Sahibine mesajlar
Sn. Recep Tayyip Erdoğan, NATO’ya üye olmak için müracaat eden Finlandiya ile İsveç’in üyeliğine androş (Takoz) koymanız, Danimarka Dışişleri heyetinin, Suriye’nin Haseki bölgesinde, Abdulkerim Ömer isimli YPG’nin önde gelen isminin yanısıra, PYD ve YPG’liler ile görüşmesi, biz kendimize yakışanı severiz. Herkese yapışanı değil, konusundaki görüşünüzde haklı olduğunuzu göstertti. NATO ile üyelerinin birer ‘Brütüs’ oldukları ve çürümeye yüz tutmuş oldukları birkez daha gözler önüne serildi.
**
Sn. Ünsal Üstel güven oyu sonrasında, Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma, Meclis-i Mebusanın kürsüsünden yaptığınız konuşmada, 50 kuruşluk çikolatanın verdiği mutluluğu veremeyen insanlar gibi olmayalım. Duyanın ve görenin olmadığı ancak bağıra bağıra gelmekte olan "İflas"ın önüne, birlikte,androşu koyalım. Birlikte üreteceğimiz fikirler ile fırtınadan çıkararak güzel günlere el uzatalım dediniz. Halk olarak, şimdilerde, toz konduramadıklarımız, ülkenin iflası sonrasında, kirden görünmez olmak istemiyorsa, kesinlikle bu çağrıya kulak vermesi gerekir
**
Sn. Faiz Sucuoğlu, Başbakanlığınız sırasında, her şeyi bilmeniz gibi bir beklentimiz yoktu. Ama en azından ülkenin tapusunu, protokol adı altında verme gibi bir haddinizin olmadığını bildiğinizi sanıyorduk. imzaladığınız ve sır gibi saklanan İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü, su yüzeyine çıktı. Mavro yerimo kalsın, protokol adı altında, ülkenin tapu devir teslim işlemi ‘Versay’ anlaşması ile Sevir anlaşmasından bile beter olduğunu gözlemledik. Bazı siyasiler, boğazımızda düşümlenen hıçkırık gibidir. Ne aksırsak nede tıksırsak gurguramızdan temizleyemiyoruz.
Sn. Mehmet Ali Talat, rahmetli Özker Özgür’e bayda atıp düşürdükten sonra, bizimkisi partiye duyulan bir aşk hikayesi diyerek partinin başına geçmiştiniz. Anavatanım Kıbrıs derken, kokusu burun kemiği kraın, Ciğerciğin mis.kokusu sonrasında ciğerciği tattıktan sonra, Türkiye vatandaşı olsam Erdoğan’a ve AKP’ye oy veririm noktasında Aşk hikayesi Kolltuk aşkına dönüştü. Gözümüzü karartan koltuk aşkı “ifade ve düşünce özgürlüğü” ile gazetecilerin kalemlerine pranga vuracak olan yasasının tohumlarını attınız. Ve tohumlar şimdi Çınar ağacına dönüştü. Sn. Talat, Ozon tabakası delindiği için artık lafı olmaz. Ama sizin Güven tabakası kevgire döndü..
**
Sn. Can Sözer, ‘Vatan hainleri’ sınıfına hiçbir gerekçe olmadığı halde sokularak, konulan Giriş yasağı nedeniyle, Türkiye’ye alınmayan yurttaşlarımız gibi polis nezaretinde bekletildikten sonra, KKTC’ye geri gönderildiniz. Vatan, Millet, Sakarya, Nurlu Ufuklar senfoni orkestrası sükut altındır bestesini çalarken, şefi de bağımısız, bağlantısız, egemen devlet ‘Arya’sının, eğilde gulle geçsin bölümünü sunmaya çalıştı. Sevgili Can, bizde bütünleme yok. Bazıları Bir kere geçer not almadılarmı, zamanı geldiğinde bir daha sınıfı geçemez ve sandıkta kalır.
**
Sn. Sefa Karahasan, bizim minik kuşlar, geçtiğimiz gün yaşanan ve taşınan pankartlar nedeniyle, büyük gürültü kopartan protesto gösterilerinden 1-2 gün önce, hayat, planlar yaparken, KKTC hükümetlerinin başımıza ördüğü çoraplardır diyen solun uç kısmındaki kişiler ile bir cafede buluştuğunu öne sürdü. Bu buluşmalar Sefa sağdan sola mı geçiyor diye yorumların yapılmasına neden olurken, yelpaze geniştir. Karşıt görüşlerin yer aldığı yelpazede yer değiştirmeler olabilir diyenlerde oldu. Sevgili Sefa, ister sağda, isterse solda, başını daima dik tut unutma başı eğik olanın celladı çok olur.
