Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Sahibine Mesajlar

Sn. Ersin Tatar, eleştirilerin dozu, kesinlikle hakarete varan, seviyesiz bir durum arzetmemeli. Eleştirilerin dozu aşılırsa tepki göstertmeniz en doğal hakkınızdır. Ama siz Cumhurun yani halkın başkanısınız. Bu durumu mahkemelere taşımak halk ile cumhurun arasını açar. Yenicami başkanlığınızda, 27 sene aradan sonra şampiyon oldu. Bu şampiyonluk, insan sevgisi ile dolu olmanızdan geldi. Size ait televizyon kanalında görev yaptığım yıllarda orada buna bizzat tanık oldum. Ancak son günlerde kişiliğiniz mi değişti ne, muhabirleri kovuyor, sendika başkanlarını mahkemeye veriyor ve seni eleştirenleri mahkemeye vermekle tehdit ediyorsun. Sn. Tatar, öfke sert esen fırtınaya benzer. Dindikten sonra ağaçta ne yaprak nede dal bırakmaz. Ayşaba, Ersin ovlucuğum, o çocuk ruhlu, insanları seven hoşgürü sahibi kimliğine dönse iyi olur diyor.

**

Sn. Faiz Sucuoğlu, Sizin başbakanlığın önü ana-baba gününe dönüşürken, halk ve sendikalar, hak arayışını sürdürürken, sizin patlayan ödünüz, yoğun bakımda dikilirken, Ramazan şerifleriniz hayırlara vesile olsun açıklamanız ‘CUK’ diye yerine oturdu. Ramazan açıklamanızı, iki büklüm eğilerek, ilk önceleri neresini öptüğünüz belli olmayan, ancak sonraları elini öptüğünüzü gördüğümüz meşhur ‘Şeyh’inizin, üç kuluvallahi, iki üfürük, bir tükrük ve on Huu ile bu belayı başınızdan defedebileceği öne sürülüyor. Gücün yarattığı ben yaparım olur durumu, damarlarınızda kan. Gözlerinizde güç. Bende Can, bedenimde anlamdır diyorsunuz. Galiba bu gidişle o güç damarlarınıza bay bay,  bedeninize de caaav, diyecek.

**

Sn. Güven Bengihan, Sn. Ahmet Serdaroğlu, Sn. Arslan Bıçaklı, Ya tam sustururuz, yada kan kustururuz. Bu hususta ne kural tanırız ne de kral diyerek Başbakanlık önüne topladığınız kalabalık ile birilerinin ödünü koparttınız. Masada kesilen her ekmek, ceplerde eriyen her kuruş için, eylem düzenlerken, görkemli eylem sonrasında birilerinin ödünü koparttınız. Ödleri kopanların şuanda yoğun bakımda olup olmadığını bilmiyorum. Bizler, yüklenme ağaca zariftir çürür, yüklenme insana zariftir ölür. Yüklenme hükümetlere kaypaktır süründürür sözünü dikkate almamanın ceremesini çekiyoruz. Ödleri kopanlar, yahu siz halk olarak, vazoyla saksının farkını anlayamadınızsa bizim ne suçumuz var demesinde sanırım haklılık payı var.

**

Sn. Nazım Çavuşoğlu, kimin yaptığı belli olmayan 1 Nisan şakası, size pahalıya patladı. 1 Nisan şakası olarak zayıf gözlüklerinizin değiştirilerek yerine ‘Güneş gözlüğü’ konması sanırım, görme sıkıntısı yarattı. Ve eyleme katılanlar ile çevrenizdekileri iyi ayır edemediğiniz için karıştırdınız. Eyleme katılanlar yerine, çevrenizdekileri gördüğünüz için, Eylemi yapanların, geçim sıkıntısı yaşamayanlar olduklarını söylediniz. Vallahi haklısınız. Aylığı yan menfaatler ile 50 binin altına düşmeyen sizler geçim sıkıntısı çekerken, bir eli yağda bir eli balda olan asgari ücretliler ile maaşa talim eden o meydanı dolduran, caddeye sığmayan halk çok ayıp etti. Ayşaba, bazı yolların dönüşü, bazı hataların özrü, bazı insanların anlamı yoktur. Anlamsız insanları anlamak için çaba sarfetmeyin boş verin dedi.

