Sahibine Mesajlar
Sn. Faiz Sucuoğlu, Yolumuz yok fakat metrobüsümüz çok. Bunlara göre durağımız yok ama yollarımız süperdir diyerek işkembe-i kübradan sallayan bakanlarımız çok. Yayaların yürümesine olanak sağlayacak kaldırım yok, ama yollarda ‘Gurrada’ araba çok. Hastanede ilaç yok fakat Cek Cak çok. Cumhurun başı ve Boş bakan çok ama bir sarayımız yok. Ama yakında sarayımızda olacak. Ver yiyelim dök içelim, çukur tabakların doldurulduğu Bol Kepçe Lokantası KKTC’de kalktınız başınıza Başbakanlık belasını sardınız. Seçime girmek için yarışa giren aday adaylarından sonra, seçilecek vekillerin bakanlık isteklerine gel de meram anlat. Sn. Sucuoğlu, sizi anlayacak cebi fakir ama kendi Zengin bir kalp yoksa, kasaları full çeken bir servet olsa bile çirkin bir dilencidir.
**
Sn. Erhan Arıklı, açıklamanızda Zaroğlu’na verip veriştirdiniz. Ne utanmadan konuştuğunu, nede UBP’nin Zaroğlu'nu kullandığını bıraktınız. Oyuna gelip, büyük iddialarla Genel Başkanlığa aday olduğuna vurgu yaparken "Arıklının kazanması Namümkün" dediğini, ama sonrasında, Kurultayı kaybettiğini belirttiniz. UBP gaz dolum tesislerinde doldurduğu gaz ile parti kurup uçacağım derken, gazın kalın barsak gazı çıkması sonrasında, adınında ‘Namümkün Bertan’a çıktığını belirttiniz. Sn. Arıklı, siyaseti tahteravalli olarak düşünün. Birinin parti sevgisi daha ağır basarsa, diğerinin k*çı kalkar. Ayşaba, Arıklı ovlucuğum kulağıma hafifçe, birileri arkamdan atıp tutuyorsa moralimi hiç bozmam. Bilirim ki ayağına badyayı çok sağlam koymuşum demişsin dedi.
**
Sn. Kudret Özersay, ‘Toparlanıyoruz hareketi’ sonrasında müthiş bir yükseliş ama sonrasında, 4 motoru birden durduktan sonra pike yapan bir Air Bus gibi aşağıya doğru bir iniş. Neyse ki, arızayı fark ederek, Air Bus’ı az hasarla piste kondurdunuz. Ancak son günlerde seçime hazırlanırken, sanki Air Bus’ın kalan iki motorunun birinde teklemeler varmış gibi korkudan uçağa, binecek aday bulmakta zorlandığınız öne sürülüyor. Yayınlanan anketlere göre HP Lefkoşa’dan 1, Girne’den 1 ve Mağusa'dan 1 vekil çıkaracak öngörüsü hâkim. Lefkoşa’dan bir olursa siz, iki olursa Tolga ve Gülşah hanımdan birisi, Mağusa’dan Ayşegül hanım, Girne’den de Jale Refik Roger seçilir diye düşünüp da neden riske gireyim diye düşünenler buna neden olabilir mi? Kudret hocam, böyle düşünenlerin yapılarında bozukluk varsa benden mimarlık beklemeyin deyip koyverin gitsinler.
**
Sn. Oğuzhan Hasipoğlu, UBP gemi azıya alan koşu atı gibi gidiyor. Durdurana maşallah diyoruz. Bazı partiler aday bulmakta zorlanırken, Maşallah sizde listeye girmek için can hıraş mücadele veren aday adayları çok. Sanırım buna yayınlanan anketlerde olanak tanıdı. Lefkoşa’da. Garanti gibi gözüken eskilerden Faiz Sucuoğlu, Hasan Taçoy, Olgun amcaoğlu var. Özgürgün ile Tatar’dan boşalan iki yeri, yeniler doldurabilir. Yenilerden garanti gibi gözüken, Sadık Gardiyanoğlu, Rauf Denktaş var. Dahası da olacak. Mağusa’da Sunat Atun, Oğuzhan Hasipoğlu, Dursun Oğuz ve Resmiye Canaltay garanti gözükürken, geriye bir veya iki boş koltuk kalıyor. Buna da yeniler oturacak demektir. Güzelyurt’ta garanti gibi gözüken Ali Pilli ile Menteş gündüz, Girne’de Kutlu Evren, Ünal Üstel, İzlem Gürçağ, Özdemir Berova var. Yenilere gün doğarsa, Yalçın Koçyiğit listeye girebilir. İskele’de 2 gadimici başkasına şans tanımayacak gibidir.