**
Sn. Yiğitcan Hekimoğlu, ülkede her kesimden insan ekonomik kriz nedeniyle ciddi belirsizlik yaşıyor. Bunun sıkıntısını da günlük yaşamlarında çekiyor. Senin 100 metre finalinde sezonun "En Iyi " derecesine imza atman sonrasında, 4- 5 Haziran Erzurum da yapılacak olan "ULUSLARARASI BAYRAK YARIŞI" için Milli takımdan davet alman, senin başarılarına uzanamayanları kara kara düşünmeye sevk etti. Sevgili Yiğitcan hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Sen elde ettiğin başarılar sonrasında, başarının zirvesinde dört dörtlük yaşarken, senin başarılarını kıskananlar ve sana yetişemeyeceklerini bilenlerin kıskançlıklarından bir yerleri uç buçuk atıyor.
*
Sn. Fatma Baysal, öğretmenlikten siyasi arenaya adım attıktan sonra arkadaşlarınıza ‘Güneş’ topladım sizin için derken, YDP’de milletvekili adayı olarak seçilirsem ülkeyi ‘Meşale’ ile aydınlatacağım dediniz. Ancak siyasi tercihiniz sonrasında ‘Hava ‘ birden bozdu. Belli makamlara yapılacak istihdamlar fırtına yarattı. Meydana gelen fırtına, yaratılmaya çalışılan suni ‘Tusunami’ tekerinizin önüne taşları yuvarladı. Sn. Baysal, Brütüs’e dönüşen Hava’lara dikkat etmek gerekir. kötü bir işin en gizli şahidi vicdandır. Ama unutmayın, ‘Brütüs’ler hak hukuk timsali Hakkı dayıyı kalp kriziden öldürürken, Vicdan ablanın da yoğun bakıma girmesine neden oldu.
**
Sn. Kudret Özersay, toparlanıyoruz hareketinden sonra, siyasette yaşanan ‘Ali Cengiz’ oyunları, sizi siyasete girdiğinize bin pişman etti. Milletvekilliğiniz de, siyasetiniz de başınızdan bin beytambal galsın demediniz. Ama bıktırıp usandırdınız. ‘Sine-i Millete’ dönüp, DAÜ’deki akademisyenlik görevime geri döneceğim dediniz. Da, yufka yüreğinle kıymalı börek yapanlar, sine-i millete dönmek istemen sonrasında, kıymalı börekten vazgeçip istifanıza oy verecek mi? Kudret Hocam, kime kıymet verdiysen hayatını ‘kıyamete’ çevirmesini iyi bildi. Bence bunları hayata baktığı pencereden, atmalısın.
**
Sn. Cansu N. Nazlı, Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölge Sorumlusu ve bir Avukat olarak, Fikir ve ifade özgürlüğünün, Kıbrıslı Türk Halkının kırmızı çizgisi olduğunu, bu çizgiyi geçmeye çalışanların karşısında halkı bulacağını belirtiniz. Talat zamanında hayat bulan bu yasanın tamamıyla kaldırılması gerekirken defalarca tadil edildiğini belirttiniz. Sn. Nazlı, Ana kuzuları ‘Ana’da ne varsa burda da olacak demiyormu? Eller göbekte, emme basma tulumba gibi kafa sallamıyorlarmı? Ayakkabı mağazası gibi, her numara bulunan kıymet verdiğimiz bazı siyasiler hayatımızı ‘kıyamete’ çevirmeye devam edecekler
Dişlerini sakladım
Doksanlı yaşlara yaklaşmış iki yaşlı kadın sohbet ediyorlarmış.
- "Benim bey bu sıralarda kötü bir alışkanlık edindi. Tırnaklarını yemeye başladı. Ne yaptıysam vazgeçiremedim. Sinirlerimi bozuyor."
Diğer kadın ise cevaben:
- "Haklısın benimki de bir ara başladı ama uyguladığım tedbirlerle tırnak yemesini engelledim." der.
- "Çok iyi! Ne yaptıysan bana da öğret lütfen."
- "Çok basit dişlerini sakladım."