Sahibine Mesajlar
Sn. Ersan Saner, vallahi Millet, KKTC’de sol gösterip sağ vurmakla ünlülerimizden Mehmet Ali Talat’ı, dünyada da eski boks şampiyonu Muhammet Ali’yi geçtiğinizi söyledi. Meclis Kürsüsünde ve TV programlarında, bir numaralı virüsü önleme lideri konumunda sağ kroşeyi sallarken, normal yaşamda, açılmadık ne Pazar, nede pazarcık bırakıyorsunuz. Mağusa’da İlçe Emniyet Kurulu'nun salgın tehlikesi ve yerel bulaş nedeniyle "pazar yerinin kurulmaması" yönünde karar alırken, Perşembe Pazarı açılacak fetvasını veriyorsunuz. Halk bu fetvanız için ince saz heyeti eşliğinde size küfürlü hicaz bestesini, santurlu seyyah makamında da güftesini sunuyor. Sn. Saner, mesele Pazarcılar Birliği Başkanı Yenal Garabli’nin kalbinde bakanlarınız ile birlikte bir gül olmak değil. Mesele halkın gönlünde bir buket olmaktır
**
Sn. Ali Pilli, Cavit efendinin milleti çapur, çupur öpmemesi için elinizden geleni yapıyor ama bakıyorum kimseye yaranamıyorsunuz. Ekonomi diyenler bir tarafa çekerken, kapanalım diyenler diğer tarafa çekerek salvo atışlar ile sizi şamar oğlanına döndürmeye çalışıyorlar. Bir zamanların meşhur fahişesi Abbas’ın Şerifi’ne yahu senin mekana günde 30 kişi giriyor. Sen nasıl hamile kalmıyorsun diye sorarlar. O da biri yapar diğeri bozar demişti. Şimdi sizde özene bezene ortaya bir güzellik yaratmaya çalışırken, birileri ortaya çıkıyor ve o güzelliğin içine ediyor. Beceriksiz, kabiliyetsiz ve bir kalbur samanı iki eşeğe taksim edemeyen bazı yetenek düşmanları ki tek suçunuz aldığınız bazı radikal kararlar sonrasında bunları dinlemek oldu, iyi yapmaya çalışmanıza karşın sizi hedef tahtasına döndürüyor. Sn. Pilli tavuğun da penguenin de kanatları var. Ancak ikisi uçamaz. Ancak birisi yüzerken Kuzey Kutbunun tertemiz sularında, diğeri sürekli eşelenir çöp yığınlarında. Siz kimseyi dinlemeyin ve Kuzey Kutbunun tertemiz sularında yüzmeye bakın.
**
Sn. Gülşah Sanver Manavoğlu, mübarek ağzınızı, BRT'de katıldığınız Levent Kutay’ın ‘50+1’ programında açarak, Barbaros Hayrettin Paşa’nın, Preveze savaşında, Andrea Dorya’nın gemilerine bindirdiği gibi sende Kaptan-ı Derya yardımcısı Erhan Arıklı’ya bodoslama bindirme yaptın. Arıklı’nın, 5 tane doktorun var, 200 taneye mi bakacaklar? Nereye bakacaklar? Hastanedeki Koronavirüs hastalarına mı bakacaklar yoksa normal hastalarına mı bakacaklar diyerek pandemi döneminde, popülizm yaptığını ve en büyük sorumlu olduğunu öne sürdün. Gülşah Hanım, baba mirası yanan mum gibidir. Mum bitince sermayesi mühür, silahı oy, giysisi sabır olan halk, Messivari volesini gerektiği yerde atar, Dikomo’ya kadar yolunuz var dingil dingil diyerek, Ronaldovari golünü layık olana atar.
**
Sn. Kemal Serpal, Mağusa Kaymakamı olarak, gocakarıyı süslemeyi iyi biliyor ve süslediğiniz goca karıyı satmasını beceriyorsunuz. Neymiş, halk mağdur olmasın diye Perşeme Pazarını açmışsınız. Açma sebebinizde marketlerde yığılma olmamasıymış. Ört ki ölem. Sn. Kaymakam, Mağusa tam kapanmadı ki, marketlerde yığılma olsun. Babadan mal kalır kemal kalmaz. Kısacası hükümet değişti. Atamalar başladı. Bu nedenle emir erliğiniz sonrasında omuzdaki apolete bir yıldızcık koymak yerine, size ‘Yolcudur Abbas, bağlasan ‘ durmaz CD’sini hediye edecekler.
