisi plağı sahibinin sesi ‘Gramofon’un üstüne konacak..

**

Sn. Meryem Soykurt, 15 Kasım’da doğan ‘Yavru’ çilehanesinde zam kazıklarından haz alarak, belli etmeden  ohhşşş  mırıldanmaları ile keyifle ömür törpülüyoruz.. Bilgisayarımda keyifle dinleyemediğim şarkı konumuna soktuğunuz  ancak silmeye de kıyamadığım, BRT’de, Tatar ve Üstel’in başrolünü oynadığı ve unutulmaz diziler arasında soktuğunuz programları izlemekten büyük keyif almaya başladım. Bence, yerel seçimler ve  bizden olanlar dizisinin yanısıra,  Anavatan Şükran ve Toroslar dizileri,  Dizilerin Oscar'ı Emmy Ödülleri'ne aday gösterilmelidir.

**

Sn. Hatice Korukoğlu Lefkoşa Türk Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı olarak, görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymunun yanına, bonus olarak konulan beni hiçbirşey ilgilendirmez 4^ncü maymunun hakim olduğu, Eğitim Bakanlığından okulunuza kadrolu bir hademe istihdam etmesini istediniz. Sonuca göre de  çocukları okula göndermeme dahil her türlü eylemi yapacağınızı duyurdunuz. Sn. Korukoğlu, Neredeyse tüm sektörler imdat çağrısı yaparken. Okullarda çocuklar zibillerle haşır neşır olan muklar ile gardaş olurken. Tavan çocukların başına yıkılırken, sadece bakmakla yetinen eğitim bakanlığını baktınız düzeltemezsiniz, iyice bozarız. Bu saatten sonra bu bozma işini dert etmem pert ederim. Kimse de Kusura bakmasın deyin.

**

Sn. Aziz Kaya belediye seçimlerinde hazırlık tam gaz giderken, seçim tomofiline uçak yakıtı koymuşsun. Maşallah Kıdeminden ve yaşından soyunmuş, mesleğe yeni adım atmış bir muhabir heyecanı ile hareket ediyorsun. Hızına yetişmek  mümkün olmuyor. Başkan yeşil Lefke’yi toprak rengine dönüştürmek, ve  bitmekte olan Kanser’i yeniden hayata geçirmek için yeni bir maden çıkartma izni verilecekmiş. Vallahi Lefke’nin geçmişte  altı tamamıyle oyulmamıştı. CMC’nin yarattığı kanser vakaları Lefke halkının tamamını hasta etmemişti. Hesap belli. Geriye kalanlarında hocanın karşısına çıkarak tahtalı köye yolcu olmadan rahmetliyi nasıl bilirdiniz sorusuna cevap vermeleri isteniyor.. 

**

Sn. Mehmet Harmancı, yani bu Lefkoşa halkı seninle ne yapacak bilmiyorum. “Reform” bahane, yandaş istihdamı şahane, bizden olmayan belediyelerin ayağına bayda atmak mükemmel- ül azim diyenlerin inadına batan gemiyi yüzdürdün. Maaşları, sosyal sigorta yardımlarını yüzü koyun yere kapanmanı bekleyenleri kızdırdın. Kadın sığınma evleri kurarak, dayakçı erkeklerin önüne baraj kurdun. Bittik diye haykıran Tiyatro’yu canlandırarak gözlerdeki pası sildin. Yıllardır yaşlıların evlerine götürülen hizmetleri yeni Yaşam Merkezi adı altında bir çatı altında toplamaya çalışarak milleti sinir ettin.. Beddualar sana işlemiyor. Covit bile yanına uğramıyor.Yaptıklarına bakıp alkışlayanlar hergün artıyor. Senin ile Napacaz söylermisin?.

**

Sn.  Ahmet Aydoğan, direktörü ollduğunuz İskele Construction LTD’in yaptığı 12 daire  Kara para” ile inşa edildiği gerekçesi ile mahkeme kararı ile devlet hazinesine devredildi.  Ah be Ahmet bey ah. Ahhh ki ne ah. Kara paranın yol geçen hanına döndüğü, Afrika göçmen kuşlarının bile pencelerinde kara para taşıdığı bir dünyada sen ökseye nasıl yakalandın?  Ökse, 12 daireyi alırken üstüne üstlük 450 bin Törkiş Lira’dan etti. Sn. Aydoğan, 12 daire buhar, 450 bin Törkiş Lira toka olunca, sanırım söndü kimseye eyvallahı olmayan  gözündeki  ışık. Sustu dudağının keyifle  çaldığı ıslık

**

Sn. Sadık Gardiyanoğlu, dağılan orduyu toparlayarak adaylık müracaatını yaptın. sonra  atağa geçtin. Amiral Gemisi Lefkoşa’nın kaptanı olmak  için kolları sıvadın Osmanlı Ordusu gibi kalabalık bir ordu ile Lefkoşa Seferine çıkarken, en büytük desteğinin yanında olan eşin olduğunu gözlemledik.  Lefkoşa’mız için yola çıktık..Kazanan Vizyon ve Kazanan projeler olacak, Ve Kazanan Lefkoşa’mız olacak.dedin. Sevgili Sadık başarılı bir erkeğin arkasındaki en büyük gücün kadın olduğunu bilenlerdeniz. Ondan güç alarak ekmeklerine hoşçakal sürüp, sonrasında onlara ‘Güle güle size yolun açık olsun’ şiirleri yazacağımı göreceksiniz dediğini duyar gibiyim.

**

Sn. Suphi Asiltürk, - Olsan Oran Asilliğin onda dokuzu İsmail Arter ve Cem Dana gibi emir demiri keserken başüstüne diyerek kaçmak.. Geri kalanı ile de sırtın arkasını sıvazlamayı beklemektir. Zirvelerde kartallar da bulunur yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek diğeri ise sürünerek çıkar. Adaylıkta ısrar etmeniz halinda Kartal’ın kanatlarının kırılabileceğini,, yılanında sürünmeden yara bere içinde kaldıktan sonra karıncaların hücumuna uğrayacağını hesap ederek sanırım mavro beytambal kalsın böyle adaylık dediniz. Biriniz Sadık Gardiyanoğlu’na  diğeriniz Halil Kasım’a destek vereceğinizi açıkladınız da kendisine faydası olmayanın başkasına nasıl fayda sağlayacağı çok bilinmeyenli bir denklem olduğu için çözemedim.

  **

Sn. Salih Oktay,  3 dönem CTP aduba Mağusa Belediye Meclis üyeliği yaptıktan sonra deneyim var. Serde Esnaflık ve onun getirdiği sempati de var diyerek Mağusa Belediye Başkan adayı olduğunuzu açıkladınız. Yalnız ilk günden kalabalık bir gönüllü ordusu ile adaylık başvurusu yapmanız, fincancı katırlarını ürküttü. Halkın Partisi ve Bağımsızlık Yolunun desteklemesine rağmen dikkat et ürküttüğün katırlar züccaciye dükkanına girmesin. Çünkü girdikleri züccasciye dükkanında ne porselen tabakları nede kaliteli kadeh bıraktı. Dükkan sahipleri de çareyi bizden bu kadar diyerek  dükkanın kepenklerini indirmekte buldu.

Kasapları neden öldürmüyorlar

Öğretmen sınıfta ders anlatıyordu. Bir ara arka sırada oturan öğrencilerden birini işaret ederek:

-Söyle bakalım oğlum, köylüler kurtları niçin öldürürler?

-Kuzuları öldürdükleri için, efendim.

Ön sıralarda oturan Ayla, hemen atıldı:

-Öyleyse kasapları niçin öldürmüyorlar?