Sahibine Mesajlar
Sn. Ersan Saner, görmeyenin kalmadığı meşhur videonuz ile ilgili olarak adaylıktan çekileceğiniz, Üstüne üstlük, başbakanlığa da messivari vole ve çalım atarak başınızdan bin beytambal galsın diyeceğiniz, bu kadar ile de yetinmeyerek, siyasi arenadaki isim ve kaydınızı da sildireceğiniz öne sürülüyordu. Tam bu iddiaların bini bir paraya satılırken ve bizde Hayrola, Sn. başbakan diye sormaya hazırlanırken siz, videonun, Kanuni’nin oğlu olduğunu iddia eden düzmece Mustafa gibi düzmece olduğunu dile getirdiniz. Tabi bu video montaj yapılarak hazırlanmışsa, iki haftadır paket servisi uygulanarak, uzakta olduğunuz iddia edilen evinize sanırım artık dönersiniz. Dönerek, ikinci bir video daha var ve o videodaki görüntüler birincisinden daha beterdir diyen münafıklarında ağzını kapatmış olursunuz. Sn. Başbakan, boş verin birisi son model arabası ile giderken, sizin el arabası ile onu yetişmeye çalışmanız çok yorucu oluyordu. Sn. Saner, mesele kariyerin çizilmesi değil. Mesele video açıklandıktan sonra kendi kendini yiyip bitirmek ve ölmek değil. Mesele bataklıkta gülistanlık olur diyenleri yanıltıp, iz bırakabilmektir. Eh öyle veya böyle o bataklıktaki çamur tarlasında iz bıraktınız.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu, Sn. Hasan Taçoy, Sn. Zorlu Töre, bazı düzen bozucuların, video montajı ile ülkesini canından çok sevdiğini söyleyen, ülkesine hizmet aşkı ile yanıp tutuşan ve partisine hizmet aşkını her şeyin üstünde tutan, başbakanımızın kariyerine çizik atması onu çok sinirlendirdi. Sinirlenince de ağzından çıkanı kulağı duymadığı için, komplo olarak nitelendirdiği bu olayı yer altı dünyasına mal ederken, yer üstü dünyasında da sanırım sizi işaret ederek, damda gezer takyanoz vur beline kazmayı babında, bir açıklama yaptı. Ve makama erişmek için siyasi ahlaksızlıktan medet umanların bunu yapacağına ihtimal vermiyordum ifadesinde bulundu. Siz, kurultayda bizim hesabımızı görecek ve bunun üzerine binayı inşa etmeyi düşünüyordu diyerek, Sn. Saner’e çok kızmış olabilirsiniz. Kalbi yorgun olanın dili keskin olur. Zor günler geçiriyor. Koltuğun bir ayağı kırılıp, kafa üstü yere çakıldı. Bunu sinirine verin. Ayşaba, unutulmak istemiyorsan, ya okunacak şeyler yaz, ya da yazılmaya değer şeyler yap. Başbakanımız da ikinci şıkkı beğenerek unutulmak istenmediği için gündeme bomba gibi düşen işler yaptı. Yani bunda ne var dedi.
**
Sn. Ünal Üstel, ortalık alafıcırık toz duman. Başbakanın montaj olduğunu açıkladığı, el arabası ile son model arabaya kafa tutarak yaptığı ve izlenme rekorları kıran yarışın videosu sonrasında, istifa etmeyi düşündüğü ileri sürülüyor. Tabi UBP MYK ve parti meclisinin boşalacak olan koltuğu sevilen ve kucaklayıcı bir kişiye devretmeyi düşündüğü söyleniyor. Arşimet'in, hamamda suyun kaldırma kuvvetini keşfettiğinde 'Evreka' diye bağırarak dışarıya koştuğunu anımsamış olacaksınız ki, sizlerde bu zor günlerde suyun işlevini görecek ve partiyi düştüğü yerden ayağa kaldıracak ve partiyi seçime götürecek olan Ünal Üstel’i işaret ettiğiniz söyleniyor. Hatçe Teyze vallahi bu UBP’nin kurumlarındaki insanlar çok akıllı ve iş bilen kişilerden oluşuyor. Muku ile kavga eden. Güngörmez yüzü gülmez Sultan Hanım benzeri, Çavuşun oğlu yerine sevilen kucaklayıcı bir üst – eli tercih etmeleri çok yerinde bir karardır dedi. Ne diyelim, hayatın püf noktalarına dikkat etmeyenler, partilerini de zor durumda bırakarak ömürlerinin geri kalanını, ‘tüh’ noktalarında geçirirler
**
Sn. Erhan Arıklı, sosyal medyadaki paylaşımınızda, bizlere illallah çektiren bu hükümet belirsizliğinden artık gına geldiği imasında bulunarak bu süreci daha fazla uzatmanın anlamının olmadığını belirttiniz. 26 Aralık’ta seçimi işaret ederek, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın erken bir sürede, erken seçim tarihini açıklaması gerektiğini söylediniz. Sn. Arıklı, ülkenin tıkandığı, eylem ve grevler ülkesine dönüştüğü, videoların bininin bir paraya satıldığı böylesi kaotik bir ortama sizin de belirttiğiniz gibi nokta konması gerektiği kanaatindeyiz. Tabi Sn. Tatar’ın, incir ipi gibi uzayan ve uzayıp giden tren yoluna dönüşen Türkiye ziyaretlerinin biteceğini sandığımız, çıkmaz ayın çıkmaz haftasının, son Perşembe günü alınması gerekir. Ayşaba, Erhan ovlucuğuma selam söyleyin. Eğer, bize bunları yaşatanlar için İş ceza kesmeye kaldıysa, merak etmesin. Hakimde biz savcıda biziz. Sandıkta cezalarını keser, angoniciklerin yanına göndeririz dedi.