**
Sn. Mustafa Aktuğ, belediye başkanı olduğunuz Lapta Bölgesinde almış olduğunuz yerinde tedbirler sonrasında, kahvelerin kapalı olduğunu, evlerde misafirliklerin de kısmen çok azaldığını ifade ettiniz. Ancak buna rağmen açık olan sektörlerin bölgede hareketliliğe neden olduğuna vurgu yaparak, bir kişinin Lapta merkezde, bir kişinin ise Çamlıbel’de pozitif olduğunu belirttiniz. Ayrıca, Okula öğrenci taşıyan bir personelde Covit 19’ tespit edildiğini ama bölgedeki artışın azalır gibi olduğunu ama vakaların artmasının sizi tedirgin ettiğini söylediniz. Başkan, kapanalım ve sıkı tedbir alalım pandemiyi bitirme noktasına getirelim diyenlere karşı hükümetimiz ‘Nayır’ demeyi marifet sayıyor. Ancak bilmeleri gerekir ki, bugün göz yumduklarımız, yarın bize göz açtırmayacak olanlardır. Büyük insanların gayeleri, diğerlerinin hevesleri vardır. Nedense bazıları küçük olsun, benim olsun mentalitesi ile heveslerinin peşinden gidiyor. Ama birgün heveslerinin gursaklarında kalacağını hesaplayamıyorlar.
**
Sn. Ali Başman, bizim bazı emir eri ve ‘Yes Sir’cü takımının senin gibi başarılı, efendi ve kibar bir iş adamını bile kızdırdığına tanık olduk. Dikili Taş altında saf tutarak dikkat birerli kolda hizaya geç. Tırnak kontrolü yapılacak direktifi sonrasında parmaklarını uzatanlara Memleketi sağlıkta ve ekonomide felakete doğru sürüklüyorsunuz diyerek fena çattınız. Ve ülke en az 10 gün süre ile Mart 2020'de olduğu gibi, tam kapanmaya gitmelidir dediniz. Başkan, ülke sanırım Judy Family diye isimlendirilen 3 Maymunlar tarafından yönetiliyor. Kısa bir süre önce eğilde gulle geçsin 4’ncü Maymun 3’lünün yanına konuldu. Judy Family’nin Judir’i görmüyor. Juder’i konuşmuyor. Judün’i duymuyor. 4’ncü Maymun ise Janker’i ise eğilde gulle geçsin oyunun müdavimidir. Ayşaba bu nedenle bindik bir alamete, gidiyoruz felakete diyor.
**
Sn. Gürkan Kara, İçişleri Bakanlığı Müsteşar mevkiine, 29.01.2021 tarihinden itibaren atandığınız açıklandı. Hayırlısı olsun diyelim. İnşallah pandemi ile gelen bu ‘Kara’ günleri yapacağınız icraatlar ile aydınlığa dönüştürürsünüz. Ünlü düşünürler ‘Tarih tekerrürden’ ibarettir derler. Yalan. Tarih deneyimlerden ibarettir. Daha önce başarılı bir şekilde ifa ettiğiniz bu görevin hakkını geçmişte elde ettiğiniz deneyiminiz sayesinde yine vereceksiniz kanaatindeyim. Sn. Kara, defolu insanların üstüne kurduğumuz hayaller, bugüne kadar bize pahalıya patladı. Kazmir’de, saten de kumaştır. Ancak birisinin kalitesi konuşur, diğeri sürünür. Bu defa KAzmir alalım dedik.
**
Sn. Emine Dizdarlı, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) olarak yaptığınız açıklamada, filmin başrol oyuncusu, bir başka deyişle filmin ‘Esas Oğlan’ veya ‘Esas Kız’ rolündeki, toplumun önde gelen ve rol model olarak görülen kişilerin, Covid-19 kurallarına uymadığını belirttiniz. Tabi anasına göre tanası sözüne uygun olarak da, bazı vatandaşların kurallara uymayarak, denetim yapılmamasından dolayı, analarının yolundan giderek toplumu risk altına soktuklarını ifade ettiniz. Ve denetimler yapılarak kurallara uymayanlara yaptırım uygulanmalı dediniz. Emine hanım, balık baştan kokar der atalarımız. Biz başı geçtik ‘Tuz’da koktu. Geçen gün gazetedeki ilanlara gözümüz takıldı. Gazetedeki ilanın birinde, 10 derslik bir karne kaybolmuştur. Geçer notu olmayan karneyi bulanların, lütfen insaniyetlik namına yırtıp, çöp bidonuna atmaları rica olunur diyordu.