**
Sn. Ceyhun Ümiter, Mağusa Hastanesi sonrasında, Sağlık Bakanlığı Bakanlık Müdürlüğü görevindeki başarılı icraatlarınız sonrasında, sıra, Meclisi Mebusan’ın koltuklarında, ülkenin diğer branşlarına hizmete geldi. Büyük hayaller küçük insanlarla yaşanmaz düşüncesi ile CTP’den Mağusa Milletvekilliği adayı oldunuz. Sevgili Ceyhun, seçimde en yakın dost bildiklerin bile yüzüne güler arkadan Brütüs gibi bıçağı sokar. Seni cebindeki demir pаrаn onlar kаdаr bozuk değil. Unutma zirveye yılan gibi sürünerek yara bere içinde çıkmakta, Kartal gibi süzülerek çıkmakta var. Sen bu güne kadar bulunduğun görevlerde zirveye hep kartal gibi süzülerek kondun Ceyhun. Hayırlı olsun.
**
Sn. Turan Büyükyılmaz, Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı olarak, ‘Ceryan’ değil, ama bu defa yakıt bizi fena tepti. Ocak ayında gereksinim duyulan yakıt 24 bin ton. Buda bugünkü kurla 180 milyon TL’yi buluyor. Ancak dairenin ve Maliyenin de cebi delik, cepkeni delik. Selimiye Camii önünde beyaz mendil açıp, dilenemeyeceğimize göre ‘Beyaz Bayrak’ açıp, üzerine de İFLAS’ yazacağız imasında bulundunuz. Sn. Büyükyılmaz, önce kamudan, sonrada birilerinin sürekli yeşil Işığı yaktığı, kırmızıda bile durmayan ensesi kalın, gerdanı sarkık, Allah bize bizde size diyerek milyonlarca borç biriktirenlerin gırtlağına yapışın. Sonrasında da onlara dünyadaki en okkalı küfrü savurup, eğer iş ceza kesmeye kaldıysa, hakimde, savcıda biziz diyerek Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu gösterin.
**
Sn. Bertan Zaroğlu, UBP’de 6. Sıradan kontenjan adaylığı vermişler. Hayırlı ve uğurlu olsun. Ancak size kontenjan hakkı tanınması, UBP’de rahatsızlık yarattı deniyor. Yolunu kaybetmiş birine yön sorulmaz diyen Ayşaba, YDP’den istifa ettikten sonra Millet Partisi, olmadı Milletin Partisini kuran, ardından da UBP’ye katılarak Lefkoşa’dan 6. Sıradan kontenjan adayı olan Bertan ovlucuğuma, bundan sonra yolun nasıl olacak diye de sormayın dedi. Gatriyaba ise bazı fena kalpliler, Sucuoğlu’nun 6. Sıradan aday gösterttiği Bertan evladımın, temiz, farklı UBP yaratama imajını zedelediğini söylüyor. Güya genç adayların önünü tıkadığı gerekçesi ile mühürlerin kırılmasına neden olacakmış diyorlar. Tamam, gerçekler öğrenilince, zannetmeler biter. Ama birileri bu hayatta, artık günümüzde canından çok sevenin değil, fiziğiyle değil ama suni de olsa gölgesi büyüyenin kazandığını öğrenmeli dedi.