**

Sn. Tahsin Ertuğruloğlu UBP, Parti Meclisi “Kabineye dışardan atama yapılmayacak” kararına rağmen, abilerinizin umumi isteği üzerine dıştan torpilli olarak Dışişleri bakanlığına oturdunuz. Mutlu olmak için hayatınızdaki fazlalıkları atın diyorlar. Mesela fazla kilo, fazla insan, fazla plan, fazla torpil, fazla hayal ve hırs. Aman sakın bu önerileri kaale almamazlık etmeyin. Sadece Dışişleri Bakanlığı abilerinizi kesmediği için iç ve dış politika konularını sizin ile değerlendiriyorlar. Cumhur koltuğunu hayal edin. Bu konuda plana gerek yok. Nasıl olsa abilerinizin ciğerciği mis. Miyav de, takla at ciğeri kap.

**

Sn. Mine Atlı, TDP olarak, eyleme yaşam ve nefes borumuzu kapatanlar için katıldık. Eylemin nefes borumuzu açmasını beklerken, eski tas ile eski hamamın ayni olduğunu ve açılması için ortaya somut bir talep konmadığını gördük. Slogan atıp ayrılmak kolay, zor olan müdadeleyi büyüterek sürdürmektir. Biz zor olanı seçtik.Yaşanmakta olan anın muhasebesini yaparken, eylem rayında giden, kömürle çalışan trenin, lastiği patladığı için tumba oldu ve  altında kaldık. Hayret ve şok kemiklerimiz kırıldığı için oturma eylemini sabaha kadar devam ettirdik dediniz. Sn. Atlı, Cumhurun başı, kayak yapmak için Trodos’a gidemediği için Bursa Uludağ’a gitti. Başbakan bakanlar kurulundan çıktı. Elektriklerin kesik olduğunu unuttuğu için son çıkan ışıkları kapatsın dedi. Ama elektrikler kesik olduğu için en sonuncu muma üfleyip, helva ikramı için peşinden gitti..

**

Sn. Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a espri soslu mesajınız, milleti güldürdü. Tatar’a, Türkiye gezilerini kitaplaştırması öneriniz bazı teknik detaylar nedeniyle incelemeye alındı. Dur durak demeden, havada giden bir Tayyareden, diğerine araya konan tahta ile geçen Tatar’ın, ‘Tarihin Cilvesi İl İl Türkiye’ isimli kitabı, tüm gezilerini sığmadığı için şimdilik baskıya alınmadı. Geziler, ikiye hatta üçe bölünerek, kitaplaştırılması düşünülüyor. İkinci kitap ‘Geleceğe yürüyoruz’ üçüncü kitap ise ‘Toros Dağları’ isminde çıkacak. Tufan hocam, Ayşaba,  bazı insanlar bize armağandır, bazıları ise ders. Yaşadıklarımızdan ders çıkartabilirsek, ne kitaba nede lafa gerek kalır diyor.

**

Sn. Hasan Büyükoğlu, Halkın Partisi‘nden istifa edip, Ulusal Birlik Partisi’ne geçtikten sonra, seçimde milletvekili seçimini kaybetmenize sakın üzülmeyin. Milletvekilliği büyük ikramiyeyi kaçırmanızı kafanıza takmayın. Mali, Teknik ve Parlamenter Hizmetler Müdürlüğü ekmek kadayıfı, üzerinde Torpil sosu, antep fıstığı tozu serpilmiş teselli ödülünüz afiyet olsun. Sn. Büyükoğlu yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme. Zira bu işin baharı var diyenler haklı çıktı. Gövdeni kestirmeyerek ‘Gökkuşağı’ renklerine girince bak senin için bahar başladı.