**
Sn. Gizemli X Kadın, Nazime Teyze ile Hacı amcayı çok kızdırdın. Som ağızlılar, münafıklıktan 10 numara alanlar, senin için akla gelmedik şeyler söylediler. Tabi ağızlarına biber süreceğimiz bu münafık takımı, güya uzun bir süredir başbakan ile tanıştığını, bir başka videonun daha olduğunu dile getirdi. Başbakanın aranızda mesafe kalmadığı bir günde, güya söz verdiği üzere seni bir belediyede işe başlattığını, ancak belediyenin parasızlık nedeniyle bazı geçici çalışanlar ile birlikte senin de işine son verdiğini öne sürdüler. Tabi buna da, senin işten çıkarıldıktan sonra videoları intikam için başbakanın evine gönderdiğini ve başbakanın da bir süredir evden uzak kaldığını ve bu videoların da polise verildiğini söylediler. Bittabi söylenenlere inanmadık. Allah kuru iftiradan saklasın. Bence bu kuru iftiracılara kırk satır mı kırk katır mı diye sormak gerekir. Nazime Teyze ile Hacı amca, Kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka bir şeyler biter. Güzel şeyler ekin ki güzel şeyler bitsin. Senin kalbindeki bahçede güzel şeyler biterken, başkasının kalbinde ektiklerin ısırgan otu çıktı diyor.
**
Sn. Emre Olur, Sedat Peker’in ‘basın sözcüsü’ olarak yaptığınız açıklamada, yetkililere ve siyasilere şantaj yapmak için çekildiğini ileri sürdüğünüz ‘kasetlerin’ ellinizde olduğu iddiasında bulundunuz. Ve Allah çok büyük, hikâye devam ediyor dediniz. Reis Sedat Peker’in doğruların gözle görülmeyen orduları, vatan fedailerinin arasında da gözle görülmeyen bağlar vardır. Velhasıl biz her yerdeyiz, biz milyonlarız sözlerini dile getirdiniz. Sn. Olur, açıklamanızdan bir video ile şenlenen buralara, diğer videoları da katmanız halinde, buraların daha çok şenleneceği anlamını çıkarttık. Vallahi ette elinizde bıçak da elinizdedir. İster kuşbaşı ister pirzola olarak doğrayın. Yapın ki, eteklerdeki taşlar dökülsün. Ak koyunda, kara koyunda belli olsun. Birileri güIün, dikenin himayesinde yaşadığını sanırken, aslında dikenin itibarının gül himayesinde olduğunu öğrensin.
**
Sn. Doğukan Ulaç, ülkenin üzerindeki kara bulutlar ülkeyi karanlığa boğarken, sen ülkene başarın ile aydınlık oldun. Alanya’da düzenlenen ve 24 ülkeden 1100 sporcunun katıldığı “Oceanman” açık su yüzme yarışı serisinde, ben buradayken rüzgаrım eser o dа size yeter diyerek,10 km yarışında birinci oldun. Başarın, bu Kıbrıslı Türklerden fasaryadan başka bir şey olmaz diyenlerin yüzüne kırbaç gibi şaklayarak indi. Sevgili Doğukan, Sınırların da korkular gibi genellikle illüzyondan ibaret olduğunu bildiğinden o sınırları zorlayarak, korkulara diz çöktürerek başarıyı elde ettin. Unutma, insan, bir şeye ne kadar kolay ulaşırsa, sonra onun için o kadar az çalışır. Bu nedenle çok çalışarak, benzer başarıların ile bizleri gururlandırmaya devam et.