**
Sn. Resmiye Canaltay, Ulaştırmama bakanı olarak sanırım sosyal medyada paylaşılan Çamlıbel-Tepebaşı-Kormacit yolunun halini herhalde gördünüz. Bizim yazları, yüzme havuzu olarak kullanacağımız çukura düştükten ve arabanın canına ot tıkadıktan sonra, bazı arkadaşlar yüzme havuzlarının boyutunu göstertmek için şişe ve ayak ölçümleri ile boyutu gözler önüne serdi. Merakıma gitti, acaba çukurları gördükten sonra bakanlıktakilere, her zaman yaptığınız gibi yine arkadaşlar ne yapacağız. Bunu nasıl çözeceğiz dediniz mi? Yoksa 3 maymunların yanına eğilde gulle geçsin dördüncü maymunu da katarak ‘Susma’ hakkını mı kullandınız? Ne bileyim bu çukurlar Mağusa’da olsaydı kaplumbağa hızı yerine tazı veya tavşan hızını mı kullanırdınız? Asiye Teyze, Resmiye gızıma selam söyleyin. Tembel Hasan Monotonluğunu bıraksın. Çalışma gibi sıradışı ve aşırı bir şey yapsın dedi.
**
Sn. Çağlayan Cesurer, El-Sen eski başkanı olarak yaptığınız paylaşımda, geçtiğimiz akşam, Teknecik Elektrik Santrali’ne yakıt getiren gemi kaptanın, para peşin, kırmızı meşin dedikten sonra, para yoksa yakıtta yok diyerek akaryakıt transferini başlatmadığını belirttiniz. Öğle saatlerinde de hava koşulları nedeniyle, el sallayarak Adios dedikten sonra, Teknecik Limanı’ndan ayrıldığına vurgu yaptınız. AKSA’dan dolar kuru üzerinden pahalı elektrik alıp, yarı fiyatına satmaya devam ediniz. Bu mirasyedi hovardalığınız yüzünden de Karanlık bir geleceğe son sürat ilerlemeye devam ediyoruz dediniz. Ah be Çağlayan başkan ah, Bu aralık başa gelende, gidecek olan da hep anamızı soruyor. Yahu babamız da var dedik. Ama onu boş ver, bize ana lazım dediler. Önemli olan hayatımızın uzunluğu değil, derinliğiymiş. Geçin be bu lafları, gelin be buraya bakın bakalım derinlik kaldı mı diye sorasım geliyor..
**
Sn. Ali Özmen Sefa, İmar Planına tepki göstertirken, yaranızı görüp tuzluğu kapıp gelenlere, bu rant planı ile bu gemi, bu sığ sularda yüzmez dediniz. Bunu sürekli tekrar ederken dilinizde de tüy bitti. Ali Özmen Sefa, kendisi için boğazı yırtılırcasına bağırıyor diyenlere, neredeyse bizler inanma noktasına gelmiştik. Batıda pandemi telaşı. Doğuda göç ve yaşama telaşı. Bizde de İmar Planın yarattığı rant telaş ortalığı sarmış giderken, önce mahkeme, sonrasında Şehir Plancıları Odası ile Mimar ve Mühendisler Odası, böyle gelmiş, böyle gitmeyecek diyerek, İmar Planına ‘Kırmızı Kartı’ gösteriverdi. Ali bey, rant peşinde koşan bazı ucuz insanlar, ülkeye pahalıya mal olur. Ben yaratılan bu duruma ağzımla sövmüyorum. Ama inanın küfür edercesine, bir yerim ile katıla katıla gülüyorum
**
Sn. Hakan Dinçyürek, UBP’ye aday adaylığı müracaatımı hayırlısı ile yaptım dediniz. Ve 11 Aralıkta, tüm üyelerimizin desteğini bekler şimdiden herkese teşekkür ederim diyerek, üyeden destek istediniz. Da, Üyelerin sandığa bırakacakları oylar sonrasında, bu çağrının hayır mı, yoksa şermi getireceğini bilmiyoruz. Doktorum, Diyajen güpegündüz elinde lambayla dolaşırken, kendisine ne yaptığını soranlara, ‘Adam arıyorum, adam’ demişti. Vallahi ne bileyim, UBP müracaatınız, sonrasında adam gibi bir adamını daha buldu. Kaybederse sanırım kaybeden Hakan dinçlyürek değil UBP olur.
**
Kaykay ile gidiyordu
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."