**
Sn. İbrahim Özgöçmen, Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı olarak, Hemşire ve Ebelerin, bu pandemi döneminde gecelerini gündüze katarak, günde çift nöbet tutarak, görev aşkı ile çalışmalarına karşın, 5 aydır ek mesailerin ödenmediğini açıkladın. Sağlık alanında ciddi sorunlar yaşandığını ve 6 hemşirenin ev karantinasında olduğunu dile getirdin. Sevgili İbrahim, bunlar susamasın diye analarına renga bile almaz. Size ek mesailerinizi ödeyeceğiz sözü verirler ve tarih olarak 31 Şubat derler. Şu sıralar büyük fedakârlıklar ile çalışan, neredeyse ailelerini göremeyen sağlıkçılarımızın bu fedakârlıklarını gözlerindeki ’Fago’ya rağmen göremeyenlere, zamanı gelince, iki şükür, bir tükür çekerek, ya tarihin siyasi çöplüğüne, yada angoniciklerin yanına logo oynamak için gönderirsiniz olur biter.
**
Dr. Özlem Gürkut, vaka sayılarındaki artışa dikkat çekerek, "Durum ciddiden bile ciddi’. Sağlık kapasitemiz aşılmak üzere. Sağlık çalışanlarımız da hastalanmaya başladı. Bu durumu daha da zorlaştırıyor. Lütfen çok acil bir şey olmadıkça evlerinizden çıkmayınız uyarısı yaparak çağrıda bulundunuz. Ancak bir çağrı da doktor arkadaşlarınızdan gelerek Özlem Gürkut’u, Lefkoşa Devlet Hastanesine ‘Baş Hekim’ yapın diyormuş. Doktorum, bizim ülkemizde ve Türkiye’de iki çeşit insan topluluğu var. Bir grup ki bu grup oldukça büyüktür ve sizin açıklamalarınızı harfiyen yerine getirir. Diğeri ise küçük ama bazı şarlatan hocaların gölgesini takip eden gruptur. Bunlar kadınlara eşleriniz ile ilişkiye girerken şeyhinizi düşünün ki çocuğunuz ahlaklı olsun diyenlere inanan gruptur. Ki bu grubun içinde, bazı şarlatanlara, hocam büyük sıkıntımız var. Tuvalette donu sıyıracakmıyız diye soranlar da var. Bunlara meramımızı nasıl anlatacağız dersiniz?
**
Sn. Mehmet Eziç, sosyal medya hesabından yaptığınız açıklamada, hükümete tam kapanma çağrısında bulunarak, mutasyona uğramış daha saldırgan virüsle karşı karşıyayız dediniz. Ve tam kapama olmazsa bir ay sonra itfaiye kaldırımlardan ölü toplayacak ifadesinde bulundunuz. Sn. Eziç, hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Bizi yönettiğini zannedenler, dolgun ücret, ek harcama ödeneği ve diğer gelirleri ile hayatı dört dörtlük yaşarken, halk olarak bizler pandeminin yarattığı bu sıkıntıyı nasıl atlatıp ailemizi rahatlatacağız diye düşünmekten bir yerimiz üç buçuk atıyor. Onlara dört dörtlük hayat, bize de gam ve keder.
**
Sn. Mustafa Yeşil, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Sanayi Dairesi Müdürü mevkiine atandığınızı öğrendik. 26.01.2021 tarihinden itibaren Sanayi Dairesi eski Müdürü Doğan Şah’tan bu görevi devraldığınız açıklandı. Öncelikle ülkemize hayırlı ve uğurlu olsun diyelim. Pandeminin büyük sıkıntıya neden olduğu ve içini dışını kararttığı sanayimizi, inşallah üstün çaba ve gayretleriniz ile yeşillendirirsiniz. Sn. Yeşil, zirveye kartal gibi süzülerek de, yılan gibi sürünerek de çıkılır. Sizin o zirveye kartal gibi süzülerek çıkacağınız yönündeki inancımız tamdır. Müdürüm, ancak mühim olan yükseklere çıkıp, hayata tepeden bakmak değildir. Mühim olan ne kadar yükselsen de herkese eşit mesafeden bakabilmektir.
Fıkra
Tecavüz
Limon kes
Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve başrahibenin önünde diz çökerek;
- "Değerli hemşire, sormayın başıma neler geldi ..."
- "Neler geldi kızım ???"
- "Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden geldi bahçivanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana,,,,,"
- "Tecavüz mü etti?"
- "Evet..."
- "Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.."
- "Aaa, limon hamileliği önler mi ???"
- "Hamileliği önlemez de, en azından sırıtmanı engeller..."
Günün Fotoğrafı