**

Sn. Devrim Barçın, UBP-DP-YDP koalisyon hükümeti’nin, KKTC Bol Kepçe Lokantasına, onlarca Geçici İşçi ve Sözleşmeli Personel alımı için yazışmalara başladığını, hatta an itibariyle 14 Geçici İşçi’nin de Başbakanlık‘ta resmi olarak göreve başladığını söyledin. Ve  bu istihdamların, kasasının yanından sıçan geçerken düşse, başı yarılacak olan Maliye‘ye, yıllda 1 milyon 730 bin TL ektra yük getireceğini belilrttin. Ah be Devrim, ölü koyuna, derisinin yüzülmesi eziyet vermez. Ahlak örtüsü olmayanı, başörtüsü dindar yapmazki. Sevgili Devrim, ömrümüz üç sözden ibarettir. Hamdık, piştik ve bunların elinde yandık.

**

Sn. Talip Atalay, YDP’de  Genel Sekreter Enver Öztürk’ün, ‘Müsteşar’ olarak atanması sonrasında, Genel Sekreter görevini devraldınız. Başkan Erhan Arıklı İmam Hatip mezunu. Siz Din İşleri eski başkanı. Dolayısıyla,  iki kulluvahi, bir süphaneke duası ve 2’de Fatiha süresini okuyarak YDP’yi dualar eşliğinde tek başına iktidara taşırsınız. Sn. Atalay, bazen halimize Melekler bile imrenir. Bazen de bazı hükümetlerin yaşattıkları hallerden Şeytan bile iğrenir.

**

Sn. Zeki Çeler Girne Belediyesi bağımsız başkan adayısınız. Bağımsız başkan adayı olarak, görsel açıdan Girne’nin kimliğini, yeşilin her tonunun olduğu bölgeleri ile bahçeli evlerinin çirkin bir görüntü veren betona dönüşmesi nedeniyle karakteristik özelliğini kaybettiğini belirttin. TDP’nin bir üyesi olarak hükümette çalışma bakanlığı yaptınız. Ve birçok deneyimi dağarcığına koydun. Sevgili Zeki, hayatta öğreneceğimiz şeylerin sınırı yoktur. Ne kadar çok şey öğrenirsek o kadar çok şey yaşarız. Ve tabi bunları mensup olduğumuz halka yansıtırız. İnsanlığa davet etsek yol tarifi isteyecekler var. Ama senin o yolu sürekli gidip geldiğine tanık olduk.

**

Sn. Fezile Osum 10 yıldan uzun bir süredir mağdurların ve korunmaya muhtaç insanların savunuculuğunu yapıyorsunuz. Bazılarına göre havassu garayanni olarak görülen insan haklarına, göğsünüzü gere gere sahip çıktınız. Mülteci Hakları Derneği Proje Koordinatörü ve İnsan Hakları Platformu üyesi olarak, Birleşmiş Milletler’in Palermo Protokolü’nün imzalanması ile ilgili yürütülen çalışmanın ayrıca öncülüğünü yaptınız. Çoğumuzun bu çalışmalarınızı fark etmemesine karşın, ABD Dışişleri Bakanlığı fark ederek sizi ‘Cesur Kadınlar Ödülü“ne layık gördü. Sn. Osum, insanın ve insanlığın en büyük hatası, doğru zamanı yanlış kişiler ile doldurmasıdır. Galiba bu defa bingo diyerek, doğru insanı bulduk.

Fıkra

Cenaze Şoförü

Taksicilikte ilk günü olan şoförün taksisine binen müşteri şoföre bir şey sormak için hafifçe omzuna dokunur.

Omzuna dokunulmasıyla Şoför bir çığlık atıp, direksiyonun kontrolünü kaybeder

 ve kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur ve arkaya dönüp müşteriye:

"Bir daha bunu yaparsan gözünü patlatırım!" diye bağırır.

Müşteri;

"Ufacık dokunmanın sizi bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemedim, özür dilerim" der.

Kendini toparlamış olan şoför, müşteriye dönüp:

"Haklısınız, sizin kabahatiniz yok, bugün benim taksicilikte ilk günüm, 25 senedir cenaze arabasında şoförlük yapıyordum da!"