**
Sn. Kutlay Erk, yaptığınız açıklamada, Lefkoşa Belediyesi başkan adayı olabilirim partim bunu uygun görürse diyerek adaylık kapısını gındırınız. Yeşil ışık yakarak, gındırdığınız kapının sonuna kadar açılması için iş CTP Parti Meclisine kaldı. Deneyim para ile kazanılmaz. Ancak çalışarak emek vererek kazanılır. Lefkoşa Belediye eski Başkanı olarak bu deneyimi, dirsek çürüterek, potin eriterek, hatta duvarlara başınızı vura vura elde ettiniz. Sn. Erk, Ernesto Che Guevara bozulan dostluktan sonraki nefret, meyvelerin en öldürücüsüdür demişti. Geçmiş belediye başkanlığı döneminde, biraz yaptığınız işler gereği, birazda başkalarının gazı ile birçok dostlukları bozdunuz. Meyvelerini bir noktaya kadar çürüttünüz. Ancak çürüdü sanılan meyvelerin çekirdeklerinden, çok güzel bahçeler hasıl oluğunu bilenlerdeniz. Aday gösterilip seçilmeniz halinde inşallah bu çürüdü denilen meyvelerin çekirdeklerinden oluşacak güzelim bahçeyi bu defa korursunuz.
**
Sn. Güven Bengihan, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası olarak mahkemelerdeki Tebliğ ve İcra Memurluğu ihtiyacının giderilmemesi nedeniyle dün 08.00- 16.15 saatleri arasında, tüm Kaza Mahkemeleri Tebliğ ve İcra Memurluklarının katılımı ile greve gittiniz. Grev nedeniyle, saat 09.00 raddelerinden sonra bir müddet, Atatürk Heykelinin yanından, Saray Önü meydanına kadar olan yola kilit, mahkemeler önüne zincir çektiniz. Teşbihte hata olmasın, dinsizin hakkından imansız gelir düşüncesi ile fiziksel olarak olmayan, ancak gölge olarak mevcut olan 1.58 boyundaki hükümete Halep ordaysa arşın da buradadır dediniz. Başkan, ülkeye katkı koyan bir sendika olarak hükümete hep dostluk eli uzatarak, hiç bir zaman ‘tüm güveninizi’ karşınızdakine vermeyin, silah olarak kullanır. Mertse sizi korur, Namerse çevirir sizi vurur sözünün aksine hep güven vermeye çalıştınız. Silah size doğrultulunca Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu birilerine hatırlattınız.
**
Sn. Yüksel Asım, CTP’nin sizi Karpaz ailesi içerisinde gösterilen Mehmetçik ve Dipkarpaz Belediye Başkan adaylarını açıklamadan, Büyükkonuk Belediye Başkan adayı olarak açıklayacağı söyleniyor. Belediye başkan adayı olarak düşünülmeniz bile güzel. Öncelikle hayırlı olsun dileklerimizi iletmek isterim. Belediye Başkanı Ahmet Sennaroğlu’nu koltuktan etmeniz halinde, Büyükkonuk gibi güzel bir beldemizi daha da güzelleştireceğinize olan inancımız tamdır. Sağ olsunlar, bugüne kadar yarayı görenler tuzluğu kapıp geldi. Seçilmeniz halinde tuzluk yerine yarayı iyileştirecek mehlem ile geleceğinize olan inanç tamdır. Ayşaba, Yüksel ovlucuğumun seçilmesi halinde gittiği yola inanması halinde yürüsün de korkmasın. Ve attığı adımlardan da korkmasın dedi
YAMYAMLAR
KKTC Meslisinde 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:
- "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin Meclisin kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. İki hafta sonra müdürleri gelir:
- "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız üst kattaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:
- "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:
- "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir.
- "Ulan aptal! Biz 4 haftadır önce bakanlardan birkaçını. Sonra 3-5 tane Milletvekilini. Daha sonra bazı müdürleri, üst düzey bürokratları, ve bazı meclis amirlerini yiyip duruyoruz. Kimse de boş gezenin boş kalfalarının ortada olmadığının farkına varmadı. Nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yoktu. Bakanları, Milletvekilleri yememiz anlaşılmadı ama senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!" Ortalık allem gallem oldu. Karıştı be akılsız. Diğerlerinin farkında değillerdi. onları boş ver. Fakat temizlikçi kızın kaybolduğunu millete nasıl izah edeceğiz.